. KİŞİLİKLİ, ONURLU BİR YAŞAM İSTEMELİYİZ
. ŞEREFSİZ, onursuz, haysiyetsiz, namussuz
davranışlar nasıl bu kadar yayıldı?
. İnsanların kişisizlikleşmesine, ne ahlak, ne
de değerlere önem vermez oluşuna neler sebep olmuştur?
. Her yerde, yakında, uzakta.. görülüyorlar.
. Tüm toplumun zihni, ahlakı bozulmuş, gibi gözüküyor
. İnsanların bu denli kişisizlikleşmesine her
an "yeniden" şaşırıyorum.
. "Utanmak duygusu" yok olmuş.
. "Yüzsüz, kişiliksiz, onursuz"
acayip varlıklar olarak dolaşmayı seçmişler.
. "Saygı" unutulmuş…
. Her şeyden önemlisi ise "insanın
kendisine saygısı kalmamış."
A) Bu tür davranışların yaygınlaşmasının birçok nedeni olabilir.
1-Toplumsal
Değerlerin Zayıflaması: Toplumda ahlaki değerlere verilen önemin azalması, bu
tür davranışların normalleşmesine yol açabilir.
2-Eğitim
Eksikliği: İnsanların yeterli ahlaki eğitim almaması, doğru ile yanlış
arasındaki farkı anlamalarını zorlaştırabilir.
3-Medyanın
Etkisi: Medyada sürekli olarak olumsuz örneklerin sergilenmesi, insanların bu
tür davranışları normal olarak görmesine neden olabilir.
Ekonomik
Zorluklar: Yoksulluk ve işsizlik gibi ekonomik sorunlar, insanları ahlaki
olmayan yollara itebilir.
4-Ceza
Sisteminin Yetersizliği: Suçluların yeterince ceza almaması, caydırıcılığı
azaltabilir ve bu tür davranışların artmasına neden olabilir.
İnsanların kişisizlikleşmesine
ne ahlak, ne de değerlere önem vermez oluşuna neler sebep olmuştur?
İnsanların
kişisizleşmesi ve ahlaki değerlere önem vermemesi, karmaşık bir sorundur ve tek
bir nedeni yoktur.
B) Bu duruma katkıda bulunan bazı önemli etkenler şunlardır:
1.
Bireyselleşme ve Yabancılaşma: Modern toplumda bireyselleşmenin artmasıyla
birlikte, insanlar arasındaki bağlar zayıflayabilir.
Özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar, kendilerini yalnız ve
yabancılaşmış hissedebilirler.
Bu
durum, insanların başkalarına karşı duyarsızlaşmasına ve sadece kendi çıkarlarını
düşünmesine yol açabilir.
2.
Tüketim Kültürü: Tüketim odaklı bir toplumda, insanların değeri sahip oldukları
maddi varlıklarla ölçülür hale gelebilir.
Bu
durum, insanları sürekli olarak daha fazla tüketmeye teşvik eder ve değerlerini
unutturabilir.
Ayrıca,
tüketim kültürünün dayattığı "her şeyin en iyisine sahip olma"
düşüncesi, insanlarda kıskançlık, hırs ve tatminsizlik gibi olumsuz duygulara
yol açabilir.
3.
Medyanın Etkisi: Medya, insanların değer yargılarını ve davranışlarını
etkileyebilir.
Özellikle şiddet, cinsellik ve ahlaki olmayan davranışların
sıkça sergilenmesi, insanların bu tür davranışları normal görmesine neden
olabilir.
Ayrıca,
sosyal medyada yaratılan sanal kimlikler ve mükemmeliyetçi yaşam tarzları,
insanlarda yetersizlik ve mutsuzluk duygularına yol açabilir.
4.
Eğitim Sisteminin Yetersizliği: Eğitim sistemi, sadece bilgi aktarmakla
kalmayıp, aynı zamanda öğrencilerin ahlaki değerlerini de geliştirmelidir.
Ancak
günümüzde eğitim sistemi, genellikle öğrencileri sınavlara hazırlamaya
odaklanır ve ahlaki değerlerin öğretilmesine yeterince önem vermez.
Bu
durum, öğrencilerin kişisel gelişimlerini olumsuz etkileyebilir.
5.
Ekonomik Zorluklar: Yoksulluk, işsizlik ve gelir eşitsizliği gibi ekonomik
sorunlar, insanları olumsuz etkileyebilir.
Bu durum, insanların stres, kaygı ve umutsuzluk yaşamasına neden
olabilir ve ahlaki değerlere önem vermelerini zorlaştırabilir.
Ayrıca,
ekonomik zorluklar, insanları suç işlemeye veya ahlaki olmayan yollara
başvurmaya itebilir.
6.
Küreselleşme ve Kültürel Değişim: Küreselleşme, farklı kültürlerin etkileşimini
artırmış olsa da, bazı durumlarda kültürel değerlerin aşınmasına neden
olabilir.
Özellikle
geleneksel değerlere bağlı olan toplumlarda, batı kültürünün etkisiyle birlikte
ahlaki değerlerde değişimler yaşanabilir.
Bu
durum, bazı insanlar tarafından "olumsuz" olarak algılanabilir.
C) Bu nedenlerin birkaçı bir araya gelerek, bu tür olumsuz
davranışların yaygınlaşmasına katkıda bulunabilir.
Tüm
bu etkenler bir araya gelerek, insanların kişisizleşmesine ve ahlaki değerlere "önem
vermemesine" katkıda bulunabilir.
Bu
sorunun çözümü için, toplumun her kesiminin işbirliği yapması gerekmektedir.
Devlet
çok daha çağdaş, güçlü bir milli eğitimi sağlamalıdır.
Okullarda
ve ailede "değerler eğitimi" günlük yaşamın her anında yer almalıdır.
Öncelikle, bireysel değerlerin ve ahlaki değerlerin yeniden
güçlendirilmesi ve bilincin güçlendirilmesi önemlidir.
Öncelikle,
ahlaki ve eğitimin kalitesinin artırılması önemlidir.
Medyanın
daha sorumlu davranması ve olumlu örnekleri öne çıkarması da gereklidir.
Ekonomik
sorunların çözümü ve ceza sisteminin etkinliğinin artırılması da bu konuda
önemli adımlar olacaktır.
Toplumsal
adaletin sağlanması da gereklidir.
"Olumlu
otorite" ve bilgiye dayalı saygı edinme ve saygı gösterme konularındaki
boşluklar yok edilmelidir.
Özellikle "dijital çağla" birlikte gelen zihin
yönlendirmelerine karşı durabilecek güçlü bir toplum nasıl oluşturulabilir,
diye düşünmeliyiz.
Tüketim
hırsına ve tuzaklarına düşmeyen bir çocuk nasıl yetiştirilebilir, nelere dikkat
etmeliyiz, diye düşünmeliyiz.
Toplumda, devlette, kamuda öne çıkan kişilerin son derece özenli
ve dikkatli davranması, konuşması gerekir.
Toplumsal
dengelerin sağlanması, ekonomik dengesizliklerin önlenmesi için devlet güçlü ve
güvenilir politikalar geliştirmelidir.
. ÖNCE KENDİMİZ, AİLEMİZ, ÇEVREMİZ İÇERİSİNDE
"KİŞİLİK" VE "ONUR", "SAYGI" ÜZERİNDE ÇOK
DİKKATLİ VE İLKELİ OLMALIYIZ.
. Öğretmen
Gönen ÇIBIKCI, 2025.02.20, MŞ.
. (Kişisel araştırma ve değerlendirme yazım)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: