27 Aralık 2024 Cuma

Kadın ve Erkek Beyni

 .    Kadın ve Erkek Beyni:         .

.     Benzerlikler ve Farklılıklar

Cinsiyet farkı araştırmaları; hesap edememe, yanlış yorumlama, yayın önyargısı, zayıf istatistiksel bilgiler ve yetersiz kontroller ile doludur.

Duygusallık, detaycılık, kırılganlık…

Cinsler arasındaki farklar her zaman dile getirilir. 

Bir beyin çalışması kadınlarla erkekler arasındaki farkı keşfetme iddiasındadır; '

-'En sonunda gerçek bulundu!'' diye ilan edilir. 

Diğer araştırmacılar şanslılarsa bazı "hatalı kestirimleri" veya kötü "tasarım kusurlarını" ortaya koyar, başka bir ''Aha!" anı üretilene kadar hatalı iddia ortadan kalkar ve döngü tekrarlanır.

Kadın dünyasının erkek dünyasından farklı olduğu pek çok kişi tarafından kabul görmüş durumda. 

Kadın kalbi ve beyninin, erkek kalbi ve beyninden farklı olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçek.Kadın ve erkek beyinleri arasındaki farklar uzun yıllardır merak konusu olmuştur.

Ancak bu konuda net ve kesin sonuçlara ulaşmak oldukça zordur.

Çünkü beyin, karmaşık bir organ olup cinsiyetten ziyade, genetik, çevresel faktörler, yaşam deneyimleri ve hormonlar gibi birçok etkenden etkilenir.

Bazı çalışmalar kadınların günlük kullandıkları kelime sayısının erkeklerle benzerlik gösterdiğini savunsa da, bütün dünyada yerleşmiş ‘kadınların daha çok konuştuğu’ öngörüsü halen geçerli.

Özellikle toplum içinde kadınların erkeklere oranla daha çok konuştuğu ve yaklaşık 2,5 kat daha fazla kelime kullandığı saptanmış.

Bu da kadınların sosyal ortamlara daha hızlı adapte olmalarını sağlar.

Sebebi net anlaşılmamakla birlikte, özellikle duyguların kelimelere dökümünde, kadın beyninde daha büyük bir alanın fonksiyon gördüğü düşünülür.

Kadın kalbinin kırılgan ve hassas yapısı bilimsel olarak da kanıtlanmış durumda.

Genelde aşırı stres ve üzüntünün tetiklediği ‘kırık kalp hastalığı’ da kadınlarda daha sık izlenir.

Kadın kalbinin damarları daha ince ve büzüşmeye daha meyilli olduğundan hasara uğramış kadın kalbinin damarlarını tedavi etmek daha güç olur ve kalp krizi geçiren kadınlarda ölüm oranı erkeklere oranla daha yüksek seyreder.

Kadın kalbinin atma sayısı da daha fazla olduğundan kadınlar çarpıntıya daha çok meyilli olurlar.

Kadınlardaki ağrı eşiğinin yüksek olması özellikle doğum sancılarına dayanabilmelerini sağlayan yapısal özelliklerden biridir. 

Kadınların alkolik olma durumu erkeklere oranla oldukça düşük.

Yapılan araştırmalarda alkol alımı sonrası kadınların beyninden haz hissi veren hormonların daha az salgılandığı gözlenmiş.

Bu özellik, sigara kullanımının kadınlarda daha az olmasına da katkı sağlar.

"Madde bağımlılık" riskini düşüren bu özellik diğer taraftan "depresyon riskinin" kadınlarda daha yüksek olmasına yol açar.

Kadın burnu çok daha hassas.

Koku ayırt etmede kadınlar erkeklere oranla bir adım önde.

Burunda bulunan kokuya duyarlı hücrelerin kadınlarda daha fazla olduğu yapılan çalışmalarda ispatlanmış.

Normal yaşam beklentisi kadınlarda yaklaşık 5 yıl daha fazla. 

Kadın ve erkek beyinleri arasında bazı farklılıklar olsa da, bu farklılıklar kesin ve sabit değildir.

Genelleme yapmamak doğru olabilir.

Bu farklılıklar, tüm kadınlar ve erkekler için geçerli değildir.

Her birey benzersizdir ve beyin yapısı da buna göre şekillenir.

Cinsiyet farklılıklarının yanı sıra, kültürel, sosyal ve çevresel faktörler de beyin gelişimini ve işlevlerini etkiler.

Beyin, esnek bir organdır ve yaşam boyunca değişebilir.

Hormonlar, deneyimler ve öğrenme gibi faktörler, beyin yapısını ve işlevlerini sürekli olarak şekillendirir.

Beynin karmaşık yapısı ve birçok faktörün etkisi altında olması nedeniyle, bu konuda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Bir araştırma, kadın ve erkekler arasındaki farkların ilk defa, sahip oldukları ‘değişik beyin yapıları ve beyindeki sinir bağlantılarıyla’ açıklanabileceğini ortaya koydu.

Independent gazetesinin baş sayfasına taşıdığı araştırma, tipik bir erkek beynindeki sinir bağlantılarının, beynin aynı lobundaki ön ve arka tarafları arasında kurulduğunu, tipik bir kadın beyninde ise, sinir bağlantılarının daha ziyade sağ ve sol loblar arasında, bir taraftan diğer tarafa doğru dizildiğini gösteriyor. (2013)

Bilim insanları, iki cinsiyetin beyinlerindeki fiziksel farkların, ‘erkeklerin, haritada yön bulmak ve kas kontrolü" gibi "konumsal" alanlarda neden kadınlardan daha iyi olduğunun; kadınların ise, neden "hafıza ve önsezi" gibi sözel alanlarda "erkeklerden daha iyi olduğunun" anlaşılabilmesinde önemli rol oynayacağını söylüyor.

Bazı araştırmaların cinsiyetçi önyargıları güçlendirdiği ve kadınları ya da erkekleri sınırlandıran kalıplaşmış düşünceleri desteklediği yönde eleştiriler de bulunmaktadır.

Bu konu hakkında yapılan araştırmalar sürekli olarak güncellenmektedir.

Güncel bilgilere ulaşmak için bilimsel kaynakları takip etmek önemlidir.

İki cinsiyetin beyinleri de aynı "temel" yapıya sahiptir ve aynı işlevleri yerine getirir.

Her iki cinsiyet de düşünür, hisseder, öğrenir ve yaratıcı olabilir.

Yapılan araştırmalar, kadın ve erkek beyinleri arasında "bazı yapısal ve işlevsel farklılıklar" olduğunu göstermektedir.

Bu farklılıklar, genellikle ortalamalar üzerinden değerlendirilir ve her birey için geçerli olmayabilir.

Bazı araştırmalar, kadınların beyinlerindeki sinir bağlantılarının daha çok beyin yarım küreleri arasında, erkeklerde ise daha çok aynı yarım küre içinde olduğunu göstermektedir.

Bu durum, kadınların daha iyi çoklu görev yapabilme ve dil becerilerine sahip olmalarıyla ilişkilendirilmiştir.

Bazı beyin bölgelerinin "boyutları", kadın ve erkeklerde farklılık gösterebilir.

Örneğin, hipokampus (hafıza ile ilişkili) bölgesi kadınlarda genellikle daha büyüktür.

Kadınlar, "duygusal" durumlara erkeklerden "daha duyarlı" olabilir ve bu durum beyindeki farklı bölgelerin aktivasyonuyla ilişkilendirilmiştir.

Genel olarak, kadınlar "dil becerileri "konusunda erkeklerden daha başarılıdır.

Bu durum, beyindeki "dil merkezlerinin" farklı çalışmasından kaynaklanabilir.

Erkekler, "uzamsal algı" ve "yön bulma" gibi konularda kadınlara göre daha başarılı olabilirler.

Erkekler, kadınlara göre "daha fazla risk alma" eğiliminde olabilirler.

Her bireyin "beyni" kendisine göredir ve diğerlerinden farklıdır.

Beyin; karaciğerden, böbreklerden veya kalpten daha fazla cinsiyetli değildir.

""Cinsiyetlendirilmiş bir dünya, cinsiyetlendirilmiş bir beyin üretecektir.""

Cinsiyetlendirilmiş beyin gerçeğini ortaya koyma konusunda hedefine ulaşıyor.

.   Bu bilgiler genel bir çerçeve sunmaktadır; daha geniş araştırmalar yapabilirsiniz

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2024.12.27, MŞ.

.    .               (Kişisel araştırma ve değerlendirme yazım)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapanın adı ve soyadı: