- ATATÜRKÇÜYÜM DEMEK İÇİN
§
Her
şeyden önce onu, kişisel özelliklerini, kararlılığını, onun düşüncelerini,
hedeflerini, ideallerini, verdiği mücadeleleri, onun devrimlerini ve
ilkelerini, askeri dehasını, devlet adamlığını, Türk Devleti için önemini, Türk
halkına verdiği değeri… tanımak, bilmek ve kavramak gerekir.
§
Evet
tüm bunların bilinmesi, öğrenilmesi ve kavranılabilmesi bizler için oldukça zor
ve çok araştırmalar yapılması ve çok emek harcanması gereken bir yaşam biçimi
olacaktır.
§
Gazi
Mustafa Kemal Atatürk denildiğinde bizim neyi en azından bilmemiz ve kavramamız
gerekiyorsa o temel üzerinden düşünebilmek ve davranabilmek gerekir.
§
Gününün
getirdiği sorunları gördüğümüzde "çözüm" yollarının neler
olabileceğini bulmak, araştırmak için onun gösterdiklerine ve uyguladıklarına
bakmak bizim için en tutarlı ve güvenilir olandır.
§
Son
seksen yıldır ise gittikçe artan bir hız ve yayılma ile Atatürk'ü unutturmak,
onun temel değerlerini, ilkelerini ve başarılarını devlet yönetimini… gündemden
silmek ve hatta tüm bunlara karşı çıkmak isteyen akımlar, kişi ve kitleler
görülmektedir.
§
Bunların
çeşitliliği ve kendilerini dışa vurmaları ise yine farklılıklar göstermektedir.
§
Kökü
dışarılardan kaynaklanan ve ülke içerisinde her yerde yayılmaya çalışan çağdaş
görünümlü ve hatta Atatürkçü söylemlerde bulunanlar olduğu gibi gerek sağ,
gerekse de sol siyasi çizgilerden açıkça olmasa bile onu tanımadan yayılan ve
çalışmalarda bulunan kitle örgütleri, partiler ve gruplaşmalar da vardır.
§
Şeklen
ve sözlen Atatürkçü olduğunu belirtip, kendilerine toplumda bir yer kazanıp,
saygınlık ve kabul görmek isteyenler de vardır ve çeşitli örgütlenmelere de
sahiptirler.
§
Bunların
yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ilk kuruluş yıllarından başlamak
üzere ortalarda görünmeden, gizlice, saklıca yayılan ve örgütlenen yapılanmalar
özellikle İslam dinini ve onun mezheplerini ele geçirip, kendilerince de yeni
gruplaşmalar tarikat ve cemaatler oluşturarak güç ve iktidar, servet kazanma
yolundadırlar.
§
Dinsel
alanda hızlı ve denetimsizce yayılan bu yapılanmalar hem topluma karşı, hem de
devletin temel ilkelerine karşı bir karşı devrimci hareket göstermişlerdir
yıllarca.
§
Ne
yazık ki son yıllarda çok daha kitlesel, örgütsel ve açıkça ortaya çıkmakta ve
kamusal alanda da kendilerine pay istemektedirler.
§
İşte
tüm bu genel durum içerisinde bilinçli ve çağdaş uygarlık yolunda ilerlemek
isteyen yurttaşların çok çalışkan, dürüst, açık ve güvenilir bireyler olarak
kendilerini çok daha iyi tanımlamaları ve Atatürkçü olabilmeyi benimseyip,
özümsemelidirler.
§
Namık
Kemal: "Vatan Kasidesi" şiirinde "Vatanın bağrına düşman dayamış
hançerini, Yok imiş kurtaracak bahtı kara maderini…. dediğini daha öğrencilik
yıllarında bilen Mustafa Kemal 24 Aralık 1919'da Kırşehir'e
gelmişti.
§
Orada
Gençler Derneği'nde bir konuşma yapmıştı. Yukarıdaki mısraları aşağıdaki
şekilde değiştirerek okumuştu:
"Vatanım
bağrına düşman dayasın hançerini"
"Elbet bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."
§
…13
Ocak 1921, yer Büyük Millet Meclisi kürsüsü. Mustafa Kemal Paşa, Meclis Başkanı
olarak 1. İnönü zaferini anlatırken sözlerini şöyle bitirir:
§
'Milletimiz
bugün, bütün geçmişinde olduğundan daha çok ümitlidir. Bunu ifade etmek için
şunu arz ediyorum. Kendilerinin tabiriyle, "cennetten vatanımıza"
koruyucu olan merhum Kemal demiştir ki:
§
İşte
bu kürsüden bu Meclisi âlinin reisi sıfatiyle heyet-i aliyenizi teşkil eden
bütün âzarım her biri namına ve bütün millet namına diyorum ki:
"Vatanın
bağrına düşman dayasın hançerini"
"Bulunur
kurtaracak bahtı kara kaderini."…………………….
§
Bu
temel düşünce ve görüş ile hiç yoktan ve global güçlerin saldırılarını
durdurarak kurulan antiemperyalist Türkiye Cumhuriyeti Devleti büyük önder ve
devlet adamı Atatürk'ün yılmaz gayret ve çalışmaları ile tüm dünyanın örnek
aldığı ve imrenerek baktığı bir çağdaş devlet olma yoluna koyulmuştur.
§
Ne
yazıktır ki tüm kalkınma çalışmalarına ve her türlü yeni atılımlara ve gelişmelere,
devletleşmelere rağmen içeride içten içe ilerleyen karşıt hareketlere, karşı
devrimci yapılanmalar engel olunamamıştır.
§
Onlar
ve onları destekleyen, yönlendiren global (dünyayı yöneten) güçler hiç durmadan
ve de sistematik bir çalışma ile Türk halkını tam da istedikleri bir duruma,
yılgınlığa, susmuşluğa ve de günlük yapay gündemlerin peşine takılır hale
getirmişlerdir.
§
Sorunun
bu anlamda boyutu ve derinliği, çeşitliği çok yönlüdür.
§
Toplumsal,
ahlaksal, eğitsel çöküşün hızla derinlemesinin yanı sıra tam da buna bağlı
olarak belki de ekonomik, finansal ve üretimsel çöküş tüm ülkeyi sarmıştır.
§
İşte
bu son yılların hızla artan gerek siyasi, gerekse enflasyonist çöküşünün halk
kitleleri üzerindeki ANA ETKİSİ o denli büyük olmuştur ki artık sorunun ilk
göründüğü yer olarak pahalılık, geçim sıkıntısı ve işsizlik, barınma
yetersizliği, okullaşmada düşüş…olarak algılanmış ve görülmüştür.
§
Ortada
koca bir ülke, her türlü ulusal gelir kaynakları, yer altı ve yer üstü
zenginlikler, çok geniş bir eğitilmiş-tahsil-meslek edinmiş kitle, yerli ve
yabancı sermaye-bankacılık, endüstri, azaltılmakta olan tarım ve
hayvancılık…olmasına rağmen ne yazık ki ULUSAL GELİRİN dağılımı ve kullanımı,
kendi içinde yasal ve adil değerlendirilmesi, vergilendirilmesi…
gerçekleştirilememektedir.
§
Türkiye
kendi stratejik-coğrafi konumu nedeni ile tüm dünyanın ve global güçlerin gözü
önünde iken acil çözümler ve kurtuluş modelleri aramamız gerekir iken gerçek
yurtseverlerin, bilinçli ve dürüst yurttaşların her şeyden önce yine ATATÜRK
temel ilke ve görüşlerine, DEVLETİN KURULUŞ İLKELERİNE ve devrimlerine hızla
yönelmeleri gerekmektedir.
§
Bunlar
nedir diye sorduğumuzda, kısaca şöyle özetleyebiliriz:
§
Ulusal
Egemenlik, Ulusalcılık-Halkçılık, Sosyal ahlak, Dünya ülkelerine karşı Tam
Bağımsızlık, Bilimin yol göstericiliği-Bilimsel bakış açısı, Ekonomide
Devletçilik, Devrimcilik-Zamanın gelişen olumlu koşullarına uymak- Kökten
değişim, Cumhuriyetçilik olarak adlandırılan ÇAĞDAŞ DEMOKRATİK, özgürlükçü,
parlamenter, anayasal hukuk devleti..
§
Devrim
yasaları diye adlandırılan ve çoğunun halen yasal olarak devam ettiğini de
bilmek ve düşünmek gerekir.
§
Kemalist
Devrimler, “Ben Cumhuriyeti vicdanımda milli bir sır gibi sakladım.” diyen
Mustafa Kemal tarafından, henüz Kurtuluş Savaşı başlamadan önce planlanmış ve
tasarlanmıştır.
§
Devrim
yasaları anayasal güvence altındadır ve hep böyle kalacaktır. değiştirilemez,
değiştirilmesi teklif bile edilemez !
§
3
Mart 1924’te üç önemli devrim yasası TBMM’de kabul edildi; Hilafet kaldırıldı,
Şeriye ve Evkaf Vekâleti ile Erkan-ı Harbiye Vekâleti kaldırıldı ve Öğretim
Birliği Yasası (Tevhîd-i Tedrîsât Kanunu) kabul edildi.
§
"EĞİTİM
VE ÖĞRETİMİN BİRLEŞTİRİLMESİ" Yasasının kabulünün gerekçesini anlamak için
ise Atatürk’ün şu sözünü iyi değerlendirmek gerekir:
§
“Eğitimdir
ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum halinde yaşatır ya da
bir milleti kölelik ve yoksulluğa terk eder."
§
Bugün
ise ülkenin her yerinde çok farklı ad ve modeller ile birçok açık ya da gizli
okullar, paralı ya da parası yapılanmalar görülmektedir.
§
Çok
özel yapıda batı tip, modern görünüşlü özel-paralı lüks okullar her yerde
halkın çekim merkezi olsun diye beğeni kazanmaktadır.
§
Öte
yandan bilindiği gibi dinsel yapılanmalar da kendi görüş ve beğenileri
doğrultusunda okullar ve yurtlar, derslikler açabilmektedir.
§
Tüm
bunların yanı sıra devlet okulları ülkenin her yanına yayılmış ve yasal
öncelikleri olan ve desteklenmesi,
korunması ve bugün için de acilen çağdaş donanımlarla yükseltilmesi
gereken durumdadır.
§
Türkiye
Cumhuriyeti Devleti'nde her yurttaş çocuğunu büyük bir güvenle çağdaş ve güçlü,
parasız devlet okullarına gönderebilmelidir; başka seçenekler aramamalı ve
başka etkilenmeler altında kalmamalıdır.
§
Görüldüğü
gibi ülkenin ve halkın sorunları çok boyutlu iken, doğru çözüm yollarına
gidebilecek güçlü ve güvenilir kitleler gerekmektedir.
§
Bunların
gerçek ve inanılır, güvenilir Atatürkçüler olması beklenilir.
§
Bu
anlamda "aydınlık gelecek günler "için, "kalkınmış, uygar bir
çağdaş Türkiye için" dik durmalı, çalışmalı ve çabalamalı, doğru yolu
bulmalıyız.
§
İç
sıkıntılarımızı atlatabileceğimiz, huzurlu, sağlıklı günler diliyorum.
. Öğretmen Gönen Çıbıkcı, 17.12.2022, MŞ.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: