. YENİDEN GÜÇLENME VE YAPILANMA
. Atatürk ilke ve hedeflerinin, devrimlerin
yeniden güçlenmesi ve ülkenin kurtuluşuna hizmet edilebilmesi nasıl sağlanır?
. ATATÜRK ilke
ve hedeflerinin, devrimlerin yeniden güçlenmesi ve ülkenin kurtuluşuna hizmet
edebilmesi için topyekûn bir seferberlik ve ortak bir vizyon gereklidir.
. Bu, sadece
siyasi bir mesele değil, aynı zamanda toplumsal, kültürel ve ekonomik bir
dönüşüm meselesidir.
Bu adımlar,
yalnızca siyasetçilerin değil, toplumun her kesiminin sahiplenmesi gereken bir
vizyonu temsil eder.
Unutulmamalıdır
ki, devrimler halkın tamamına ait olduğunda kalıcı olur.
Bu vizyonu bir
araya getirecek bir liderlik ve toplumsal mutabakat, yeniden yükselişin
anahtarı olabilir.
1-Hukuk
Devleti ve Demokrasinin Güçlendirilmesi
ATATÜRK'ün en
büyük mirası olan Türkiye Cumhuriyeti, bir hukuk devletidir.
Hukukun
üstünlüğü ilkesi, yargı bağımsızlığı ve temel insan hakları güvence altına
alınmalıdır.
Demokrasinin
kuralları işletilmeli, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları, ilkelerin
yeniden benimsenmesi için ortak bir zemin bulmalıdır.
2-Ekonomik
Bağımsızlığın Kazanılması
Devrimlerin
kalıcı olması, güçlü bir ekonomik bağımsızlıkla mümkündür.
ATATÜRK'ün tam
bağımsızlık ilkesi doğrultusunda, yerli ve milli üretimi destekleyen, cari
açığı azaltmaya yönelik stratejiler geliştirilmelidir.
Tarım, sanayi
ve teknoloji alanında kendi kendine yeten bir ülke olmak, dış güçlerin
müdahalelerini en aza indirecektir.
3-Eğitim
Sisteminin Yeniden Yapılandırılması
Cumhuriyetin
temel değerlerini ve ATATÜRK'ün akılcı, bilimsel düşünceye dayalı eğitim
anlayışını benimseyen, eleştirel düşünme becerisini geliştiren bir eğitim
sistemi kurulmalıdır.
Tarihimizin,
devrimlerimizin ve ilkelerimizin önemi, ezbere dayalı değil, sorgulayan ve
anlayan bir yaklaşımla yeni nesillere aktarılmalıdır.
4-Bilim
ve Teknolojinin Teşvik Edilmesi
ATATÜRK'ün
"hayatta en hakiki mürşit ilimdir" sözü, bu sürecin anahtar
noktasıdır.
Ülke olarak
bilimsel araştırmalara, teknolojik gelişmelere ve inovasyona daha fazla yatırım
yapmalıyız.
Beyin göçünü
tersine çevirecek politikalar oluşturulmalı ve genç bilim insanlarına ülkemizde
kalmaları için uygun ortamlar sunulmalıdır.
5-Kültürel
ve Sanatsal Faaliyetlerin Canlandırılması
Cumhuriyet,
sadece siyasi değil, kültürel bir devrimdir.
Sanatın,
edebiyatın ve bilimin teşvik edilmesi, toplumun modernleşme sürecine katkı
sağlayacaktır.
Medya ve sanat,
ilkelerin ve hedeflerin halka doğru bir şekilde anlatılması için bir araç
olarak kullanılabilir.
Mİllİ ekonomİ ve İktİsat nasıl olmalı?
. Milli
ekonomi, bir ülkenin sadece zenginleşmesini değil, aynı zamanda “bağımsızlığını,
onurunu ve geleceğini güvence” altına almasını sağlar.
Bu yüzden,
ekonomik kararlar alınırken her zaman ülkenin “kendi çıkarları” ve “uzun vadeli
hedefleri” ön planda tutulmalıdır.
Milli ekonomi
ve iktisat, bir ülkenin kendi kaynaklarını, potansiyelini ve hedeflerini esas
alarak, “tam bağımsızlık” ve “sürdürülebilir kalkınma” için oluşturduğu
ekonomik yapıdır.
Bu, yalnızca “üretimden”
ibaret olmayıp, aynı zamanda “sosyal adaleti, adil gelir dağılımını” ve “ulusal
egemenliği” de içine alan bütüncül bir yaklaşımdır.
Milli
Ekonomi ve İktisadın Temel İlkeleri
Milli ekonomi,
birkaç temel ilke üzerine kurulur:
a)Tam Bağımsızlık ve Egemenlik: Bir ülkenin ekonomik
kararlarını dış güçlerin, uluslararası kuruluşların veya küresel şirketlerin
baskısı altında kalmadan alabilmesidir.
Dış borçlardan
kurtulmak gerekir.
Bu, yalnızca
borçlanma politikalarıyla değil, aynı zamanda dış ticaretteki “bağımlılıkları
azaltarak” sağlanır.
b)Yerli ve Milli Üretim: Hammaddeden sonuç ürüne
kadar olan süreçte “yerli kaynakların”, “emeğin ve bilginin” kullanılmasıdır.
Bu, kritik
sektörlerde “dışa bağımlılığı azaltır”, “istihdam yaratır” ve “teknolojik
gelişmeyi” özendirir.
c)Adil Gelir Dağılımı: Toplumun her kesiminin
refahtan adil bir şekilde pay almasıdır.
Bu, sadece
ekonomik büyüme oranlarıyla değil, aynı zamanda vergi politikaları, sosyal
güvenlik sistemleri ve eğitim-sağlık hizmetlerine erişimle sağlanır.
ç)Sürdürülebilirlik: Milli ekonominin sadece bugünü
değil, gelecek nesilleri de düşünerek planlanmasıdır. Bu, doğal kaynakların
korunması, çevre bilincinin artırılması ve ekolojik dengenin gözetilmesini
içerir.
d)Stratejik Sektörlerin Korunması: Savunma sanayi,
enerji, gıda ve teknoloji gibi stratejik öneme sahip sektörlerde dışa
bağımlılığın minimuma indirilmesidir.
Bu sektörler, “ulusal
güvenliğin” ve “ekonomik istikrarın” temelini oluşturur.
Milli Ekonomi İçin Neler Yapılmalı?
Milli ekonomi,
bir ülkenin sadece zenginleşmesini değil, aynı zamanda bağımsızlığını, onurunu
ve geleceğini güvence altına almasını sağlar.
Bu yüzden,
ekonomik kararlar alınırken her zaman ülkenin kendi menfaatleri ve uzun vadeli
hedefleri ön planda tutulmalıdır.
Milli ekonomiyi
kurmak ve güçlendirmek için atılması gereken adımlar şunlardır:
1-Eğitim ve İnovasyona Yatırım: “Nitelikli iş gücü”
yetiştirmek ve kendi teknolojimizi üretebilmek için eğitime ve Ar-Ge
faaliyetlerine büyük önem verilmelidir.
2-İhracatı Artıracak Politikalar: Sadece hammadde
değil, yüksek katma değerli ürünlerin ihracatına odaklanılmalıdır.
Bunun için
üreticiler desteklenmeli ve yeni pazarlar bulunmalıdır.
3-Döviz Piyasasının Kontrolü: Spekülatif hareketlere
karşı önlemler alınarak, ulusal para biriminin istikrarı korunmalıdır.
4-Tarımsal Üretimin Güçlendirilmesi: Gıda güvenliği
için tarımsal üretim desteklenmeli, çiftçiler teşvik edilmeli ve modern tarım
teknikleri yaygınlaştırılmalıdır.
Tarım ve
hayvancılıkta üretim artırılarak, dışarıdan almaların önü kesilmelidir.
Dış
borçlardan kurtulmak:
Dış borçlardan
kurtulmak, bir ülkenin ekonomik bağımsızlığı ve sürdürülebilir kalkınması için
hayati önem taşır.
Bu, sadece
borçları ödemekten ibaret değil, aynı zamanda borçlanma mekanizmalarını ve
ülkenin ekonomik yapısını kökten değiştiren kapsamlı bir strateji gerektirir.
Dış borçlardan
kurtulmak, sadece ekonomik bir hedef değil, aynı zamanda ulusal onurun ve
bağımsızlığın da bir simgesidir.
Bu yolda
atılacak her adım, ülkenin geleceğini aydınlatır.
Dış
Borçlardan Kurtulmak İçin Atılması Gereken Adımlar
Dış borç
sorununu çözmek için atılacak adımlar, kısa ve uzun vadeli olmak üzere iki ana
kategoriye ayrılabilir.
1-Gelirleri
Artırmak ve Giderleri Kısmi Olarak Azaltmak
-İhracata
Odaklanmak: Dış ticaret açığını kapatmanın ve döviz girdisini artırmanın en
etkili yolu ihracattır. İhracatın artırılması için yüksek katma değerli ürünler
üretilmeli ve yeni pazarlar bulunmalıdır.
-Katma Değerli
Üretim: Ülkenin sadece hammadde değil, teknoloji ve inovasyon içeren ürünler
üretmesi, ihracat gelirlerini katlayarak artırır.
-Turizmi
Geliştirmek: Turizm, döviz girdisi sağlayan en hızlı yollardan biridir.
Yalnızca
deniz-kum-güneş turizmine bağlı kalmayıp, “sağlık, kültür ve kongre” turizmi
gibi alanlar da geliştirilmelidir.
2-Yerli
ve Milli Üretimi Teşvik Etmek
-İthalatı
Azaltmak: Dışarıdan alınan malların yerli üretimle ikame edilmesi, dövizlerin
ülke içinde kalmasını sağlar.
Tarım, enerji
ve teknoloji gibi stratejik sektörlerde dışa bağımlılık mutlaka azaltılmalıdır.
-Destek
Mekanizmaları: Yerli üreticilere finansal destekler, vergi indirimleri ve
teşvikler sağlanmalıdır.
3.
Adil ve Güçlü Bir Maliye Politikası Uygulamak
-Vergi
Adaletini Sağlamak: Vergi gelirlerini artırmak için vergi kaçakçılığıyla
mücadele edilmeli ve vergi yükü adil bir şekilde dağıtılmalıdır.
-Harcamalarda
Şeffaflık: Kamu harcamalarında israftan kaçınılmalı ve şeffaf bir bütçe
yönetimi benimsenmelidir. Lüks ve gereksiz harcamalar kısılmalıdır.
4.
Ekonomik Bağımsızlığı Siyasi Bağımsızlıktan Ayırmamak
-Ulusal
Çıkarları Koruyan Anlaşmalar: Uluslararası anlaşmalar yapılırken ülkenin uzun
vadeli çıkarları göz önünde bulundurulmalı, kısa vadeli kazançlar için
geleceğin riske atılmasından kaçınılmalıdır.
-Spekülasyonla
Mücadele: Döviz kuru ve faiz oranları üzerindeki spekülatif saldırılara karşı
etkin önlemler alınmalıdır.
Çözüm İçİn
Yol Harİtası
Bu olumsuz
gidişatı tersine çevirmek ve ülkenin kurtuluşuna hizmet edebilmek için
ATATÜRK'ün ilke ve hedeflerine dönmek elzemdir.
Sonuç olarak,
Türkiye'nin bugün karşı karşıya olduğu sorunların çözümü, geçmişin mirasını
doğru anlamaktan ve ATATÜRK'ün gösterdiği yolda,
akıl ve bilimle ilerlemekten geçmektedir.
Bu dönüşüm,
aşağıdaki adımlarla sağlanabilir:
-Hukuk ve Demokrasi: Hukukun üstünlüğüne dayalı,
yargı bağımsızlığını güvence altına alan ve demokratik kurumları güçlendiren
bir yapı… Hukuk devleti tüm kural, ilke ve kurumlarıyla işler duruma
getirilmelidir.
-Eğitim: Akılcı, bilimsel ve sorgulayıcı bir eğitim
sisteminin yeniden inşası.
-Ekonomi: Yerli ve milli üretime dayalı, dış
borçlardan arınmış, tam bağımsız bir milli ekonomi modeli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: