11 Nisan 2025 Cuma

KÖTÜYE KULLANILMASI

  GÖREVİN KÖTÜYE KULLANILMASI

. Devlet görevlileri, kamu çalışanları görevlerini kötüye kullanıp, çıkar sağlarsa ne düşünürüz?

. Devlet görevlilerinin ve kamu çalışanlarının görevlerini kötüye kullanıp çıkar sağlaması, toplum için son derece ciddi ve yıkıcı sonuçlar doğuran bir durumdur.

. Bu tür davranışlar sadece yasalara aykırı olmakla kalmaz, aynı zamanda kamuya olan güveni sarsar, adaleti zedeler ve toplumsal huzuru bozar.

. Menfaat elde etmek, çıkar, mal, mevkii, elde etme duyguları, aşırı güçlü istekler… ne yazık ki insanları etkisi altına almaktadır.

. Bu tür insanlar her türlü kurallara, yasalar ve gelenek, göreneklere rağmen isteklerinin, tutkularının etkisinde kalmaktadır.

. Ne yazık ki bu durum insanlık tarihinde sıkça karşılaşılan ve günümüzde de varlığını sürdüren bir gerçektir.

. Çıkar, mal, mevki ve menfaat elde etme arzusu, yani ihtiraslar, zaman zaman insanların ahlaki değerlerini ve erdemlerini gölgede bırakabilmektedir.

. Siyasette, devlet görevinde bile çıkarları için her şeyi yapabilecek insanlar vardır; eğer devlet ve kamu kurumları gittikçe artan bir yükselişle hırsızlığa, yolsuzluklara dönük bir yapı oluşturuyor ise artık o rejim son derece yıkıcı ve zararlı olmuştur. (hırsızlık rejimi=kleptokrasi)

. Bu durumun çeşitli nedenleri ve sonuçları bulunmaktadır:

A) NEDENLERİ:

-Devlet Yönetimi:

Eğer adil, demokratik bir hukuk devleti yok ise, yargı ve adalet sistemi iyi çalışmıyorsa, denetlemeler yeterli değilse insanlar kişisel çıkarları için her tülü yola girebilirler.

-Toplumsal Yapılar:

Toplumdaki eşitsizlikler, güç dengesizlikleri ve statü arayışı gibi faktörler, bazı insanların bu tür duygularını daha yoğun yaşamasına ve ahlaki sınırları zorlamasına yol açabilir.

-Ekonomik Sistemler:

Kapitalist sistemlerdeki rekabetçi ortam ve sürekli büyüme hedefi, bireyleri daha fazla kazanmaya ve sahip olmaya teşvik edebilir.

-Bireysel Psikoloji:

İnsanın doğasında var olan rekabet duygusu, başarı arzusu ve daha iyi bir yaşam standardına ulaşma isteği gibi faktörler ihtirasları tetikleyebilir.

-Eğitim ve Değerler:

Aile ve toplum tarafından verilen eğitimin ve benimsenen değerlerin yetersizliği veya yanlış yönlendirmesi, ahlaki pusulanın zayıflamasına neden olabilir.

-Medya ve Popüler Kültür:

Başarıyı ve zenginliği yücelten, etik değerleri arka plana atan medya içerikleri ve popüler kültür figürleri, bu tür ihtirasları normalleştirebilir ve hatta teşvik edebilir.

B) SONUÇLARI:

-Kamu Güveninin Sarsılması:

Devlet kurumlarına ve kamu görevlilerine duyulan güven ciddi şekilde azalır. Vatandaşlar, devletin adil ve dürüst bir şekilde yönetildiğine dair inançlarını kaybedebilirler.

-Kamu Kaynaklarının Kötüye Kullanılması:

Devletin sahip olduğu mal, para ve diğer kaynaklar, kamu yararı yerine kişisel çıkarlar için kullanılabilir. Bu durum, kamu hizmetlerinin kalitesini düşürür ve devletin ekonomik olarak zarar görmesine yol açar.

-Yolsuzluk ve Rüşvetin Yaygınlaşması:

Birkaç olayın ortaya çıkması, diğer görevliler arasında da benzer davranışların yaygınlaşmasına neden olabilir. Bu durum, devletin tüm kademelerinde yolsuzluk ve rüşvet kültürünün oluşmasına zemin hazırlayabilir.

-Adaletsizlik ve Eşitsizlik: Görevini kötüye kullananlar haksız kazanç elde ederken, dürüst ve yasalara uygun davranan vatandaşlar ve diğer kamu çalışanları mağdur olabilir. Bu durum, toplumsal adaletsizlik ve eşitsizlik algısını artırır.

-Hukukun Üstünlüğünün Zedelenmesi:

Görevini kötüye kullananların cezasız kalması veya yeterince cezalandırılmaması, hukukun üstünlüğü ilkesine zarar verir. Bu durum, suç işlemeyi caydırıcı mekanizmaların etkinliğini azaltır.

-Toplumsal Çürüme:

Yolsuzluk, adaletsizlik, eşitsizlik ve güvensizlik gibi sorunlar artabilir. Toplumsal dayanışma ve iş birliği zayıflayabilir.

-İlişkilerin Bozulması:

İnsanlar arasındaki ilişkilerde samimiyet ve güven azalabilir. Çıkar odaklı yaklaşımlar, dostlukları ve aile bağlarını zedeleyebilir.

-Bireysel Mutsuzluk:

Sürekli bir tatminsizlik ve daha fazlasını isteme hali, bireylerin gerçek mutluluğu ve huzuru bulmasını zorlaştırabilir.

-Etik İhlaller:

Yalan söyleme, hile yapma, başkalarının haklarını gasp etme gibi etik dışı davranışlar yaygınlaşabilir.

-Çevresel Tahribat:

Sınırsız kar hırsı ve tüketim odaklı yaşam tarzı, doğal kaynakların tükenmesine ve çevresel sorunların artmasına neden olabilir.

-Toplumsal Huzursuzluk ve Öfke:

Vatandaşlar, kamu görevlilerinin bu tür ahlaksız ve yasa dışı davranışlarına karşı öfke ve hayal kırıklığı yaşayabilirler. Bu durum, toplumsal gerginlikleri ve protestoları tetikleyebilir.

-Devletin İtibar Kaybı (Ulusal ve Uluslararası Düzeyde):

Yolsuzluk vakaları, devletin hem kendi vatandaşları nezdinde hem de uluslararası platformlarda itibarını zedeler. Bu durum, uluslararası ilişkileri ve ekonomik iş birliğini olumsuz etkileyebilir.

-Kalkınma ve Gelişmenin Engellenmesi:

Yolsuzluk ve kamu kaynaklarının kötüye kullanılması, devletin yatırım yapma ve kamu hizmetlerini iyileştirme kapasitesini azaltır. Bu durum, ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınmasını olumsuz etkiler.

C) ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER:

-Etkin Denetim Mekanizmaları:

Devlet kurumlarının ve kamu çalışanlarının faaliyetlerinin düzenli ve etkin bir şekilde denetlenmesi gereklidir. İç denetim birimleri güçlendirilmeli ve bağımsız denetim mekanizmaları oluşturulmalıdır.

-Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik:

Kamu yönetiminde şeffaflık ilkesi benimsenmeli ve kamuoyu bilgilendirilmelidir. Kamu görevlilerinin mal beyanları düzenli olarak alınmalı ve incelenmelidir. Hesap verebilirlik mekanizmaları etkin bir şekilde işletilmelidir.

-Güçlü Etik Kurallar ve Eğitim:

Kamu görevlileri için net etik kurallar belirlenmeli ve bu kurallar düzenli eğitimlerle pekiştirilmelidir. Etik davranış ilkelerine uyulması teşvik edilmeli ve ihlallerin yaptırımları açıkça belirtilmelidir.

-Bağımsız ve Etkin Yargı:

Görevini kötüye kullanan kamu görevlilerinin adil ve hızlı bir şekilde yargılanması ve gerekli cezaları alması sağlanmalıdır. Yargının bağımsızlığı ve etkinliği, cezasızlık algısının önüne geçilmesi açısından hayati önem taşır.

-Medya ve Sivil Toplumun Rolü:

Medyanın ve sivil toplum kuruluşlarının yolsuzluk iddialarını araştırması ve kamuoyunu bilgilendirmesi desteklenmelidir. Eleştirel seslerin susturulmaması ve şeffaflığın sağlanmasına katkıda bulunulması önemlidir.

-İhbar Mekanizmalarının Güçlendirilmesi:

Yolsuzluk ve görevi kötüye kullanma durumlarını ihbar edenlerin korunması ve teşvik edilmesi için güvenilir mekanizmalar oluşturulmalıdır.

-E-Devlet Uygulamalarının Yaygınlaştırılması:

Kamu hizmetlerinin elektronik ortamda sunulması, bürokrasiyi azaltarak ve insan temasını en aza indirerek yolsuzluk riskini azaltabilir.

-Siyasi İrade ve Kararlılık:

Yolsuzlukla mücadele konusunda güçlü bir siyasi irade ve kararlılık gösterilmesi, alınacak önlemlerin başarısı için temel şarttır.

Ç) KISACA:

. Tümsel olarak bir ülkede gerek devlet sistemi, gerekse de toplumsal düzen büyük bir çöküş göstermekte ise her türlü yolsuzluk, rüşvet ve hırsızlıklar ortaya çıkar ve sistemle bütünleşir.

. Tek tek bir çözüm asla yarar sağlamaz; devletin, kamunun ve toplumsal düzenin tam bir hukuk devleti yapısı altına girebilmesi gerekir ki suça kaymalar önlenebilsin

. Devlet yönetiminde tam anlamı ile gerçek hukuk devleti ilkeleri uygulanıyor olmalıdır.

. Denetimler, adil ve acil yargılama, şeffaf yönetim… gibi ilkeler ve suçun ortaya çıkacağı gerçeği ile insanların görevlerini kötüye kullanmaları engellenebilir.

. Ancak, bu durumun mutlak ve değişmez olmadığını da unutmamak gerekir.

. Bu durum üzücü bir gerçek olsa da, insanlığın potansiyelini ve daha iyi bir gelecek inşa etme umudunu kaybetmemek önemlidir.

. Bireysel ve toplumsal düzeyde etik değerlere sahip çıkmak ve bu yönde çaba göstermek, daha adil ve erdemli bir dünyanın mümkün olduğunu hatırlatır.

. Devlet görevlilerinin ve kamu çalışanlarının görevi kötüye kullanması, toplumun tüm kesimlerini olumsuz etkileyen bir suçtur.

. Bu nedenle, bu tür davranışlarla etkin bir şekilde mücadele etmek ve kamu yönetiminde dürüstlük, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerini hakim kılmak, sağlıklı bir toplum ve güçlü bir devlet için hayati önem taşımaktadır.

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2025.04.12, MŞ.

.       (Araştırma, değerlendirme yazım)

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapanın adı ve soyadı: