3 Ekim 2024 Perşembe

ALMANYA'da TÜRKÇE DERSLERİ ve DERNEKLER

 ALMANYA'da TÜRKÇE DERSLERİ ve DERNEKLER
Bilindiği gibi "Anadili Türkçe" dersleri Bavyera'da "oldukça iyi" bir konuma doğru giderken birden Alman Regierung'lara bağlı olan öğretmenlik kadroları kaldırıldı.
"Yabancı öğretmenlerin" kendi dillerinde Alman devlet okullarında verdikleri Anadili Dersleri için açılmış olan kadrolar donduruldu.
Türkiye "öğretmen göndermeyi üstlendi" ve oradan gelen öğretmenler ile ders verilmesi kabul gördü.
Gelen öğretmenler ise "konsolosluklara" bağlı olarak çalışan öğretmenler oldu....
Bunun ardında ne olduğu resmen açıklanmadı.
Yalnızca söylenilen şu oldu:
"Türkiye öğretmenimizi biz göndeririz, sizin orada kadro açmanıza gerek yok," diye bir girişimde bulunmuş....
Benim kısaca söyleyeceğim bu kadardır.
Şu anki dersler konusunda da pek bir bilgi alamıyorum....
Tüm Almanya genelinde ise durumu bu konu üzerine eğilenler ve düşünce üretenler, çalışanlar çok iyi gözlemliyor:
- Eyalet farkları ve de Alman siyasetindeki dalgalanmalar çok etkili...
- Türk kesimi, resmi makamlar, konsoloslar ise gittikçe bu dersleri "biz veririz" görüşüne yaklaşıyor.
- Velilerin tutumu ise çok bilinçli değil, kulaktan duyma bilgilerle, kendilerine anlatılanlarla hareket ediyorlar.
"Türk kesimin diplomalı" olanları ise ne yazık ki bu konu üzerinde yeterince odaklanamıyor.
Kurulmuş olan veli, eğitim, öğretmen dernekleri ise kuruluş amaçlarına ve hedeflerine uygun çok daha somut ve "ana hedeflerin dışına çıkmadan" yoğunluklu çalışmalar yapabilmelidir.
Çağcıl, demokrat ve bilimsel öğretimden yana olan aydınlık kesimden ise bugün artık çok ağırlıklı kadrolar ve "etken güçler" bulmanın zor olduğunu görüyoruz.
Göç ve göçe bağlı kalıcı "temel bir bilinç" ve "ortak istemler" üzerince yeterince çalışabilinmiş olmalı idi.
Ayrıca seçilmesi gereken "yol ve yöntemler" ve "ilkeler" için pek bir açıklık ve belirgenlik kazanmış olunmalı idi…
Buna bağlı olarak şunu da söyleyebiliriz:
- "Öğretim hedeflerine" yönelik olarak kurulmuş olan derneklerin ana amaçlarının dışına "çıkmadan" açık ve "bilimsel bir bakış" ile çalışmaları yararlı olacaktır, diyebiliriz.
Toplumsal, kültürel, sanatsal çalışmalara yönelişler için ise kendi türünde dernekler olmalı.
Türk öğretmen-veli-eğitim derneklerinin ise ana konunun ve hedefin Türk "öğrencilerin ve velilerinin çıkarları yönünde" etken ve istemli olmaları gerektiğini kendi "sınırları içerinde" tutmaları gerekir.
Siyasi, toplumsal çalışmalar, göç, migrasyon ve buna bağlı konular üzerinde çalışılması gerektiğinde ise ilgilenen insanların bu amaçla derneklerde  ve bu yönde örgütlenmesi gerekir.
Ancak bu açıklık ve sınırları sabit tutarak yapılabilecek yoğunlaştırılmış çalışmalar ile ortaya konulan hedeflere çok daha iyi ulaşılabiliriz.
İnsanların içinde bulundukları toplumda her zaman kendi öz kültürlerinden, anadillerinden ve birikimlerinden, değerlerinden de beslenerek ve güçlenerek gelişmeleri, eğitilmeleri ve başarıya yönelik ilerleyebilmeleri sağlıklı bir yapılanma olacaktır.
İçerisinde bulunulan toplumun tüm değerlerini ve de varsıllıklarını, kültürüne, dilini de ayni temel ilke içerisinde ve benimseyen bir paralellikte edinmek gerekmektedir.
Göç kökenli kitlelere, bireylere yönelik bu durum onların yükünü artırıyor gibi gözükse bile aslında bu yapılanma onların çok daha güçlü ve bilinçli olmasına da bir temel oluşturabilir.
Tüm bunlar için ise ilk ve en önemli olan bir bilinç, "ortak bir bilinç" oluşturmak olacaktır.
.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 03.10.2024, MŞ.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapanın adı ve soyadı: