- DEMOKRASİ GEREKİR!
Günümüz
dünyasında, 21. yüzyılda artık ülkelerin yönetim biçimleri ile ilgili kabul
edilen model demokrasidir.
Demokrasi
dünyanın pek çok ülkesinde farklı denge – denetim mekanizmaları ile
uygulanmaktadır.
"Halkın
yönetimi" olarak anladığımız DEMOKRASİ artık günümüzde hemen, hemen
herkesin bildiği bir yönetim biçimidir.
Bir
ülkenin durumunu anlamak istediğimizde onun "yönetim biçimi"ni ve bu
yöndeki "özelliklerini" incelemek gerekir.
Genel
bir bilgi olarak ne denli biliyor olsak bile "DEMOKRASİNİN TEMEL
İLKELERİ" üzerinde daha bilinçli durmamız yararlı olur:
Bu
temel özelliklerin bazıları olmasa ya da eksik uygulanıyor olsa olur mu?
Ya da
bu temel özellikler yasalarda yazılı olsa "ama" uygulamada bunlara
hiç dikkat edilmese olur mu?
Baskı
rejimleri, hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı zamanlar, çağ dışı uygulamalar…
bir ülke için karanlık dönemlerdir.
Halkın,
yurttaşların genel durumu, bilgi ve bilinç düzeyleri çok düşük de olabilir…
Yaşadığımız
ülkelerin çağdaş, özgürlükçü, adil demokratik yönetimlere sahip olmasını
hepimiz istemekteyiz.
Böylelikle
"ileri teknoloji" çağında yer alıp bir "refah toplumuna" da
kavuşabiliriz.
Çağımızın
"uygar" bakış açısı ile demokratik rejimin "nasıl" olması
gerektiğini düşünerek, kendi bilgilerimizi bir tazeleyelim:
Bunun
için de bölüm, bölüm gözden geçirelim ve bir "bütün" olarak
demokrasinin nasıl olması gerektiğini irdeleyelim:
1-EŞİTLİK:
Demokratik
rejimde halkın arasında ırk, cinsiyet, dil, din ayrımı gözetilmez.
Herkes
eşit olarak ve ayni düzeyde değerlidir, ayni haklara sahiptir.
2-YASALARA
UYMA ZORUNLULUĞU:
Demokratik
rejimde yasalar herkes içindir ve yasalara uymak zorunluluğu vardır.
Hiç
kimse yasaların üzerinde değildir.
Yasaların
herkes için eşit, tutarlı ve bağımsız olarak uygulanması zorunludur.
Hiçbir
aile ya da kişi için özel yasa çıkarılmaz.
Demokraside
"hukukun üstünlüğü" gereği herkese eşit uygulanır ve bunun için de
"bağımsız" ve "özgür" mahkemeler kurulur.
3-SEÇİM:
Devlet
yönetimi için halk belli aralıklarla, adil ve özgür "seçimlere"
katılırlar.
Bu
seçimlerde halk kendileri için temsilciler, yöneticiler seçerler.
Seçimlerin
kendi içerisinde yasalarla belirtilmiş özellikleri, ilkeleri ve kuralları
vardır.
Yurttaşların
oy vermeleri fiziksel durum, cinsiyet, ırk, yetenek, ve toplumdaki statüleri…
nedenlerle kısıtlanmaz.
O
seçimde her yurttaş sadece "bir oy" kullanabilir.
Seçimin
yapıldığı yerde "güvenlik" sağlanır ve verilen oy "gizli"
olarak uygulanır.
Oy
verme anında yurttaşların hiçbir baskı "görmemesi" ve
"özgürce" oyunu kullanması sağlanır.
Oy
verme yerinde, seçim sandığının başında görevliler ve gözlemciler bulundurulur.
4-AKTİF
KATILIM:
Yurttaşların
devletin yönetim sürecine aktif (etken) olarak katılması beklenir.
Bu
bir yurttaşlık hakkı ve görevidir.
Yurttaşlar
seçimler aracılığı ile ülkenin yönetime katılmak hakkına sahip oldukları kadar
çeşitli "sivil toplum kuruluşları" aracılığı ile, etkinlikler
gösterebilirler, düşüncelerini ve önerilerini sunarlar.
Toplumdaki
yurttaş etkinlikleri çok önemlidir ve demokrasinin "gelişmesine"
yarar.
Bu
tür çalışmaların yapılması bir hak ve özgürlük olarak kabul edilir.
5-ÇOĞUNLUĞUN
YÖNETİMİ:
Seçimler
aracılığı ile belirlenen "çoğunluğun" yönetime gelmesi demokrasiler
için bir temel ilkedir.
Seçim
sonuçlarına göre "bazen" birden çok parti "yönetime" sahip
çıkar ve görev alır.
Yönetime
gelemeyen diğer partiler ise çalışmalarına devam eder, yöneticileri, yönetim
biçimini inceler ve gerekli görüşlerde bulunurlar.
Yönetime
katılamayan partilerin yapması gereken "muhalefetin" de özgürce ve
hiçbir baskı altında olmaması gerekir.
6-ÇOK
PARTİLİ SİSTEM:
Demokratik
sistemde yurttaşlar "yönetimde" söz sahibi olmak isterler.
Bunun
için seçimlerde "kendilerini temsil" etmesi için birilerini seçerler.
Siyasi
partilerin kurulması ve özgürce çalışabilmesi sayesinde seçimlerde temsilciler
seçilebilir.
Farklı
siyasi görüşlere göre resmen kurulmuş olan "partiler" kendi
görüşlerini, önerileri seçmenlere özgürce anlatabilir, yönetime geldiklerinde
neleri, nasıl yapmak istediklerini açıklar.
"Çok
partili" bir düzenin "uygulanabilir" olması gerekir.
7-HESAP
VEREBİLİRLİK:
Seçilmiş
ve atanmış, görev almış kişiler yaptıkları çalışmalarda "sorumluluk"
taşır.
Yasaların
kendilerine verdiği haklar ve görevlere göre taşıdıkları sorumluluklardan
dolayı onlardan "hesap" sorulabilir.
Yaptıkları
çalışmalar nedeni ile halka karşı "sorumludurlar" ve "hesap
verirler.
"Siyasal"
tutumları ile ilgili olarak da kendilerinden hesap sorulabilir, adil ve özgür
seçimlerde seçmen bunu kendi oyları ile gösterir.
Ayrıca
tüm seçilmiş ve atanmışlar "kendi" görevleri ile ilgili "yasal
ve idari" hesap verirler.
Demokrasinin
tabana yayılması, yönetimde "şeffaflık" ve hesap verebilirlik
bağlamında BİLGİ EDİNME HAKKI yasal olarak tanınır.
Yurttaşın
bilgi edinmesi ve bu bilgi üzerinden kamu yönetiminin diğer bir ifadeyle
"bürokrasinin" işleyişine "müdahil" olmasıdır.
Demokrasinin
temel ilkeleri doğrultusunda yurttaşa (dolayısıyla sivil topluma ve özel
sektöre) devletin "hesap vermesi" ve kendisini "denetletmesi
"konusunda gereken yöntemler bulunmalıdır.
8-ÇOĞULCULUK:
Demokratik
yönetimlerde ülkedeki "azınlığın" haklarının korunması çoğunlukta
bulunanlar tarafından sağlanır.
Ülkedeki
azınlıkların hakları "korunur" ve onlara saygı duyulur; istek ve
görüşlerini "özgürce" açıklayabilmeleri sağlanır.
Toplumda
bulunan herkesin, her tür halk grubunun ülkenin yönetimi için
"katılımda" bulunabilmesi sağlanır.
Çoğunlukta
olan halk grubunun yalnızca kendileri için istem ve haklarda bulunması
demokratik bir tutum değildir.
9-ŞEFFAFLIK:
Demokratik
yönetimlerde yapılan tüm çalışmaların şeffaf olması gerekir.
Devletin,
kamunun aldığı kararların ve uygulamaların, yapılan harcamaların… "yurttaşlar" tarafından da
bilinmesi istenir.
Alınan
kararlar ve yapılan harcamalar halkın bilgi alabileceği gibi "açıkça"
sergilenir.
Yasaların
tanımadığı harcamalar yapılamaz.
Basın-yayın
kurumları, gazeteciler de bu konuda üzerine düşeni yapar ve araştır, halkı
aydınlatır.
10-GÜÇLER
AYRILIĞI:
Demokratik
rejimlerde yasama, yürütme ve yargılama erkleri, görevleri birbirine karşı
"bağımsızca" yürütülür.
Güçler
ayrılığına çok dikkat edilir ve özen gösterilir, bu ayrılıklar
"devredilemez" ve "kaldırılamaz".
Bunun
için birbirinden "bağımız" organlar olarak çalışırlar.
11-LAİKLİK:
Devlet
ve kamu yönetiminde dinsel ilkeler olamaz.
Demokrasilerde
"dinsel inanç ve vicdan özgürlüğü" sağlanır ama bunların devlet
yönetiminde etkili "olmaması" gerekir.
Devlet
ve kurumlar her türlü dine karşı "eşit" mesafede durmak zorundadır.
Her
hangi bir dinin devlet yönetimini ele geçirmesine izin verilmez.
12-ANAYASAL
GÜVENCE:
Din
ve vicdan özgürlüğü, düşünce kanaat ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü,
haberleşme özgürlüğü, yerleşme ve seyahat özgürlüğü, toplantı hak ve özgürlüğü,
bilim ve sanat özgürlüğü v.b. özgürlükler devlet tarafından anayasal
güvence altına alınmıştır
Demokrasilerde
yasalar ve devlet kurumları yurttaşların haklarını "korumak" görevini
taşır.
İnsan
hakları ve özgürlükler korunur ve bu konuda garantiler verilir.
İnsan
onurunu ve temel özgürlükleri devlet korumak zorundadır.
Bunun
gibi evrensel olarak kabul edilen çocuk hakları, kadın hakları… devletin
koruması altındadır.
13-SİVİL
TOPLUM:
Sivil
toplum, devletle aile arasındaki "özerk" ve "çoğulcu"
yapıya dayanan "gönüllü" örgütlenme alanıdır. Demokrasilerde
yurttaşlara "demokratik katılım" hakkı sağlanır.
Devleti,
hükümeti "denetleme", "izleme" hakkı olarak sivil topluma
"özgürlük" tanınmıştır.
Toplumun
gereksinimlerini açıklama ve devlete bu konuda istemlerde bulunmak, yön
göstermek, duyarlılıkta bulunmak sivil toplumun "görevleri" içindedir.
Toplumsal
güçler ülkede "demokratik düzeyinin" yükselmesi konusunda duyarlılık
taşır.
Pratikte
"gerçek" anlamda bir sivil toplum sadece "demokrasilerde"
var olabilir.
….. SONUÇ olarak görüyoruz ki DEMOKRASİ bir ilkeler ve kurallar
"bütünlüğünü" gerektir ve ancak böylelikle o toplum için, o ülke için
"en iyi" yönetim biçimi olarak düşünülebilir.
Bize
düşen ise "bilinçli" ve "yurt sever" yurttaşlar olabilmek
ve bu konuda "üzerimize" düşenleri yapabilmektir.
Çağdaş
ve aydınlık yarınlara…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: