. Kadın ve Erkek Beyni: .
.
Benzerlikler ve Farklılıklar
Cinsiyet farkı
araştırmaları; hesap edememe, yanlış yorumlama, yayın önyargısı, zayıf
istatistiksel bilgiler ve yetersiz kontroller ile doludur.
Duygusallık, detaycılık, kırılganlık…
Cinsler arasındaki farklar her zaman dile
getirilir.
Bir beyin
çalışması kadınlarla erkekler arasındaki farkı keşfetme iddiasındadır; '
-'En sonunda gerçek bulundu!'' diye ilan edilir.
Diğer
araştırmacılar şanslılarsa bazı "hatalı kestirimleri" veya kötü "tasarım
kusurlarını" ortaya koyar, başka bir ''Aha!" anı üretilene kadar
hatalı iddia ortadan kalkar ve döngü tekrarlanır.
Kadın dünyasının erkek dünyasından
farklı olduğu pek çok kişi tarafından kabul görmüş durumda.
Kadın kalbi ve beyninin, erkek kalbi
ve beyninden farklı olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçek.Kadın ve
erkek beyinleri arasındaki farklar uzun yıllardır merak konusu olmuştur.
Ancak bu konuda net ve kesin sonuçlara ulaşmak
oldukça zordur.
Çünkü beyin, karmaşık bir organ olup cinsiyetten
ziyade, genetik, çevresel faktörler, yaşam deneyimleri ve hormonlar gibi birçok
etkenden etkilenir.
Bazı çalışmalar kadınların günlük kullandıkları
kelime sayısının erkeklerle benzerlik gösterdiğini savunsa da, bütün dünyada
yerleşmiş ‘kadınların daha çok konuştuğu’ öngörüsü halen geçerli.
Özellikle toplum içinde kadınların erkeklere oranla
daha çok konuştuğu ve yaklaşık 2,5 kat daha fazla kelime kullandığı saptanmış.
Bu da kadınların sosyal ortamlara daha hızlı adapte
olmalarını sağlar.
Sebebi net anlaşılmamakla birlikte, özellikle
duyguların kelimelere dökümünde, kadın beyninde daha büyük bir alanın fonksiyon
gördüğü düşünülür.
Kadın kalbinin kırılgan ve hassas
yapısı bilimsel olarak da kanıtlanmış durumda.
Genelde aşırı stres ve üzüntünün
tetiklediği ‘kırık kalp hastalığı’ da kadınlarda daha sık izlenir.
Kadın kalbinin damarları daha ince ve
büzüşmeye daha meyilli olduğundan hasara uğramış kadın kalbinin damarlarını
tedavi etmek daha güç olur ve kalp krizi geçiren kadınlarda ölüm oranı
erkeklere oranla daha yüksek seyreder.
Kadın kalbinin atma sayısı da daha
fazla olduğundan kadınlar çarpıntıya daha çok meyilli olurlar.
Kadınlardaki ağrı eşiğinin yüksek olması özellikle
doğum sancılarına dayanabilmelerini sağlayan yapısal özelliklerden biridir.
Kadınların alkolik olma durumu
erkeklere oranla oldukça düşük.
Yapılan araştırmalarda alkol alımı
sonrası kadınların beyninden haz hissi veren hormonların daha az salgılandığı
gözlenmiş.
Bu özellik, sigara kullanımının
kadınlarda daha az olmasına da katkı sağlar.
"Madde
bağımlılık" riskini düşüren bu özellik diğer taraftan "depresyon
riskinin" kadınlarda daha yüksek olmasına yol açar.
Kadın burnu çok daha hassas.
Koku ayırt etmede kadınlar erkeklere oranla bir adım önde.
Burunda bulunan kokuya duyarlı hücrelerin
kadınlarda daha fazla olduğu yapılan çalışmalarda ispatlanmış.
Normal yaşam beklentisi kadınlarda yaklaşık 5 yıl
daha fazla.
Kadın ve erkek beyinleri arasında
bazı farklılıklar olsa da, bu farklılıklar kesin ve sabit değildir.
Genelleme yapmamak doğru olabilir.
Bu farklılıklar, tüm kadınlar ve erkekler için
geçerli değildir.
Her birey benzersizdir ve beyin yapısı da buna göre
şekillenir.
Cinsiyet farklılıklarının yanı sıra,
kültürel, sosyal ve çevresel faktörler de beyin gelişimini ve işlevlerini
etkiler.
Beyin, esnek bir organdır ve yaşam boyunca
değişebilir.
Hormonlar, deneyimler ve öğrenme gibi faktörler,
beyin yapısını ve işlevlerini sürekli olarak şekillendirir.
Beynin karmaşık yapısı ve birçok faktörün etkisi
altında olması nedeniyle, bu konuda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
Bir araştırma, kadın ve erkekler
arasındaki farkların ilk defa, sahip oldukları ‘değişik beyin yapıları ve
beyindeki sinir bağlantılarıyla’ açıklanabileceğini ortaya koydu.
Independent gazetesinin baş sayfasına taşıdığı
araştırma, tipik bir erkek beynindeki sinir bağlantılarının, beynin aynı
lobundaki ön ve arka tarafları arasında kurulduğunu, tipik bir kadın beyninde
ise, sinir bağlantılarının daha ziyade sağ ve sol loblar arasında, bir taraftan
diğer tarafa doğru dizildiğini gösteriyor. (2013)
Bilim insanları, iki cinsiyetin
beyinlerindeki fiziksel farkların, ‘erkeklerin, haritada yön bulmak ve kas
kontrolü" gibi "konumsal" alanlarda neden kadınlardan daha iyi
olduğunun; kadınların ise, neden "hafıza ve önsezi" gibi sözel
alanlarda "erkeklerden daha iyi olduğunun" anlaşılabilmesinde önemli
rol oynayacağını söylüyor.
Bazı araştırmaların cinsiyetçi önyargıları
güçlendirdiği ve kadınları ya da erkekleri sınırlandıran kalıplaşmış
düşünceleri desteklediği yönde eleştiriler de bulunmaktadır.
Bu konu hakkında yapılan araştırmalar sürekli
olarak güncellenmektedir.
Güncel bilgilere ulaşmak için bilimsel kaynakları
takip etmek önemlidir.
İki cinsiyetin beyinleri de aynı "temel"
yapıya sahiptir ve aynı işlevleri yerine getirir.
Her iki cinsiyet de düşünür, hisseder, öğrenir ve
yaratıcı olabilir.
Yapılan araştırmalar, kadın ve erkek beyinleri
arasında "bazı yapısal ve işlevsel farklılıklar" olduğunu
göstermektedir.
Bu farklılıklar, genellikle ortalamalar üzerinden
değerlendirilir ve her birey için geçerli olmayabilir.
Bazı araştırmalar, kadınların
beyinlerindeki sinir bağlantılarının daha çok beyin yarım küreleri arasında,
erkeklerde ise daha çok aynı yarım küre içinde olduğunu göstermektedir.
Bu durum, kadınların daha iyi çoklu görev yapabilme
ve dil becerilerine sahip olmalarıyla ilişkilendirilmiştir.
Bazı beyin bölgelerinin "boyutları",
kadın ve erkeklerde farklılık gösterebilir.
Örneğin, hipokampus (hafıza ile ilişkili) bölgesi
kadınlarda genellikle daha büyüktür.
Kadınlar, "duygusal"
durumlara erkeklerden "daha duyarlı" olabilir ve bu durum beyindeki
farklı bölgelerin aktivasyonuyla ilişkilendirilmiştir.
Genel olarak, kadınlar "dil becerileri "konusunda
erkeklerden daha başarılıdır.
Bu durum, beyindeki "dil merkezlerinin"
farklı çalışmasından kaynaklanabilir.
Erkekler, "uzamsal algı" ve "yön bulma" gibi konularda
kadınlara göre daha başarılı olabilirler.
Erkekler, kadınlara göre "daha fazla risk alma"
eğiliminde olabilirler.
Her bireyin "beyni" kendisine göredir ve
diğerlerinden farklıdır.
Beyin; karaciğerden, böbreklerden veya kalpten daha
fazla cinsiyetli değildir.
""Cinsiyetlendirilmiş
bir dünya, cinsiyetlendirilmiş bir beyin
üretecektir.""
Cinsiyetlendirilmiş beyin gerçeğini ortaya koyma
konusunda hedefine ulaşıyor.
. Bu
bilgiler genel bir çerçeve sunmaktadır; daha geniş araştırmalar yapabilirsiniz
.
Öğretmen Gönen
ÇIBIKCI, 2024.12.27, MŞ.
. . (Kişisel araştırma ve değerlendirme
yazım)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: