__DİN ve BİLİM, DÜNYA ve AHİRET __
·
Türkiye Cumhuriyeti özellikle son
dönemde zor günler yaşamaktadır.
·
Toplumsal ve ekonomik
çalkantılar, çöküntüler üzülerek izlenmektedir.
·
Birey olarak çok büyük kesim
anlamada ve kavramada çok zorluklarla karşılaşmaktadır.
·
Eğitim ve öğretimin uzun
yıllardır devletin kuruluş felsefesinden çok uzaklaşması ile birlikte yetişmiş
olan kuşaklar günün sorunlarını anlamada çok sıkıntı çekmektedir.
·
Teknikteki gelişmelerle birlikte
oluşan "subliminal etki"lerle birlikte zihin yönetimi toplumu ve
bireyi yönlendirmeğe başlamıştır.
·
Temel değerler üzerinde çok
oynanılmıştır.
·
Bireyler birçok alanda temel
bilgiden yoksun kalmışlar, karşılaştırma yapmak, araştırmak, kendilerini
geliştirmek yerine ne yazık ki karşılıklı söz üretmekle zaman geçirir olmuştur.
·
Din konusunun toplum üzerindeki
etkisi, eskiden de olduğu gibi, artmıştır.
·
Din ve inanç konusu bugün aynen geçmişte olduğu gibi bir gerçektir
ve toplumları temelden etkilemektedir.
·
Tek tanrılı dinler ve diğer inanç sistemleri dünya nüfusunun çok
büyük bir kesimini etkilemektedir.
·
Bazı ülkelerde çok çeşitlilik gözlenmektedir.
·
Hatta bir "tanrı" inancı olmayan inanç sitemleri vardır.
Hindistan ve Asya ülkeleri din ve inanç konusunda çok büyük yoğunluk
taşımaktadır.
·
Tüm bu olgular doğal olarak ekonomiyi ve toplumsallığı ve de
siyaseti temelden etkilemektedir.
·
Çağdaş olan ise din ve devletin demokratik yöntemlerle
örgütlenmesi ve temel haklara bağlı olmasıdır.
·
İslam dininin üzerinde oluşan
tartışmalar ve çarpıtmalar, yanlış kişilerin etkili olmalarının artması ile
toplum inanç ve bilim arasında kargaşa yaşar olmuştur.
·
Dünya politikasında savaşların,
kavgaların çıkarılmasında İslam adının kullanılması ile de dine inanmak ve
güvenmek gittikçe azalmaktadır.
·
Batı toplumu da kiliseden
uzaklaşmakta ve tek tanrılı dinlerden bir kaçış yaşanmaktadır.
·
Yeni tip emperyalizm ise bunu kullanmaktadır.
Bilinen tek tanrılı inanç sistemleri yerine başka çekim noktaları yaratacaktır
ve insanları yine belli inanç merkezlerinde toplayacaktır.
·
"Sekten" adı verilen bu tür akımlar zaten vardır.
·
Ama daha da artış gösterecektir.
·
Din ve buna bağlı her şeyi
bırakıp yaşamağa çalışan bireyler ise ilk adımda doğru bir seçim yaptıklarını
duyumsayacaklardır.
·
Bu konuda yapılması gereken en
önemli işlev ise insanların "dinsel duygularının sömürülmesinin"
önlenmesidir ve bu konu da devletin asli görevidir.
·
Öte yandan toplum kendi içinde
daha da kurumsallaşmış din etkileri ile boğuşmaktadır.
·
Her yerde din ve din adamı etkisi
ile, varlığı ile karşılaşılmaktadır.
·
Bu etkiler ve tepkiler, alınan
yarım-yamalak öğretim ve yüzeysel eğitim bireyleri çok daha da bir hem ruhsal
hem de politik kaoslara itecektir.
·
İtmektedir de...
·
Bireyin prototype modeline
baktığımızda artık şunu görüyoruz:
·
Yetersizlik, güvensizlik,
bilgisizlik, tembellik, önder,-kılavuz bulmada yoksunluk, iç disiplin eksikliği,
hoş görüsüzlük, meramını anlatamamak, hep beğenilmek istemek...
·
Bilim ise tamamen uygar ve çağdaş
yöntemlerle ve bakış açılarıyla vücut bulur ve gelişebilir.
·
Bilim olmadan insanlık olmaz.
·
Bilim adamı yetiştirmeden de
toplum olarak ilerlenemez.
·
Din denildiğinde bugün anlaşılan
genelde taassup, muhafazakarlık, gericilik, insan haklarını tanımamazlık, çağa ters
düşmek... gibi ölçüt ön yargılar gelmektedir.
·
Örneğin, İslam dini denilince
kitabı ne kadar anlaşılmaktadır?
·
Nüfusun ne kadar dinin kitabını
ve anlamını okuyup, kavrayabilecek durumdadır.
·
Son dönemlerin tek, tük ortaya
çıkan cesur ilahiyat uzmanları toplumu aydınlatmak için çabalar göstermektedir.
·
Türkiye Cumhuriyeti anayasal
olarak bir laik devlettir.
·
Bunun temel bir gerçek ve veri
olduğunu asla unutmamalıyız.
·
Din kişilerin kendi inançları
için olmalıdır ve devlet ve bilim sadece kendi yöntemleri ile sistemlerini
kurmaları ve geliştirmelidir.
·
Dinsel çıkarlar ve hizipler
devleti ele geçirmemelidir.
·
Öte yandan sömürüye karşı
korunmuş, insanı ve haklarını koruyan bir din özgürlüğü ve din eğitimi temel
hak olarak korunmalı ve sağlanmalıdır.
·
Tüm bu bakış açısından
gördüğümüzde din adamı kavramı ve dinsel örgütlenmeler tekrar gözden
geçirilebilir.
·
Devlet gölgede kalan, denetlenemeyen
hareketlere ve örgütlenmelere izin vermemelidir.
·
Okul, eğitim, öğretim sistemi
tümüyle hem içerik, hem de kalitesi yönünden en baştan incelenmeli ve
yenilenmelidir.
·
Tevhid-i tedrisat uygulanmalı ve
devlet okulları gerçekten yeniden güçlendirilmelidir.
·
Bilim ve bilim adamı olsun demeniz
için ön koşulları sağlamalısınız.
·
Özgürce çalışabilecekleri ortam
ve koşullar ancak çağdaş bir demokratik bir devlet sistemi içerisinde olduğunda
insanlık için yararlı olur.
·
Bilim insanı çalışmak, çok
çalışmak ve hep de kendisi ile ve bilimin bugünü ile savaşmak zorundadır.
·
Siz kendi dilinde çalışabilecek,
kendi dilinde bilim üretebilecek bilim insanlarını yetiştirip, onlara sahip
olamazsanız ne olur?
·
Bilimde önde olanlar gelir size
hükmederler ve yönetirler.
·
Başkasının bulduğu bilimsel
veriler sonucunda elde edilen ürünleri alır, para ödersiniz.
·
Çağdaş ve uygar ortamlarda çoğul
disiplinlerle yetişmiş bilim insanınız olduğunda onlar yine size toplumsal
destek de vereceklerdir, toplumun din sömürüsüne esir olmasına engel olmak
isteyeceklerdir.
·
Bugün bize düşen nedir?
·
Sıradan bireylere düşen nedir?
·
Bir ülkenin sıradan yurttaşları
nasıl davranmalıdır?
·
Sıradan yurttaşlar, bizler,
kendimizi nasıl yönlendirmeliyiz ki daha güçlü ve demokratik bir toplumda
yaşayabilelim?
·
Nasıl bir model yaratarak,
geleceğin zorluklarına karşı kendimizi hazırlamalıyız?
Saygılarımla...
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2020.08.10,
MŞ.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: