. - "ESKİ BAYRAMLARI ANIMSADIK"
• Eskiden bayramlar hepimizindi ve halk, herkes tamamıyla sahip çıkardı birbirine.• İnanırdı devletine, cumhuriyete, devrimlerine ve de milletine.
• ATATÜRK’ü tanımayan, inanmayan, sevmeyen olmazdı.
• Halk tek yürek olarak zamanı geldiğinde resmi ve dinsel bayramlarını birlikte kutlardı.
• Bayram sabahı namaza gitmek için güzelce hazırlanılır ve hiçbir cami ayrımı yapmaksızın "Bayram Namazı"na gidilir ve hemen bayramlaşmalara başlanılırdı
• Sokaklar her bir yöne koşuşan insanlarla dolardı bayramlarda...
• Hemen, hemen herkes yaya giderdi gideceği yere...
• Belediye otobüsü ve dolmuş yoktu küçük kentlerde.
• Akrabalar ziyaret edilir, eller öpülürdü.
• Çocuklar… en çok onlar sevinirlerdi ramazanda, kurbanda…
• ‘’Sen ne kazandın?’’ diye sorulurdu hep.
• Evler insanlarla dolar, dolar taşardı.
• Hiç kimsenin aklına bayram ziyaretinden "kaçmak" gelmezdi.
• İnsanlar tanırdı, sayar ve severdi birbirlerini.
• Temiz giyinilirdi, yeni giysiler, ayakkabılar alınırdı.
• Yemekler, tatlılar hazırlanırdı, lokum, şeker, kolonya alınırdı.
• Bazı teyzeler çocuklara şımarmasın diye para vermezdi, mendiller hazırlardı onlara bayram hediyesi olarak.
• Yeni ütülenmiş tertemiz mendiller içinde çocuklara lokum verilirdi.
• Eskiden macuncu, kağıt ya da pamuk helvacı peşinden heyecanla gidilirdi
• Komşu ve akrabalarla bir an önce görüşülür, Türk kahvesi içilirdi.
• Sabah erken kalkılır, bayramlık kıyafetler heyecanla giyilir ve kahvaltı sofrasına oturulurdu
• Bayramlardan bir akşam önce yani arefe günü ellere kınalar yakılırdı
• Bayram demek tatil demek değildi, bayram aileyle birlikte geçirilirse güzeldi.
• El öpmek çok hoş bir adetti; sabah uyanıldığında ilk iş anne babanın, sonra da büyüklerin eli öpülürdü.
• Bozuk paralar, kağıt paralar çok önceden hazırlanırdı.
• Kime ne verileceğini iyi bilirdi büyükler.
• Kimler ziyarete gelecek, hep bilinirdi.
• Gelmeyen olursa bir burukluk bir üzüntü olurdu.
• Gözler pencereden gelen geçeni izlerdi...
• Kulaklar kapıdan gelecek bir sese dikilirdi...
• Büyükler bilirdi kimlerin kendisine bayram ziyaretine geleceğini..
• Bayram geldiğinde aslında bir “karşılaştırma” zamanı da gelirdi:
• Geçen bayramda... diye başlanılan anılar anlatılırdı.
• Ben o zamanların “alçak gönüllü-mütevazi” bayram ziyaretlerini hep sevdim.
• günler, o anılar, o zamanların insan ilişkileri çok doğaldı, katıksız sevinçler, sevgiler ve gerçek saygılar vardı..
• Dinsel bayramlarda çocuklar ellerinde paraları ile “Bayram Yeri”ne koşarlardı:
• Dönme dolaplar, salıncaklar, satıcılar… vardı...
• En son aklımda kalan yerlerden birisi Tire'de TEKEL’in arkasındaki top sahası ile olan ara boşlukta kurulan “Bayram Yeri”dir.
• Bayram günlerinde bakkaldan “Kazı kazan” da alırdı çocuklar; bir de mantar tabancası...
• Tire insanı, köylüsü, kentlisi hem sevgi dolu idi, hem de öz güvenli ve saygılı idi…
• Hiç de öyle kadın erkek ayrımı olmazdı.
• Çarşı pazar gezerdi kadınlar, kızlar alışverişlerini yaparlardı rahatça.
• Birçok dükkanda da kızların, bayanların ilk çalıştığı kentlerin başında gelir Tire.
• Tahtakale meydanında salı günü açılan "elişi pazarı" ne büyük bir emek ve zenginlik gösterisi olurdu.
• Bir şey almaya kalksanız, çok akıllı da geçinseniz pek fazla pazarlık şansınız olmazdı.
• Emeğinin değerini ve ürününün fiyatını iyi bilirdi ablalar teyzeler....
• Bir kez edinilen komşuluklar, arkadaşlıklar bir ömür boyu sürer gider Tire’de.
• Arkadaşlarınıza koşarsınız en yakın var olan bir fırsatta buluşursunuz, devam edersiniz sohbetinize.
• Burnu büyüklük ve art niyetlilik yoktu Tire’linin arkadaşlığında o zamanlar.
• Tüm yeni dönemin getirdiği yozlaşmalara ve kirlenmelere rağmen bu güzel dostluklar umarım bugün de devam ediyor olsun.
• Arkadaşlıkların ve ailenin tadını ve değerini insanlarımızın bilmelerini ne çok isterdim…
• Bugünlerde ise insanların yeni huylar ve yozlaşmalar içine düşmelerini duyar olduk her yerden.
• Her zaman duyardık:
• -Eski bayramlar kalmadı! Dediklerini....
• Eski zamanlarda var olan içten ve inandırıcı insan ilişkileri karşılıklı sevgi ve saygı bugün artık kalmadı.
• Her yerde ve her şeyde beğenilmek, çok beğenilmek üzerine kurulu gösteriler, ilişkiler ile birlikte tüketim toplumunun tüm gücüyle ele geçirdiği insanlar aslında kendi özlüklerini, kendi özgünlüklerini, içtenliklerini yitirdiler.
• Özellikle yüksek teknolojinin gelişi ile internet ve sosyal medya kullanımı günlük yaşamda hızla yer aldı ve insanların düşünce ve davranışlarını çok yönlü etkiledi.
• Herkesin elinde en az bir telefon ve sürekli bir yerleri izliyor, bir yerlere bakıyor.
• Zihinsel olarak ise son derece dağınık ve tüm algı operasyonlarına açık bir duruma gelindi.
• Yaşam yeniliklerle, tatil ve tüketim özentileri ile yeni çağ gibi oldu …
• Okullaşma ve meslek öğrenimi de sürece bağlı olarak arttı, tayinler çıktı, başka kentlere yerleşildi.
• Bir köyden kasabadan dışarıya giden insan sayısı gittikçe artar oldu ve onlar o gittikleri yerlerde aslında birer yabancı olarak yalıtılmış yaşamın içinde buldular kendilerini.
• Bayram geldiğinde artık eski sadelikler, incelikler, karşılıksız sevgiler, saygılar bulunmaz oldu...
• Komşu komşuyu ne tanır, ne de bilir oldu; kapı komşusuna selam bile veremeyenlerle doldu koca toplum.
• Umursamazlık, görmemezlikler, boş vericilikler sardı insanlarımızı...
• En yakın akraba, en yakın kuzen, yeğen… birbirini tanımaz, bilmez oldu; yaşamlarında birbirlerini sildiler.
• Bugün ailesine sahip olabilmiş, ailece iyi niyetlerle, sevgi ve saygı ile bir arada bulunabilmiş, yaşamı paylaşabilen, görüşebilen kişiler aslında gerçekten çok şanslılar.
• Yalnızlık ve terk edilmişlik ve bir de bunlara ek olarak yaşlılık gelişmiş toplumlarda hızla ilerleyen bir sorun olmuştur.
• Türkiye'nin son yılları da iç göçler, dış göç ve sosyal, ekonomik sorunların hızla artması ile biçim değiştirmiş oldu.
• Artık hep söylenildiği gibi: "Ne diyelim, sağlık olsun..."
• Bu yılın "Ramazan Bayramı" da geldi, geçti, ardından herkese göre değişik anılar ve tatlar bıraktı, hüzünler ve eskiyi anımsamalar geldi oturdu içimize..
• Biz yine de elimizden geldiğince toplumsal, insancıl ilişkilerimize sahip çıkıp kutlamalarda, iyi dileklerde bulunduk.
• Bence en önemlisi de zaten insanın en "temiz ve sıcak" duygularla yakınlarına, dostlarına ve de akrabalarına bu özel günlerde "içten" dileklerde bulunabilmesidir; burnu büyüklük ve somurtkanlık ise bugünlere hiç yakışmaz..
• Ülkemizin aydınlık günlere kavuşmasını isteyip, daha nice sağlıklı, huzur dolu, mutlu bayramlara erişmenizi diliyorum.
• Hoşça kalın, sağlıkla kalın, dostlarınızı unutmayın…
. Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 12 Nisan 2024, MŞ.
*****************************************************************************
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: