Zihin
ile Dilin Etkileşimi
§
Çeşitli
disiplinler ile çalışan insanlar düşünme ilişkileri ile dilin arasındaki
ilişkiye her zaman dikkati çekmişlerdir.
§
Özellikle
felsefeciler bunu ağırlıkla vurgulamışlardır.
§
Örneğin
psikolojide, dilbilimde sosyolojide, ekinsel antropolojide ve mantıkda, dil ve
düşünme ilişkileri ile ilgili sorunlara çeşitli açılardan yaklaşılmaktadır. Konuyu
en doyurucu biçimde incelemeyi olası kılacak yöntemler geliştirilmektedir.
§
Özellikle
felsefe tartışmalarının görünümüne eş olarak psikoloji araştırmalarına yansıyan
iki ana çizgisi gözlenmektedir.
§
İlk
öbekde yer alanlar konuşma ile düşünme arasında bir özdeşlik belirlemişlerdir.
§
Düşünme
bireyin kendi kendine yaptığı içrel, sessiz bir konuşma olarak algılanmaktadır.
§
Katı
olarak ele alırsak, hayvanlarda, henüz konuşmayan çocuklarda, sağır ve
dilsizlerde düşünme olmadığı sonucuna varılabilirdi.
§
Ayrıca
değişik dilleri konuşan insanların da, dillerin benzeşemediği alanlarda değişik
ayrımlı biçimlerde düşünecekleri var sayılmaktadır.
§
Bu
görüş çocuğun gelişimine uyarlanırsa, çocuğun zihinsel gelişiminin toplum
tarafından dil aracılığı ile kurulduğu, dili kullanma yeteneğini geliştiren her
işlemin zihin etkinliğini de artıracağı söylenebilir. Bir dilin kendi toplumsal
ve ekinsel katmanları arasında, dili kullanma biçimleri arasında ayrılıklara
bağlı olarak, zihin işleyişlerinde de ayrılıklar olacağı ileri sürülmüştür.
§
İkinci
öbekde toplanan, düşüncenin dilden bağımsız olarak gerçekleştiğini, ancak, dil
aracı ile dışa vurulduğunu, başkalarına iletildiğini savlamaktadırlar.
§
Dil
düşünceyi taşıyan bir araç, bir kaptır.
§
Düşüncenin
gerçek temeli zihin işlemleri yapabilme, soyutlama ve semboller kurabilme... gibi
yeteneklerdir.
§
Bir
dilin öğrenilmesi ve bir iletişim aracı olarak kullanılması insan zihninin bu
özellikleri dolayısıyladır.
§
Düşünmenin
sözel olması gerekli değildir. Zihinsel işlemleri ve mantıksal ilişkileri sözel
yöntemlerle öğretmek genelde başarısız olmaktadır.
§
Bu
iki öbekde toplanan görüşler arasındaki karşıtlığın ilk bakışda sanıldığı
kadar büyük olmadığı anlaşılır.
§
Tartışmayı
güçleştiren "dil" ve "düşünme" terimlerinin yeterince açık
tanımlanmamış oluşundandır.
§
"Düşünme"
denilince kavram oluşturma, sorun çözme, bellek, soyutlama, mantıksal
çıkarımlar yapabilme, hayal kurma...gibi zihin işlevlerinin biri ya da birkaçı
birden anlaşılmaktadır.
§
Yine
bunun gibi "dil" terimi de çok yönlü anlaşmaya uygundur.
§
Dilin
"bildirme", "isimlendirme", "buyruk verme", "duyguları
dışa aktarma", " nesne ve ilişkileri temsil etme".... gibi
işlevleri ise tüm tartışmalarda yeterince ayrılmamıştır.
Öğretmen
Gönen Çıbıkcı, G, 1998.06.25
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: