. Türkiye’deki Mülteciler ve Sığınmacılar
. Dünya genelinde çok önemli ve sorunlu bir
konu olan göç, düzensiz göç, mültecilik, sığınmacılık... konusu ve ortaya
çıkardığı sorunlar birçok ülkeyi etkilediği gibi Türkiye’yi de çok yakından
etkilemektedir.
§
Son günlerde birden çok daha artan haber
kaynakları ile gündeme yeniden gelmiştir.
§
Türkiye Cumhuriyeti üzerine düşen yasal
sorumlulukları yerine getirmeğe çalışır gibi gözükse de ortada pek de
anlaşılamayan, karışık bir yapılaşma gözlemlenmektedir.
§
Türkiye yurttaşlarında son gelişmelerden ve ortaya
çıkan toplumsal bozuk yapılaşmalardan duyulan bir huzursuzluk olduğunu
söyleyebiliriz.
§
Dışarıdan gelip şu an Türkiye’de yaşayan mülteciler
konusunda çok büyük bilgi eksikliği de vardır.
§
Konu her şeyden önce siyasi ve hukuksal yönü ile
incelenmelidir.
§
Toplumdaki huzursuzluğun artması, kışkırtmalara
yol açılması çok daha ileri boyutta olumsuzluklara neden olabilir.
§
Bunları göz önünde bulundurarak çok daha hızlı,
akılcı ve yasal çözümlere, politik kararlara gitmek büyük yarar getirecektir.
§
Çok dışarıdan bakıldığında toplumun toplam
nüfusununun kendi içinde çeşitliliği, demografik yapısı ve özellikleri gün
geçtikçe çok daha karışıklık göstermektedir.
§
“Yabancı” unsurların hızla artıyor olması ile
geleneksel demografik yapının bozulduğu göz önüne çıkmaktadır.
§
“Mülteci olarak gelenlere çok çeşitli hakların
tanınması ve onlara hızla, denetimsiz bir biçimde yurttaşlık kazandırılması...
gibi söylentiler halk arsasında hızla yayılmaktadır.
§
Tüm bunların ne denli haklı, doğru ve gerçek
olduğu ise sıradan yurttaşlarca bilinmesi zor olan bir konudur.
§
Ayrıca kurgusal olarak düşünenlerce de sanki
dışarılardan bir toplum mühendisliği uygulanmakta ve o güçlerin kendilerince
ortaya koydukları hedefe doğru bir gidiş olduğu... söylenmektedir.
§
Kısaca söylersek “mülteci, sığınmacı” .... konusu
ülke gerçekleri içerisinde hızla hassas ve önemli bir konu olmaktadır.
§
Türkiye Cumhuriyeti Devleti çok daha açık ve
kararlı, akılcı politikalar ile sorunları çözmeye yönelmelidir.
§
ÇAĞDAŞ bir HUKUK DEVLETİ anayasanın tanıdığı
haklar ve yüklediği sorumluluklar çerçevesinde oluşan yasalarla yönetilir.
§
5901 sayılı, 29/5/2009 tarihli TÜRK VATANDAŞLIĞI
KANUNU yürürlüktedir.
§
Türkiye Cumhuriyeti'nin yasal sınırları bellidir
ve devletin denetimi ve korunması altındadır.
§
Ülkenin sınırlarından denetimsiz geçmek kabul
edilemez.
§
Kaçak ve izinsiz yollarla sınırı geçip Türkiye
Cumhuriyeti'ne giren her kişinin saptanması, denetlenmesi ve hakkında yasal
işlemlerin yapılması gerekir.
§
Sığınmacı ilticacı mülteci hakları uluslar arası
anlaşmalarla belirlenmiştir.
§
Uluslar arası sözleşmeler mülteciler konusunda
ülkelere çeşitli zorunluluklar getiriyor.
§
Uluslar arası hukuk ile mültecilere dair
uluslararası sözleşme ve mutabakatlara göre, kendilerini güvende hissetmeyen,
savaş ve benzeri korkular nedeniyle ülkelerini terk eden her insan başka bir
ülkeye sığınma hakkına sahip bulunuyor.
§
Bu kişilerin, geldikleri ülke makamlarına
kendilerini tanıttıktan sonra iltica ya da sığınma başvurusunda bulunarak
"mülteci" statüsü kazanma hakları mevcut.
§
Bu sözleşmelere taraf devletler, ülkelerine gelen
kişilere bu imkanı sağlayacak yapıları oluşturma yükümlülüğünde.
§
1951 Mülteci Sözleşmesi ve 1967 Mültecilerin
Statüsüne Dair Protokol’ün koruyucusu olarak hizmet veren Birleşmiş Milletler
Mülteciler Yüksek Komiserliğine (BMMYK) göre, mültecilerin korunması
devletlerin birincil sorumluluğunda.
§
1951 Sözleşmesi’ni imzalayan ülkelerin sınırları
içerisinde mültecileri koruma ve onlara uluslararası standartlara uygun şekilde
davranma zorunluluğu bulunuyor.
§
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 14.
maddesinde de "Herkes zulüm karşısında başka ülkelerde sığınma talebinde
bulunma ve sığınma hakkından yararlanma hakkına sahiptir." ibaresi yer
alıyor.
§
Ortak iltica sistemine göre, "süreçlerin adil
ve etkili" olması ve "suistimale açık olmaması" gerekiyor.
§
AB ülkelerinin iltica talebinde bulunanları
"onurlu bir şekilde" kabul etme sorumluluğu bulunurken, tüm iltica
taleplerinin ülkelerce "aynı standartlarla" ele alınması zorunlu
tutuluyor.
§
AB kanunlarınca "İltica talebinde bulunan
kişilere, kalacak yer gibi, insani karşılama koşulları sağlanması" zorunlu
tutulurken, "Söz konusu kişilerin temel haklarına tam olarak saygı
gösterilmeli." ifadesi kullanılıyor.
§
Öte yandan, sıklıkla tartışmalara konu olan ve
AB'nin göç politikasının bel kemiğini oluşturan 2003 tarihli "Dublin
Sözleşmesi" de uluslar arası koruma talep eden kişinin iltica sürecinin
hangi üye ülkede başlatılması gerektiğini belirliyor.
§
"Dublin Sözleşmesi"nin 2013’teki son
güncellenmiş haline göre, iltica talebinde bulunan kişinin sürecinin AB'ye ilk
giriş yaptığı ülkede başlatılması gerekiyor.
§
Ancak AB, 2015'teki sığınmacı krizinin sınır
ülkelerinde yarattığı baskı nedeniyle "Dublin Sözleşmesi"ni tam
olarak uygulamıyor. Halihazırda üye ülkeler sözleşmeyi tekrar düzenlemeye
çalışıyor.
§
Çatışma, şiddet ve zulüm sebebiyle zorla yerinden
edilen kişilerin sayısı küresel çapta rekor düzeylere ulaşırken; Türkiye
dünyada en fazla sayıda mülteciye ev sahipliği yapan ülke olmayı sürdürmüştür.
§
Türkiye, yaklaşık 3,6 milyon kayıtlı Suriyeli
mültecinin yanı sıra 320.000 kadar diğer uyruklardan UNHCR’nin ilgi alanına
giren kişiye de ev sahipliği yapmaktadır. (BM Mülteci Örgütü)
§
Coğrafi sınırlandırmayı sürdürerek ve bu bağlamda
Avrupa dışında gerçekleşen olaylardan dolayı Türkiye’ye gelmiş mülteciler için
üçüncü ülkeye yerleştirmeyi en çok tercih edilen çözüm olarak koruyarak; 1951
Sözleşmesi ve 1967 Protokolü’ne taraftır.
§
Yasal olarak Türkiye, uluslararası standartlara
uygun etkin bir ulusal sığınma sistemi inşa edebilmek için yasal ve kurumsal
reformlar gerçekleştirmektedir.
§
2013 Nisan ayında, Türkiye’nin ilk sığınma kanunu
olan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, Türkiye Büyük Millet Meclisi
tarafından uygun bulunmuş ve 11 Nisan 2014’te yürürlüğe girmiştir.
§
Bu kanun, Türkiye’nin ulusal sığınma sisteminin
temel dayanaklarını ortaya koyup; politika oluşturma ve Türkiye’deki tüm
yabancılara ilişkin işlemlerden sorumlu olan başlıca kurum olarak “Göç İdaresi
Genel Müdürlüğü”nü kurmuştur.
§
Türkiye aynı zamanda, Türkiye’de geçici koruma
sağlanan kişilerin hakları, yükümlülükleri ve bu kişilere ilişkin prosedürleri
ortaya koyan “Geçici Koruma Yönetmeliği”ni 22 Ekim 2014 tarihinde kabul
etmiştir.
§
T.C.İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı: “Şartlı Mülteci”: Avrupa ülkeleri “dışında” meydana gelen
olaylar sebebiyle; ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti
veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle
korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından
yararlanamayan, ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen
yabancıya veya bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında
bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen
vatansız kişiye statü belirleme işlemleri sonrasında verilen statüyü ifade
eder.
Üçüncü ülkeye yerleştirilinceye kadar, şartlı mültecinin Türkiye’de kalmasına
izin verilir.
Türkiye, 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesini, 1. maddesindeki mekân bakımından
öngörülen seçme hakkını kullanarak “Coğrafi Kısıtlama” ile kabul etmiştir. Buna
göre şartlı mülteci; Avrupa dışında meydana gelen olaylar nedeniyle, mülteci
tanımındaki şartlara haiz olduğunu iddia ederek, üçüncü ülkelere iltica etmek
üzere Türkiye’den uluslar arası koruma talebinde bulunan kişidir.
§
Düzensiz göç; bir ülkeye yasadışı
giriş yapmak, bir ülkede yasadışı şekilde kalmak veya yasal yollarla girip
yasal süresi içerisinde çıkmamak anlamına gelmektedir. Düzensiz göç hedef,
transit ve kaynak ülkeler açısından ayrı ayrı değerlendirilmesi gereken bir
konudur.
Düzensiz göç; hedef ülkeler için ülkelerine yasadışı yollardan gelen veya yasal
yollarla gelip yasal çıkış süreleri içerisinde çıkmayan kişileri kapsarken;
kaynak ülke için ülkesini terk ederken gerekli prosedürlere uymayarak ülke
sınırlarını geçen kişileri içerir. Transit ülkeler içinse; kaynak ülkelerden
hedef ülkeye ulaşmak için yasal ya da yasal olmayan yollarla ülkeye girip bu
ülkeyi bir geçiş ülkesi olarak kullanıp ülke sınırını terk eden kişilerdir.
§
Türkiye'nin Düzensiz Göçle Mücadelesi: Türkiye; Asya, Avrupa ve Afrika Kıtalarının kesişim
noktasında olması, politik ve ekonomik açıdan gelişmemiş devletlerle zengin
Batı ülkelerinin arasında bir köprü niteliğinde bulunması itibariyle düzensiz
göçmenler tarafından transit güzergâh olarak kullanılmaktadır. Ayrıca,
ülkemizin bölgesinde yükselen güç olması üçüncü ülke vatandaşlarının Türkiye’yi
transit ülke konumundan çıkarıp hedef ülke konumuna taşımıştır. Bunlarla
birlikte Ortadoğu, Kafkasya ve Balkanlarda yıllardır süregelen çalkantılar Türkiye’ye
kitlesel akınlara yol açmış, tarihsel bağları ve sorumluluk anlayışıyla ülkemiz
zor durumda bulunan bu sığınmacılara kucak açmıştır. 1980’lerden sonra Türkiye;
sadece göç veren bir ülke değil göç alan bir ülke konumuna geçmiştir.
Küreselleşmenin getirdiği iletişim ve seyahat özgürlüğü tüm dünyada göç
hareketliliğinde artışa sebebiyet vermiş Türkiye de bu küreselleşme sürecinden
derinden etkilenmiştir.
Tüm bu sebepler ülkemizin düzensiz göçle
mücadele için stratejiler geliştirmesine, hukuksal reformlar yapmasına ve
uluslar arası işbirlikleri geliştirilmesine sebebiyet vermiştir. Bu kapsamda
düzensiz göçle mücadele etkinliği artırmak amacıyla 15.07.2018 tarihinde
yayımlanan 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Düzensiz Göçle Mücadele
Dairesi kurulmuştur. Söz konusu kararname ile kurulan Dairenin görev alanı şu
şekilde belirlenmiştir:
1) Düzensiz göçle ilgili iş ve işlemleri
yürütmek
2) Düzensiz göçle mücadele edilebilmesi
amacıyla kolluk birimleri ve ilgili kamu kurum ve kuruluşları arasında koordinasyonu
sağlamak, tedbirler geliştirmek, alınan tedbirlerin uygulanmasını takip etmek
3) Türkiye'nin taraf olduğu geri kabul
anlaşmalarına ilişkin hükümleri yürütmek
4) Genel Müdür tarafından verilen diğer
görevleri yapmak
§
Düzensiz Göçle Mücadele Stratejileri: 2015 2018 yıllarını kapsayan Düzensiz Göçle Mücadele
Strateji Belgesi ve Ulusal Eylem Planı ile ülkemizin düzensiz göçle
mücadelesinde stratejik hedefler belirlenmiş ve hayata geçirilmesi amacıyla
çalışmalar yürütülmüştür. Bu dönemin sona ermesiyle birlikte 2021-2025
yıllarını kapsayan Düzensiz Göçle Mücadele Strateji Belgesi ve Ulusal Eylem
Planı hazırlanarak yürülüğe sokulmuştur. Bu eylem planı ile;
-Düzensiz Göçü Kaynağında Önlemeye Yönelik Ulusal ve Uluslararası
Mekanizmalar ve İş Birliklerinin Güçlendirilmesi,
-Sınır Güvenliğinin Arttırılması ve Düzensiz Göçle Mücadele Alanında Tedbirler
Geliştirilmesi
-Yabancı İş Gücü Göçünün Etkin ve Kapsamlı Politikalarla Yönetilmesi
-Düzensiz Göçmenlere İlişkin Ülke İçerisindeki İşlemlerin İnsan Hakları Odaklı
Yürütülmesi, Hassas Durumdaki Düzensiz Göçmenlerin Korunmasına Yönelik
Çalışmaların Artırılması ve Düzensiz Göçle Mücadelede Kanıta Dayalı Politikalar
Üretilmesi
-Düzensiz Göçmenlerin İnsan Hakları Standartları Çerçevesinde Geri Gönderilmesi
Sisteminin Güçlendirilmesi ve Yeniden Uyumlarının Sağlanması startejik
öncelikleri belirlenmiş olup düzensiz göçle mücadele alanında görev alan tüm
kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarının katkıları
doğrultusunda bu stratejik önceliklerin hayata geçirilmesi hedeflenmektedir.
§
Ayrıca T.C.İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi
Başkanlığı’nın verilerinden şu konular incelenebilir: Gönüllü
Geri Dönüş, Uluslar arası İşbirliği, Geri Kabul Anlaşmaları, Ülkemizde Düzensiz
Göç İle İlgili Yasal Gelişmeler...
§
Sınır Dışı Etme: Sınır
dışı etme süreci, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslar arası Koruma
Kanununun(YUKK) Yabancılar başlıklı İkinci Kısmının Sınır Dışı Etme başlıklı
Dördüncü Bölümünde, 52 ila 60 ıncı maddeleri arasında düzenlenmiştir.
§
Sınır Dışı Etme Kararı: YUKK’nun
54 üncü maddesinde düzenlenen sebepleri ihlal edenler hakkında uygulanır.
Kanunun açık lafzı gereği bu karar sadece valiliklerce alınabilir. Sınır dışı
etme kararının değerlendirme ve karar aşaması en fazla 48 saat sürer. (https://www.goc.gov.tr/sinir-disi-etme)
§
Ayrıca incelenmesi gereken alanlar şunlardır: Uluslararası Koruma, Geçici Koruma, İnsan Ticareti ile
Mücadele, Uyum... (https://www.goc.gov.tr/)
§
Sığınmacı ve Mültecilere İlişkin Bazı Yasal ve
Bilgilendirici Belgeler vardır:
Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme ve 1967 Protokolü
Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi (1950)
Vatansız Kişilerin Statüsüne İlişkin 1954 Sözleşmesi
Vatansızlığın Azaltılmasına İlişkin 1961 Sözleşmesi
Medeni ve Siyasi
Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme, 1966
İşkenceye ve
Diğer Zalimane, Gayriinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme,
1984
Engellilerin
Haklarına İlişkin Sözleşme
Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu
§
Sağlıklı ve huzurlu bir toplum için ortada var
olan sorunların zaman yitirmeden çözüme kavuşması gerekir.
§
Ülkede yaşayan insanları karşılıklı olarak
birbirlerine ölçülü ve saygılı davranması beklenir.
§
Çok büyük hızla yayılan mülteci sorunun tüm
yurttaşları huzura yönlendirecek biçimde çözüme kavuşmasını dilemeliyiz.
§
Barışçıl ve huzurlu bir dünya ve sağlıklı
ilişkiler için umudumuzu yitirmemeliyiz.
. Öğretmen
Gönen ÇIBIKCI, 07.05.2022, Mff.
https://www.unhcr.org/tr/turkiyedeki-multeciler-ve-siginmacilar
https://www.goc.gov.tr/sartli-multeci
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: