19 Şubat 2025 Çarşamba

KİŞİLİKLİ, ONURLU BİR YAŞAM

.   KİŞİLİKLİ, ONURLU BİR YAŞAM İSTEMELİYİZ

ŞEREFSİZ, onursuz, haysiyetsiz, namussuz davranışlar nasıl bu kadar yayıldı?

.  İnsanların kişisizlikleşmesine, ne ahlak, ne de değerlere önem vermez oluşuna neler sebep olmuştur?

.  Her yerde, yakında, uzakta.. görülüyorlar.

.  Tüm toplumun zihni, ahlakı bozulmuş, gibi gözüküyor

.  İnsanların bu denli kişisizlikleşmesine her an "yeniden" şaşırıyorum.

.  "Utanmak duygusu" yok olmuş.

.  "Yüzsüz, kişiliksiz, onursuz" acayip varlıklar olarak dolaşmayı seçmişler.

.  "Saygı" unutulmuş…

.  Her şeyden önemlisi ise "insanın kendisine saygısı kalmamış."

A) Bu tür davranışların yaygınlaşmasının birçok nedeni olabilir.

1-Toplumsal Değerlerin Zayıflaması: Toplumda ahlaki değerlere verilen önemin azalması, bu tür davranışların normalleşmesine yol açabilir.

2-Eğitim Eksikliği: İnsanların yeterli ahlaki eğitim almaması, doğru ile yanlış arasındaki farkı anlamalarını zorlaştırabilir.

3-Medyanın Etkisi: Medyada sürekli olarak olumsuz örneklerin sergilenmesi, insanların bu tür davranışları normal olarak görmesine neden olabilir.

Ekonomik Zorluklar: Yoksulluk ve işsizlik gibi ekonomik sorunlar, insanları ahlaki olmayan yollara itebilir.

4-Ceza Sisteminin Yetersizliği: Suçluların yeterince ceza almaması, caydırıcılığı azaltabilir ve bu tür davranışların artmasına neden olabilir.

İnsanların kişisizlikleşmesine  ne ahlak, ne de değerlere önem vermez oluşuna neler sebep olmuştur?

İnsanların kişisizleşmesi ve ahlaki değerlere önem vermemesi, karmaşık bir sorundur ve tek bir nedeni yoktur.

B) Bu duruma katkıda bulunan bazı önemli etkenler şunlardır:

1. Bireyselleşme ve Yabancılaşma: Modern toplumda bireyselleşmenin artmasıyla birlikte, insanlar arasındaki bağlar zayıflayabilir.

Özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar, kendilerini yalnız ve yabancılaşmış hissedebilirler.

Bu durum, insanların başkalarına karşı duyarsızlaşmasına ve sadece kendi çıkarlarını düşünmesine yol açabilir.

2. Tüketim Kültürü: Tüketim odaklı bir toplumda, insanların değeri sahip oldukları maddi varlıklarla ölçülür hale gelebilir.

Bu durum, insanları sürekli olarak daha fazla tüketmeye teşvik eder ve değerlerini unutturabilir.

Ayrıca, tüketim kültürünün dayattığı "her şeyin en iyisine sahip olma" düşüncesi, insanlarda kıskançlık, hırs ve tatminsizlik gibi olumsuz duygulara yol açabilir.

3. Medyanın Etkisi: Medya, insanların değer yargılarını ve davranışlarını etkileyebilir.

Özellikle şiddet, cinsellik ve ahlaki olmayan davranışların sıkça sergilenmesi, insanların bu tür davranışları normal görmesine neden olabilir.

Ayrıca, sosyal medyada yaratılan sanal kimlikler ve mükemmeliyetçi yaşam tarzları, insanlarda yetersizlik ve mutsuzluk duygularına yol açabilir.

4. Eğitim Sisteminin Yetersizliği: Eğitim sistemi, sadece bilgi aktarmakla kalmayıp, aynı zamanda öğrencilerin ahlaki değerlerini de geliştirmelidir.

Ancak günümüzde eğitim sistemi, genellikle öğrencileri sınavlara hazırlamaya odaklanır ve ahlaki değerlerin öğretilmesine yeterince önem vermez.

Bu durum, öğrencilerin kişisel gelişimlerini olumsuz etkileyebilir.

5. Ekonomik Zorluklar: Yoksulluk, işsizlik ve gelir eşitsizliği gibi ekonomik sorunlar, insanları olumsuz etkileyebilir.

Bu durum, insanların stres, kaygı ve umutsuzluk yaşamasına neden olabilir ve ahlaki değerlere önem vermelerini zorlaştırabilir.

Ayrıca, ekonomik zorluklar, insanları suç işlemeye veya ahlaki olmayan yollara başvurmaya itebilir.

6. Küreselleşme ve Kültürel Değişim: Küreselleşme, farklı kültürlerin etkileşimini artırmış olsa da, bazı durumlarda kültürel değerlerin aşınmasına neden olabilir.

Özellikle geleneksel değerlere bağlı olan toplumlarda, batı kültürünün etkisiyle birlikte ahlaki değerlerde değişimler yaşanabilir.

Bu durum, bazı insanlar tarafından "olumsuz" olarak algılanabilir.

C) Bu nedenlerin birkaçı bir araya gelerek, bu tür olumsuz davranışların yaygınlaşmasına katkıda bulunabilir.

Tüm bu etkenler bir araya gelerek, insanların kişisizleşmesine ve ahlaki değerlere "önem vermemesine" katkıda bulunabilir.

Bu sorunun çözümü için, toplumun her kesiminin işbirliği yapması gerekmektedir.

Devlet çok daha çağdaş, güçlü bir milli eğitimi sağlamalıdır.

Okullarda ve ailede "değerler eğitimi" günlük yaşamın her anında yer almalıdır.

Öncelikle, bireysel değerlerin ve ahlaki değerlerin yeniden güçlendirilmesi ve bilincin güçlendirilmesi önemlidir.

Öncelikle, ahlaki ve eğitimin kalitesinin artırılması önemlidir.

Medyanın daha sorumlu davranması ve olumlu örnekleri öne çıkarması da gereklidir.

Ekonomik sorunların çözümü ve ceza sisteminin etkinliğinin artırılması da bu konuda önemli adımlar olacaktır.

Toplumsal adaletin sağlanması da gereklidir.

"Olumlu otorite" ve bilgiye dayalı saygı edinme ve saygı gösterme konularındaki boşluklar yok edilmelidir.

Özellikle "dijital çağla" birlikte gelen zihin yönlendirmelerine karşı durabilecek güçlü bir toplum nasıl oluşturulabilir, diye düşünmeliyiz.

Tüketim hırsına ve tuzaklarına düşmeyen bir çocuk nasıl yetiştirilebilir, nelere dikkat etmeliyiz, diye düşünmeliyiz.

Toplumda, devlette, kamuda öne çıkan kişilerin son derece özenli ve dikkatli davranması, konuşması gerekir.

Toplumsal dengelerin sağlanması, ekonomik dengesizliklerin önlenmesi için devlet güçlü ve güvenilir politikalar geliştirmelidir.

.  ÖNCE KENDİMİZ, AİLEMİZ, ÇEVREMİZ İÇERİSİNDE "KİŞİLİK" VE "ONUR", "SAYGI" ÜZERİNDE ÇOK DİKKATLİ VE İLKELİ OLMALIYIZ.

.      Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2025.02.20, MŞ.

.     (Kişisel araştırma ve değerlendirme yazım) 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapanın adı ve soyadı: