Bazıları Vardır ki...
Bazıları
vardır ki onlar çok bilirler.
·
Çok
okumuş olduklarını düşünürler, kendi siyasi gruplarına son derece bağlıdırlar.
·
Polisi
sevmezler, askeri hiç sevmezler, din ile dincilerle de hiç işleri olmaz.
·
Feodal
ilişkilere karşıdırlar.
·
Halkın gelenek ve töreleri ise onlara göre artık zamanını
yitirmiş adetlerdir.
·
Devlet
denilen kavram ise onlara göre hep ''faşist devlet''tir.
·
Başkalarının,
sağcı, solcu olmalarını ve her bir ayrıntıları çok iyi açıklayabilirler.
·
Aslında
her zaman antiemperyalist olduklarını vurgularlar.
·
Tüm
yaşamlarında siyasi olmak çok büyük bir övünç kaynağıdır.
·
Zamanında
takılıp kaldıkları siyasete son derece bağlıdırlar.
·
Devrimcilik
en önemli kavramdır tabii ki...
·
Ritüellerini
hiç aksatmazlar.
·
Genelde hep kendi aralarında buluşurlar ve büyük teorileri küçük
grup konuşmalarına sığdırırlar ve sohbetleri de saatlerce sürer.
·
Sanattan,
edebiyattan çok anlarlar.
·
Sohbetleri
çok tatlıdır.
·
Birbirlerini
çok severler.
·
Hem
de kendilerini ''aydın'' olarak tanımlarlar.
·
Sanki
bir anlamda da toplumun ayrıcalıklı ve elit bir grubu gibidirler.
·
Genelde
de ekonomik durumları çok sınırlıdır ve de zaten burjuvaya da karşıdırlar.
·
Zengini de sevmezler, köylülüğü de hiç benimsemezler.
·
Ama
işçi sınıfı denilince çok hoş gelir kulaklarına...
·
Ülkenin
koca bir bölümünün ağaların elinde olduğunu ise artık unutmuş gibidirler.
·
Sadece
ortalıkta görülen siyasi partiler üzerinden kurarlar güncel siyasi
sohbetlerini.
·
Uluslararası
para oyunlarını ve onların global güçlerini
ise pek konuşmazlar.
·
Yani,
komplo teorileriyle falan pek uğraşmazlar.
·
Asıl olan kendi öz siyaseti içinde kabul görmüş olan
literatürdür.
·
Tercih
ettikleri içki de, bu arada, rakıdır, rakı ritüellerini de iyi bilirler.
·
Güncel
olayları kendi bakış açılarına göre incelerler ve nerede ne zaman bir fırsat
bulsalar hemen ortaya çıkıp, demokratik haklarını kullanırlar ve pankart
asarlar, yürüyüş düzenlerler.
·
İçleri
rahatlar, görevlerini yerine getirmenin tadını çıkarırlar.
·
Takdir etmek gerekir ki kendi içlerinde iyi örgütlüdürler.
·
Bir
de hiç öyle milliyetçi falan değillerdir.
·
Milliyetçi
olmayı istemezler.
·
Sevmezler
milliyetçiyim diyenleri de...
·
Atatürk
ise zamanında bir şeyler yapmış bir tarihsel liderdir ve artık güncelliğini
yitirmiştir onlara göre.
·
Ayni kendilerine benzeyen ve de aslında zamanında kendi
içlerinden ayrılıp da gruplaşan arkadaşları ile de hep bir rekabet
içindedirler.
·
Kendi
görüşleri ise çok kesin ve tek çözümdür.
·
Diğer
görüşleri küçümserler ve hemen de damgalarlar.
·
Cahillerle,
milliyetçilerle ve sıradan demokratlarla falan bir işleri olmaz.
·
Yanlarına
dostça da yaklaşsanız kabul görmezsiniz.
·
Daha
başka da çok önemli özellikleri vardır tabii ki!
·
Ama bir gün ''vatan elden gidiyor'' deseler onlar yine de ''sadece''
kendi siyasetinde olanlarla el ele olurlar ve bakışlarındaki perspektif
kendilerince olandır.
·
Hep
karşı oldukları emperyalizmin çok değişik yöntemleri olduğunu ve bunlardan
bazılarının üzerilerinde uygulandığını ise kavrayamazlar.
·
Gün
gelir emperyalizmin beslediği ve hem de açıkça desteklediği ''terör'' grubunu
bile ülkemiz iç siyaseti (?) için bir kurtuluş gibi görebilirler.
·
Kendilerine empoze edilmiş olan kardeşlik ve barış kavramlarının
ise asıllarından çok farklı olarak enjekte edilmiş bir algı yöntemi
olduklarının farkında bile değillerdir.
·
Uluslararası
dolaşan ''halkların kardeşliği'' sözünün de zamanla ülkesini bölmek ve etnik
ayrışımlarda kullanılmak için ortaya atılmış olduğunu ise hiç anlamamışlardır.
·
Kültürel farklılıkları, zenginlikleri de kullanarak ulusal
bütünlüğüne ve varlığına karşı bir yöntem oluşturmakta olan ''algı yönetiminin
yıllardır çalışarak uyguladığı tuzaklara'' düştüğünü ise hiç göremez.
·
''Halkların
özgürlüğü ve de kendi kaderlerini kendilerinin belirlemesi gerektiğine'' çok
yürekten inanırlar.
·
Ama
bu temel düşünceden yola çıkıldığında bazı ülkelerin iç savaşlar yaşadığını ve
insanların birbirlerini kırıp, öldürdüklerini, etnik savaşları unuturlar.
·
ülkelerin
parçalanmış olmalarını belki de haklı bile görürler.
·
Daha
sonra, bu bölünmüş ülkelerden bugün hangi güçlerin, ülkelerin çıkarı olduğunu
fark edemezler bile.
·
Asıl olanın kendi vatanının tarihinde, kendi öz değerlerinde
olduğunu ve de kendi tarihinin yoksul halkların emperyalizme karşı verdiği en
büyük ders olduğunu hiç anlamamışlardır.
·
Bugünün
ve de geleceğimizin yine kendi kurtuluş tarihimizde ve tek vücut olup, yine
emperyalizme ve onun yerli işbirlikçilerine karşı çıkmakta olduğunu görmelerini
beklemek ise sadece bir hayaldir.
·
Bu vatanın kuruluş ilkeleri ve içinde bulunan insanların
tertemiz kalmış ulusal bağımsızlığa olan inançları ve de sınıflar üstü gücü ''gerektiğinde
yine ortaya çıkarak'' hem de hiç ummadığınız bir zamanda kendisini
gösterecektir.
·
En
önemli olan şeyin kendi öz vatanımızda ve tüm insanlarla birlikte huzur içinde
yaşayabilmeyi istememizdir.
·
Tüm
bunları isterken de aklımızı ve bilincimizi açık
tutarken, emperyalizmin tuzaklarına karşı kendi öz tarihimizden alacağımız
temel ilkeler yeterli olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: