- DOKSANDOKUZ
YIL KUTLU OLSUN!
- TÜRKİYE CUMHURİYETİ Devleti'nin Kuruluşunun 99. Yıldönümündeyiz.
- TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI'nın yapıldığı,EMPERYALİST VE SALDIRGAN
GÜÇLERE KARŞI bir "BAĞIMSIZLIK SAVAŞI"nın kazanıldığı,GAZİ MUSTAFA
KEMAL PAŞA"nın kurduğu, 29.10.1923 tarihinde "CUMHURİYET yönetimi"nin tüm dünyaya
duyurulduğu TÜRKİYE CUMHURİYETİ bugün 99 yaşını doldurdu.
- Parlamenter, laik, sosyal hukuk devleti olarak
kabul ettiğimiz TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ bu büyük gün, bu
29 EKİM, bu büyük bayramın hepimize kutlu olsun!
Dünya
tarihinde kuruluşu ile, verdiği savunma ve kuruluş mücadelesi ile en önemli bir
örnek olmuş olan Türkiye Cumhuriyeti'nin devletiyle, milletiyle ve her türlü
değerleriyle, varlıklarıyla var olması, çok daha ileri düzeylere
gelmesi hepimizin isteği olmalıdır.
Varlığımızdan
dolayı, yapılanlardan, kazanılanlardan dolayı çok büyük gurur ve sevinç duymalıyız.
Ülkenin, toplumun ve devlet yönetiminin sorunları ile karşı
karşıya kalındığında ise bugün çok daha dikkatli ve eleştirel davranmamız
gerektiğini de kabul etmeliyiz.
Türkiye,
"ülkesi ve devleti" ile tüm insanları ile bugün her yönden saldırılar ve tehditler altında
olabilir mi?
YENDİK diye sevinip, coştuğumuz "O" güçler hiç durmadan
bir gizli savaş ve propaganda çalışmaları ile
TÜRKİYE CUMHURİYETİ'ni ele geçirmek üzere hızla yol almakta
olabilirler mi?
Arkadaki
global güçleri görmesek de günlük olaylardan ortaya çıkan yeni gelişimleri ve
bunların etkilerini görebiliyor muyuz?
Toplumsal
dengeleri, devletin kuruluş ilkelerini, yurttaşların özgür
iradelerini, evrensel iyi ahlak değerlerini, TÜRK aile
düzenini, ulus devleti... ve buna benzer diğer özellikleri kökten yok edebilmek
ve yerine "kendi" değerlerini ve ölçülerini koymak
isteyen bir "DEĞİŞİM" bir "SALDIRI" görebiliyor muyuz?
Toplumsal
yozlaşma ve umursamazlık, özentiler, hep beğenilme duygusu, kültürel düzeydeki
düşüş; edep, görgü ve kendini bilme, saygı duyma konularında bir boş vermişlik…
Toplum
neden böylesine büyük bir hızla değiştirilmeye çalışılıyor?
Niteliksiz ve kalitesiz, sorumsuz,
özgür iradesi olmayan, sürü etkisi altına çok rahat girebilen kitlelerin
kimlere, hangi güçlere yararı vardır?
Ülkenin,
devletin ve toplumun içinde bulunduğu sorunlardan çıkabilmesi için düşünebilecek,
fikir ve çözüm yolları üretebilecek, akıllı ve sağ
duyulu, donanımlı, güvenilir yurttaşlarımız nasıl ortaya
çıkabilecek; bu özellikleri olan insanlarımız nasıl yetişebilecek?
Şu
an toplumda kabul edilmiş ve uygulanır hale
getirilmiş "NELER" vardır diye hiç "düşündüğümüz" oldu mu?
Çok
büyük bir yozlaştırılma, büyük ve etken bir zihinsel
algılama programlamaları ve çalışmaları gözlemlenebiliyor mu?
Tek,
tek kişiler olarak kimseyi suçluyor olmasak bile "geniş kitlelerin"
içine düştüğü durumu ve nedenlerini düşünmenin ülkenin
geleceği için çok yararlı olduğunu düşünüyorum.
Topluma,
kitlelere baktığınızda bunları sizler de görebiliyor musunuz:
-
Bakımsız görünüşlü insanları
-
Elinden asla düşmeyen ve en değerli saydıkları dijital telefonlarla kendi
dünyalarında yaşayanları
-
Hızla yayılmış olan "sakal bırakma" modasını
-
Yırtık pantolon ve yırtık giysileri
-
Bir omuzu ve bel kısmını açık tutan giysileri
-
Nargile kahvelerini
-
Yabancı markalı kahve dükkanlarını
-
Hazır yiyecek dükkanlarının her yanı sardığını (Mc , pizza, Chicken vb...)
-
Sigara tüketiminin yaygınlaştığını ve kullanan yaşının düştüğünü
-
Çok hızla yayılan bir deri üstüne dövme akımını
-
"Düşünme"ye yönelik olmayan kitap yazdırma özentilerini, kitap
fuarlarındaki artışı, bilimsel kitap sayısının nerede ise yok olmak üzere olduğunu
-
Gazete ve dergi, mecmua yazım ve basımında bir sorun olduğunu
-
TV dizleri ve sinema filmlerinde işlenilen konuları
-
Hemen, hemen tüm dizilerde hem giysilerde, hem dış genel görünüşte, hem de
işlenilen konularda bir çeşit özendirici ama öte yandan
da yozlaştırıcı akımların olduğunu
-
Şiddeti özendiren haberleri, dizileri
-
Antibiyotik kullanımını
-
Sezeryan doğumlarındaki artışı
-
Anti depresan kullanımındaki aşırı yükselmeyi
-
Sağlık sektöründeki "özel" kurumlaşmayı, şirketleşmeleri, özel
hastanelerin öne çıkarılışını
-
Tarımda genetiği oynanmış tohumları, ürünleri
-
Yerli hayvancılık ve tarımın yok edilmek üzere olmasını
-
İşlenmiş, paketlenmiş ürünlerin "gıda" olarak tüketilmesini
-
Ev ekonomisi olarak tanımlanan "evde gıda üretimi", yemek yapımının
gerilemesini
-
Paralı eğitimin, özel okulların çok artmış olmasını, eğitimde birlik yasasının
artık uygulanmadığını
-
Paralı sporların boyutlarının, rakamların durdurulamayan düzeyini ve yayılışını
-
Toplumda kurulan STK kategorisindeki kuruluşların halkın ve bireylerin
sorunlarını çözmede katkısı sağlamaktan çok uzakta olmasını
-
Kayıtlı siyasi partilerdeki sayıların artışını ve bu siyasi
partilerin demokratik hakların kullanılabilir olmasındaki
yetersizlikleri, iş göremez durumda olmalarını
-
Devlet kurumlarına, mahalli yönetimlere olan saygınlığın ve de güvenilirliğin
gittikçe azaldığını
-
İnsanların çok daha sağlıksız bir kişilik yapısına doğru
gittiklerini
-
Bu toplumda yaşayan insanların kendi aralarında kurdukları iletişimin
gittikçe sorunlu bir gelişme gösterdiğini, yapaylığın arttığını
- Boşanma sayılarının
çok büyük bir hızla ilerlediğini
-
Kredi kartlarının son derece artırıldığını ve kredi
borçları borçlarının gittikçe artar olduğunu
-
Banka masraflarının, faiz oranlarının dünya genelinin çok, çok
üzerinde olduğunu
-
Ülkenin sınırları içerisine dışarıdan kabul edilen yabancıların sayısının
aşırı artmış olduğunu
-
Tarikat, cemaat örgütlenmesinin ülkenin her yerinde ve her alanında yaygınlaşmış olduğunu
-
Çağdaş bir eğitimin yapılabildiği devlet okullarının artık
görülmemeye başladığını, bu okulların sorunlarının gittikçe
arttığını
-
DİN ve DİNLER TARİHİ ile ilgili olarak seküler kesimde bir uzaklaşma ve
kabul görmeme, araştırıp, incelememe, karşı çıkış durumunun
yaygınlaştığını
-
Dinin siyasete, ticarete, eğitime karıştırılarak
kullanılmasının çok yaygınlaştırılmış olduğunu
-
Genel çağdaş kültürden, bilimsel araştırma ve düşünme
düzeyinden çok uzaklaştırılmış, evrensel değerlerden gittikçe yoksunlaştırılmış bir
okur yazar kesimindeki artışı
-
Resmi kayıtlı siyasi parti sayısının gittikçe arttığını ve
çalışmalarındaki yöntem ve ilke düzeyinin gittikçe çok yetersiz kaldığını
-
Devletin kendi adına aldığı dış borçların çok yükselmiş
olduğunu
-
Ülkenin her yerinde yeni inşaatlar yapılarak, binaların
artışta olduğunu, bunların çoğunun satılamadan beklediğini
-
Endüstriyel yatırımlarda bir durma, gerileme olduğunu
-
Kapanan iş yerlerindeki sayının gittikçe artmakta olduğunu
-
Dış satımın çok gerilediğini ama dıştan alımın gittikçe artmakta olduğunu
-
Ulusal paramızın büyük bir hızla değer yitirdiğini
-
Toplumda genel bir korku ve güvensizlik ortamının
gittikçe yaygınlaştığını
-
İnsanların genel olarak eleştirel düşünceden, politik tavır almaktan ve öz
değerlerine sahip çıkmaktan gittikçe uzaklaşıp, duyarsızlaştırılmaya çalışıldığını
. Bunları,
buna benzer durumları GÖRÜYOR muyuz, gözlemliyor muyuz?
. Bu
durumlar, etkiler, ve nedenleri üzerine DÜŞÜNEBİLİYOR muyuz?
. Bu
durumu günlük yaşamda, toplumda, insanlarda, davranışlarda, ilişkilerde görüyor
muyuz?
Bu
tür durumlar ve hızlı gelişmeler sağlıklı bir çağdaş toplumda hiç de olağan
değildir.
. Analitik bakış
açısı ile ele alınıp gözlemlenilecek birçok konu, birçok alan
vardır ve sağlıklı bir ülke, gelişen bir toplum için de
bunları incelemek, fikir yürütmek yararlıdır.
. Cumhuriyetin
ilan edilmesinden bu yana tam 99 yıl geçmiş ve ne yazık ki cumhuriyetin
kazanımları ve getirdikleri üzerine kat be kat daha eklemeler yapmamız, çağdaş
ve uygar bir toplum olmuş olmamız gerekirken, ne yazık ki hiç görülmemiş
denli sorunlarla boğuşan bir toplum olmuşuz.
. Hangi
çalışmalar, hangi çağdaş ve bilimsel hazırlıklar, evrensel düzeyde ne gibi
etkinlikler yapılacak önümüzdeki 100. yıl kutlamalarında dersiniz?
. Türk
halkı 99 yıl boyunca bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak nereden nereye geldiğini
ve de ana hedeflerin, ulaşılması gereken yerlerin nereler olduğunu
ne denli anlamakta, kavramaktadır, dersiniz?
. Bence
ortadaki genel durum çok umut verici gözükmemektedir.
. Nüfus
gittikçe artmakta ise de duyarlı, eleştirel düşünebilen, bilinçli ve ilkeli bir
yurttaşlık düzeyine erişemedik.
. Çok
olumsuz olan bu gidişe rağmen neler yapılabilir, neler yapılmalıdır?
. Tüm
bu gözlemlenilen duruma ve yapılanmalara rağmen çözüm yolu ve bakış
açısı yine Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği
hedefleri ve başarılarını, uygulamalarını, fikirlerini günümüz koşullarına göre
hızla uyarlayabilmektir, uygulayabilmektir.
. Bu
genel durum ve gidişe bakıldığında ise ülke içinde yeniden bir ulusal
birlik ve güç toplama, yeniden bir ortak değerler ve
kazanımlarda "partiler üstü" yaklaşımlar ve girişimler gerekli
olacaktır.
. Sizlere
mutlu ve huzur dolu günler, sağlık dilerim.
. Öğretmen
Gönen ÇIBIKCI, 29 Ekim 2022, MŞ.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: