. TÜRKİYE NEDEN YOKSULLAŞIYOR?
Türkiye'nin
neden yoksullaşıyor "sorusu", çok yönlü ve karmaşık bir konuyu
kapsamaktadır.
Bu
durumun tek bir nedeni yerine birçok etkenin bir araya gelmesiyle ortaya
çıktığını söyleyebiliriz.
Bu etkenler arasında "hukuk devletinin ilke ve kurallarıyla
uygulanamaması", yanlış ekonomik politikalar,
küresel gelişmeler, siyasi istikrarsızlık, gelir dağılımındaki adaletsizlik,
kara para, vergi adaletsizliği, işsizlik, demokratik yapının korunamaması,
kamuda partizanlık ve tutarsız harcamalar… gibi birçok başlık yer almaktadır.
Türkiye'nin
yoksullaşmasını oluşturan etkenler çok yönlü ve boyutludur; çözüm arayışları
çok gecikmekte ve güven vermemektedir.
Ekonomik politikalardaki tutarsızlık ve milli ekonomiye
geçememek, yüksek ve istikrarsız enflasyon, insanların alım gücünü düşürerek
yoksulluğu artırmıştır
Dolarizasyon
ve kur oynaklığı, üretim maliyetlerini yükselterek işletmelerin karlılığını
azaltır ve istihdamı olumsuz etkilemektedir.
Yüksek faiz oranları yatırımları azaltırken, düşük faiz oranları
ise enflasyon riskini artırıyor.
Adaletsiz
ve karmaşık vergi sistemi, gelir dağılımındaki eşitsizlikleri derinleştiriyor.
Küresel
ekonomik krizler, Türkiye gibi dışa açık ekonomileri olumsuz etkileyerek
büyümeyi yavaşlatır ve istihdamı azaltır.
Enerji fiyatlarındaki artış, üretim maliyetlerini yükselterek
enflasyonu tetikler ve zamlar yoksulluğu artırmaktadır.
COVID-19
gibi "küresel salgınlar", ekonomik çalışmaları, üretimi durdurarak
işsizliği artırmış ve yoksulluğu derinleştirmiştir.
Siyasi istikrarsızlık, yatırımcı güvenini zedeler ve ekonomik
büyümeyi yavaşlatır.
Yönetişim
sorunları, şeffaflık eksikliği, yolsuzluk ve bürokrasideki olumsuzluklar,
ekonomik verimliliği etkilemekte ve düşürmektedir.
"Kayıt dışı
ekonomi" denilen çok yönlü bir duruma engel olunmalıdır.
Gelir
dağılımındaki eşitsizlik, yoksulluğun temel nedenlerinden biridir.
Zenginlerle fakirler arasındaki uçurumun artması, sosyal
gerilimleri yükseltiyor.
Yoksulluk, suç oranlarını artırmaktadır.
Eğitim
düzeyi genel olarak düşük kalmakta ve öğretimdeki kargaşalık ve yetersizlik ile
birlikte iş bulamamak gibi bir büyük sorunu tetiklemektedir.
İşsizlik, ödeme zorlukları, gelir düzeyinin düşüklüğü, geçim
sıkıntısı "toplumsal huzursuzluğu" tetikler durumdadır.
Yetersiz
beslenme ve sağlık hizmetlerine erişimdeki zorluklar, genel sağlık sorunlarını
artırmaktadır; halkın büyük bölümünde beslenme sorunu ortaya çıkmıştır
Ekonomik
büyümedeki gittikçe artan yavaşlama, yoksulluk, endüstrideki sorunlar, iç
talebi zayıflatarak ekonomik büyümeyi yavaşlatır.
Enflasyonla mücadele,
kur uygulamasında tutarlılık, sürdürülebilir büyüme ve yatırım ortamının
iyileştirilmesi gibi politikalar izlenmelidir.
Sürekli
artan "dış borçlara" çözüm modelleri bulunmalıdır.
Gelir
dağılımındaki eşitsizlikleri azaltmak için vergi sisteminin yeniden
yapılandırılması gerekmektedir.
Yoksullukla mücadelede sosyal güvenlik sisteminin önemlidir ve
çağa uygun olarak geliştirilmesi gerekir.
Dar
gelirlilerin, emeklilerin ve çiftçinin, küçük esnafın bugün çektiği
sıkıntılardan kurtarılması acilen gereklidir.
Eğitimin genel düzeyinin çağa uygun bir düzeye yükseltilmesi, insanların daha iyi iş
bulmalarını ve gelirlerini artırmalarını sağlayacaktır.
Türkiye'nin
küresel ekonomik entegrasyona daha etkin ve iyi yönde katılması, büyüme ve yatırım
fırsatlarını artıracaktır.
Türkiye'nin yoksulluk sorununu çözmek için uzun vadeli ve
kapsamlı bir yaklaşım benimsenmesi gerekmektedir.
Bu
süreçte tüm paydaşların (devlet, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve
vatandaşlar) iş birliği yapması ve ortak bir hedef doğrultusunda çalışması
önemlidir.
Burada
ortaya konulanlar, çok az ve yetersiz "genel" bir bilgi sunmaktadır.
Türkiye'nin
yoksullaşmasının nedenleri ve çözüm önerileri konusunda daha ayrıntılı bilgi
almak için ekonomi uzmanlarının görüşlerine bakmak iyi gelecektir.
Türkiye
İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri, yoksullukla ilgili güncel bilgilere ulaşmak
için önemli bir kaynak oluşturmaktadır; fikir edinmek için bakılabilir.
Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi kuruluşların
Türkiye raporları, ülkenin ekonomik durumu ve karşılaştığı sorunlar hakkında önemli
bilgiler sunulsa da bunları ancak uzmanlar anlamakta ve
değerlendirebilmektedir.
Görüldüğü
gibi Türkiye çok yönlü ve farklı sorunlar içindedir ve tarihinin belki de
bugüne değin görülmüş en kötü bir dönemini yaşamaktadır
Türkiye
çok uzun zamandır "kötü" yönetiliyor.
Ülkedeki yönetim modeli, rejim, çağcıl demokratik bir sistem
değildir.
Ülkenin
yönetim gücü, ne yazık ki çok şüphe çeker durumdadır?
Hangi global güçler, nereden ve kimleri kullanarak ülkenin her
türlü yer altı ve yer üstü kaynaklarını ele geçirmektedir, kara paranı ülkeye
girişi, vergisiz yapılan işler, iltimas geçilen kişiler ve kitleler… artık çok
göz önündedir.
Siyasi partilerin ne
yazık ki işlevleri ve gücü yok denilecek düzeye düşmüştür.
Halk
yoksulluk ve yoksunluklar ile boğuşmaktadır. Çalışanlara, emeklilere verilen
maaş artışları son derece yetersizdir ve bunu bilerek yapmaktadırlar.
Çevremizdeki siyasi karışıklıklar, çatışmalar, savaşlar ve
ülkeler arası sürtüşmeler Türkiye için her zaman olduğu gibi bugün de çok büyük
bir sorundur ve bu nedenle çok dikkatli ve ciddi bir ulusçu (milli) politikalar
uygulanmalıdır.
Aradığımız
genel ilkeler, tutum ve davranışlar, ilkeler, hedefler… önderimiz Gazi Mustafa
Kemal Atatürk'ün düşünce ve fikirlerinde, yaptıklarında vardır.
Bugün acilen ve yeniden Atatürk'ün gösterdiği hedeflere,
uygarlık yoluna ve kuruluş ilkelerine dönmemiz gereklidir.
Ne
yazık ki iç siyaset ve siyasi partilerin genel tutum ve işlerlilikleri,
güttükleri çizgiler umut veremez durumdadır.
Yurtsever, akıllı,
uyanık, bilinçli, azimli, çalışkan, sorgulayıcı, araştırmacı bireyler olarak
ülkenin ve toplumun son derece ciddi sorunlarını göz ardı etmeden, sağlığımızı
koruyarak ayakta kalabilmeliyiz.
Yeni bir
yıla girdiğimize göre "geçiş döneminin sevinçleri, coşkusu ve sersemliği"
geçti ise artık çok "ciddi, akıllıca düşünüp kendimize, ülkemize nasıl
sahip çıkabiliriz, neler yapabilir", diye düşünmeye başlayabiliriz.
. Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2025.01.03, MŞ.
. (Kişisel araştırma ve değerlendirme
yazım)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: