27 Eylül 2021 Pazartesi

Almanya'da "Türkçe" Kitaplar

  Almanya'da "Türkçe" Kitaplar

     Almanya'da var olan Türkçe kitapların hemen hemen tümüne yakını Türkiye'den gelmiştir, gelmektedir.

     Burada yazılmış ve burada yayınlanmış kitap sayısı çok azdır.

     Son yıllarda Türklerin çok olduğu yörelerde Türkçe ders kitapları yayıncılığı belli bir görevi yerine getirmiştir.

    Bu yayınlar ilk dönemde Türkiye'deki ders kitaplarının taklidi ile başlamışsa da zamanla     

Almanya kitapçılığı ile ortak çalışmalara başlamıştır.

    Bu kitapçılığın düzeyi ise çok şeyin daha iyi olmasını istetmektedir.
    Türkçe roman ve öykü, şiir yayıncılığı ise Almanya'da çok zor gözükmektedir.

   Zamanında yapılan olumlu girişimler ise bu güne değin gelememiştir.

    Parasal sorunları aşabilmeleri çok zordur.

    Almanya'nın Türkçe dilli halkı “okuyan yazan” bir halk olamadıkça bu alanda iş yapabilmek olası değildir.

    Bu nedenle de yine Almanya'da Türkçe dilli “yazın”ın gelişmesi hem yazar, hem de okuyacak kişi sayısı açısından çok zor gözükmektedir.
   Tüm bunların sonucu olarak da Türkçe okur ve yazar sayısının azlığı dilin gelişmesine de olumsuz etki yapmaktadır.

     Her yaşa uygun, Almanya toplumunun özelliklerini yansıtabilen yayınların olmaması da yine okunacak bir şeyler bulamamaları açısından da dilin gelişmesini olumsuz etkilemektedir.

     Özellikle çocuklar en küçük yaşlardan başlayarak kendi düzeylerinde Türkçe kitaplara sahip olabilmelidirler.

     Çocuğun yaşı ilerledikçe yine kendilerine uygun yapıtları bulabilmelidirler. Ama şu an bu durma hiç de iyi bir tablo göstermemektedir.
  Türkçe kitapların satıldığı kitapçılar çok az sayıda ve yalnızca büyük kentlerdedir.    

    Tüketicinin ulaşabilmesi ve günlük yaşamına kitabı yerleştirebilmesi güçtür.

    Ancak posta yolu ile ısmarlama olasıdır.

    Bu da doğal olarak birçok yan işi beraberinde getirdiği için uygulanamamaktadır.

    İnternetten yapılan kitap satışlarının Almanya’da da yapılabilir olması çok sevindiricidir.

    En büyük yakınma kitap fiyatlarının Almanya’da çok yüksek olmasıdır.

    Takip edilen indirimler kitap sahibi olmayı artıracaktır.
  Sevindirici olan bir nokta ise hemen hemen tüm kent kütüphanelerinde Türkçe dilli kitapların da bulunmasıdır.

   Gerek çocuklar gerekse de yetişkinler için ayrı ayrı bölümlerde okurunu bekleyen bu kitapların artmasının tek yolu bu kitapların okunması ve istemde bulunulmasıdır.

   Ne kadar çok istek olursa o kadar çok kitap sağlanacaktır.

   Son dönemde özellikle üçüncü kuşakta kütüphanelerden yararlanma oranı çok artmıştır.

   Bu da çok sevindirici bir olgudur.
  Burada eklenmesi gereken bu çocukların ve gençlerin Türkçe kitaplara da yönlendirilmesidir.

   Okuma alışkanlığı küçük yaşta kazanılır.

   Bu konuda anne ve babalar daha duyarlı olmalıdır.

   Çocukların çok erken yaşlarda kendi kitapları, kitaplıkları olmalıdır.

   Kitap almak ve okumak bir alışkanlık, bir yaşam kültürü olmalıdır.

   Aile özellikle çocukları ile birlikte kütüphaneye gidip tüm olanakları göstermelidirler, birlikte okumalıdırlar.

   Günlük yaşamlarında kütüphane ziyareti yer alabilmelidir.
  Hemen hemen her okulda bir okul kitaplığı vardır ve burada her sınıfın düzeyine göre çocuk kitapları vardır.

   Bunlar da Almanca'dır.

   Anne ve babalar, "Okul Aile Birliklerinde" yer alıp, okul kitaplıklarında Türkçe kitapların da bulunmasını sağlamalıdırlar.

   Böylelikle de hem o çocukların doğal anadili hakkına saygı gösterilmiş olunur, hem de çok ekinli bir okul yaşamına katkıda bulunulur.

   Çocuk kendi anadilinde yazılmış yaşına uygun kitapları okudukça daha sağlıklı bir iç dünyaya kavuşur; kişiliği daha olumlu gelişir.

   Bunların gerçekleşmesi ise yalnızca anne ve babaların duyarlı ve bilinçli olmasına bağlıdır.

   Her bir Türk’ün evinin en güzel köşesinde artık bir kitaplık olmalıdır.

   Ve orada Türkçe kitaplar da güzelce yerini almalıdır.

   Alman devlet okullarında TÜRKÇE dersleri yasal ve her türlü hak ve sorumluluklara sahip bir ders olarak yer almalıdır.

   Bu bir olanak ve hak olarak, bir zenginlik olarak kavranmalıdır ve bunun da mücadelesi verilmelidir.

   Alman eğitim bakanlıkları kendi eyaletleri içerisinde bulunan okullarda TÜRKÇE dersleri için ders programları yapmalıdır.

   Bu dersleri verecek Türk öğretmenler de tabii ki burada da yetiştirilebilir.

   TÜRKÇE derslerinin sayısı ve öğrencilerin katılımı yaygınlaştıkça da buna paralel olarak TÜRKÇE kitaplar hazırlanacak ve yayınevleri bu alanda çalışmalar yapacaklardır.

   Göç ve göçmenlik, azınlık, yabancılık gibi olduklardan yola çıkarak başarılı, sağlıklı ve huzurlu yurttaşlar olabilmenin yolu kitap okumaktan ve de özellikle kendi anadilinde kitaplar okumaktan geçer.

   Biz de “kitaplarla yaşamak” düşüncesine ve kültürüne girebilmeliyiz.

  Bu da bize hem bir mutluluk hem de bir zenginlik verecektir.

    Öğretmen Gönen Çıbıkcı, 25 Şubat 2000 Cuma  

      (Yeniden düzenleme 20.12.2017)

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapanın adı ve soyadı: