24 Eylül 2021 Cuma

Bazıları Vardır ki

 Bazıları Vardır ki...

Bazıları vardır ki onlar çok bilirler.

·       Çok okumuş olduklarını düşünürler, kendi siyasi gruplarına son derece bağlıdırlar.

·       Polisi sevmezler, askeri hiç sevmezler, din ile dincilerle de hiç işleri olmaz.

·       Feodal ilişkilere karşıdırlar.

·       Halkın gelenek ve töreleri ise onlara göre artık zamanını yitirmiş adetlerdir.

·       Devlet denilen kavram ise onlara göre hep ''faşist devlet''tir.

·       Başkalarının, sağcı, solcu olmalarını ve her bir ayrıntıları çok iyi açıklayabilirler.

·       Aslında her zaman antiemperyalist olduklarını vurgularlar.

·       Tüm yaşamlarında siyasi olmak çok büyük bir övünç kaynağıdır.

·       Zamanında takılıp kaldıkları siyasete son derece bağlıdırlar.

·       Devrimcilik en önemli kavramdır tabii ki...

·       Ritüellerini hiç aksatmazlar.

·       Genelde hep kendi aralarında buluşurlar ve büyük teorileri küçük grup konuşmalarına sığdırırlar ve sohbetleri de saatlerce sürer.

·       Sanattan, edebiyattan çok anlarlar.

·       Sohbetleri çok tatlıdır.

·       Birbirlerini çok severler.

·       Hem de kendilerini ''aydın'' olarak tanımlarlar.

·       Sanki bir anlamda da toplumun ayrıcalıklı ve elit bir grubu gibidirler.

·       Genelde de ekonomik durumları çok sınırlıdır ve de zaten burjuvaya da karşıdırlar.

·       Zengini de sevmezler, köylülüğü de hiç benimsemezler.

·       Ama işçi sınıfı denilince çok hoş gelir kulaklarına...

·       Ülkenin koca bir bölümünün ağaların elinde olduğunu ise artık unutmuş gibidirler.

·       Sadece ortalıkta görülen siyasi partiler üzerinden kurarlar güncel siyasi sohbetlerini.

·       Uluslararası para oyunlarını ve onların global güçlerini ise pek konuşmazlar.

·       Yani, komplo teorileriyle falan pek uğraşmazlar.

·       Asıl olan kendi öz siyaseti içinde kabul görmüş olan literatürdür.

·       Tercih ettikleri içki de, bu arada, rakıdır, rakı ritüellerini de iyi bilirler.

·       Güncel olayları kendi bakış açılarına göre incelerler ve nerede ne zaman bir fırsat bulsalar hemen ortaya çıkıp, demokratik haklarını kullanırlar ve pankart asarlar, yürüyüş düzenlerler.

·       İçleri rahatlar, görevlerini yerine getirmenin tadını çıkarırlar.

·       Takdir etmek gerekir ki kendi içlerinde iyi örgütlüdürler.

·       Bir de hiç öyle milliyetçi falan değillerdir.

·       Milliyetçi olmayı istemezler.

·       Sevmezler milliyetçiyim diyenleri de... 

·       Atatürk ise zamanında bir şeyler yapmış bir tarihsel liderdir ve artık güncelliğini yitirmiştir onlara göre.

·       Ayni kendilerine benzeyen ve de aslında zamanında kendi içlerinden ayrılıp da gruplaşan arkadaşları ile de hep bir rekabet içindedirler.

·       Kendi görüşleri ise çok kesin ve tek çözümdür.

·       Diğer görüşleri küçümserler ve hemen de damgalarlar.

·       Cahillerle, milliyetçilerle ve sıradan demokratlarla falan bir işleri olmaz.

·       Yanlarına dostça da yaklaşsanız kabul görmezsiniz.

·       Daha başka da çok önemli özellikleri vardır tabii ki!

·       Ama bir gün ''vatan elden gidiyor'' deseler onlar yine de ''sadece'' kendi siyasetinde olanlarla el ele olurlar ve bakışlarındaki perspektif kendilerince olandır.

·       Hep karşı oldukları emperyalizmin çok değişik yöntemleri olduğunu ve bunlardan bazılarının üzerilerinde uygulandığını ise kavrayamazlar.

·       Gün gelir emperyalizmin beslediği ve hem de açıkça desteklediği ''terör'' grubunu bile ülkemiz iç siyaseti (?) için bir kurtuluş gibi görebilirler.

·       Kendilerine empoze edilmiş olan kardeşlik ve barış kavramlarının ise asıllarından çok farklı olarak enjekte edilmiş bir algı yöntemi olduklarının farkında bile değillerdir.

·       Uluslararası dolaşan ''halkların kardeşliği'' sözünün de zamanla ülkesini bölmek ve etnik ayrışımlarda kullanılmak için ortaya atılmış olduğunu ise hiç anlamamışlardır.

·       Kültürel farklılıkları, zenginlikleri de kullanarak ulusal bütünlüğüne ve varlığına karşı bir yöntem oluşturmakta olan ''algı yönetiminin yıllardır çalışarak uyguladığı tuzaklara'' düştüğünü ise hiç göremez.

·       ''Halkların özgürlüğü ve de kendi kaderlerini kendilerinin belirlemesi gerektiğine'' çok yürekten inanırlar.

·       Ama bu temel düşünceden yola çıkıldığında bazı ülkelerin iç savaşlar yaşadığını ve insanların birbirlerini kırıp, öldürdüklerini, etnik savaşları unuturlar.

·       ülkelerin parçalanmış olmalarını belki de haklı bile görürler.

·       Daha sonra, bu bölünmüş ülkelerden bugün hangi güçlerin, ülkelerin çıkarı olduğunu fark edemezler bile.

·       Asıl olanın kendi vatanının tarihinde, kendi öz değerlerinde olduğunu ve de kendi tarihinin yoksul halkların emperyalizme karşı verdiği en büyük ders olduğunu hiç anlamamışlardır.

·       Bugünün ve de geleceğimizin yine kendi kurtuluş tarihimizde ve tek vücut olup, yine emperyalizme ve onun yerli işbirlikçilerine karşı çıkmakta olduğunu görmelerini beklemek ise sadece bir hayaldir.

·       Bu vatanın kuruluş ilkeleri ve içinde bulunan insanların tertemiz kalmış ulusal bağımsızlığa olan inançları ve de sınıflar üstü gücü ''gerektiğinde yine ortaya çıkarak'' hem de hiç ummadığınız bir zamanda kendisini gösterecektir.

·       En önemli olan şeyin kendi öz vatanımızda ve tüm insanlarla birlikte huzur içinde yaşayabilmeyi istememizdir.

·       Tüm bunları isterken de aklımızı ve bilincimizi açık tutarken, emperyalizmin tuzaklarına karşı kendi öz tarihimizden alacağımız temel ilkeler yeterli olacaktır.

        Gönen Çıbıkcı, 09.09.2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapanın adı ve soyadı: