- KURBAN VE BAYRAM
§
İslam
dinine göre bayram yaptığımız günlere erişildi.
§
Bizim
"Kurban Bayramı" diye adlandırdığımız bir bayram günündeyiz.
§
Herkeste
bir heyecan bir sevinç ve duygusallık olması beklenilen bir BAYRAM günü…
§
Ne
için, hangi nedenlere dayanılarak bayram yaparız, bayram nasıl kutlanır?
§
Kurban
bayramının asıl adı Büyük Ziyaret/Toplantı (Hacc-ı ekber) günleridir.
§
Dünyanın
dört bir yanından hacılar bugünlerde Kabe'de buluşur.
§
Bu
büyük buluşmaya Hacc-ı Ekber denmiştir ve hacılar dağılana kadar 4 gün sürer.
§
Arapça
bayram (ı'yd) diye buna denir.
§
İbranice "korban" sözcüğü
de "yakınlaşmak" anlamına sahiptir.
§
Farsça'daki
anlamı ise yaklaşan demektir.
§
Kurban
kelimesinin Arapçası ذِبْح
(zibh; boğazlama) veya hedy (hediye) dir.
§
Dini
terim olarak "Allah’a yaklaşmak" ve "Allah rızasına
ermek" niyetiyle kesilen, kurban edilen, hayvan demektir.
§
Kur'an'da
da anlatılan İbrahim peygamber ve oğlu İsmail ile ilgili
kıssadan yola çıkarak, kurban kavramına adanmışlık ve Allah'a
teslimiyet anlamları da yüklenmiştir.
§
KURBAN
nedir, ne anlama gelir?
§
"İslam
Dini"nin kitabı Kuran-ı Kerim bu konuda ne diyor, diye uzunca ve güvenilir
kaynaklardan incelemeler yapmak, bilgilenmek olasıdır.
§
Ya
da insanlık tarihi boyunca "kurban" konusu üzerinde neler biliniyor,
diye araştırmalar yapmak yararlıdır ve bizim bazı temel bilgilere sahip olmamız
da gereklidir.
§
KURAN'a
göre ne öğütleniyor diyerek "anlaşılacak" hale getirmek gerekir.
§
Zaten
İslam dini mezheplerine göre yaklaşım da farklı.
§
Tüm
bunları günümüzün çağına ve olanaklarına, koşullarına göre uyarlamak olabilir
mi?
§
Kurban
konusunda en iyi yöntem ne olur?
§
Devlet
bu konuda en iyi hangi modele yardımcı olabilir?
§
Kurban
kesmek istemeyenlerin de kabul görmesi gerekir.
§
İLLE
de yakınlaşma, yardımlaşma olmalıdır, denildiğinde ise zaten "hukuk
devleti" "çağdaş devlet", sosyal devlet olmak zorunda değil midir?
§
Yoksulun,
dar gelirlinin, yardıma muhtaç olanın devletçe korunması ve desteklenmesi
gerekmez mi?
§
Dinsel
bir inanç-ibadet ele alındığında yapılması "önerilen" anlamındadır ve
de çağdaş demokratik devlet de bu kurani "öğütü-öneriyi" modern
devlet yöntemleriyle üstlenmek durumunda olmalıdır.
§
"Yakınlaşma
- yardımlaşma" esas öğüt, ana öneri olarak kabul edildiğinde "demokratik
hukuk devleti" adaletli davranıp ülkede yoksulluğu, yardıma muhtaçlığı
kaldırmak ile görevlidir.
§
Bu
sağlanmalıdır ve de günümüz devlet anlayışında kesinlikle yer almalıdır.
§
Dinsel
inançlar, inanç içerikleri sadece bir dinin kendi bakış açısına ve o ilk
zamanlarına bakarak eski yöntemleriyle uygulanmak "zorunda değil"dir,
çağımıza, günün koşullarına uyarlanması gerekmez mi?
§
DİN
insanlar için, insanların iyiliği içindir, diye kabul etmek istediğimizde de bu
durum durağan ve dondurulmuş değildir.
§
Tam
tersine dinin vermek istediği temel öneriler, öğütler, temel ilkeler insanlığın
her kitlesi ve de her zamanı içindir.
§
Her
çağ, her gelişmişlik her bir "yeni zaman" tüm diğer kültürel öğelerde
olduğu gibi din için de uyumluluk ve yöntem geliştirme gerektirir.
§
Kurban
eğer bir öğüt, bir öneri bir "yakınlaşma ve yardımlaşma" olacak ise
özellikle Türkiye Cumhuriyeti devleti de anayasasında belirttiği gibi bir "demokratik
hukuk devleti" olarak çok daha "işlevsel" görevler ve "yöntemler"
sunmalıdır.
§
Halkın,
kitlelerin, toplumun bu konuda diğer toplumsal konularda olduğu gibi çok daha "kalitesi
yüksek" bilgilendirmelere gereksinimi vardır.
§
Çağdaş
kurumlar ve belki de ülke yönetmeye talip siyasi partiler çok daha "bilinçli"
olarak görev üstlenebilirler.
§
İlk
anda aklımıza bunlar gelebilir, uzmanlar ise derinlemesine geliştirmeliler.
§
Bu
alanda o konunun uzmanları söz etmelidirler.
§
Günün
koşullarına, uygulanılabilirlik durumuna göre "nasıl" davranılması
gerektiğini insanlara "memurlaşmış din adam"larından ziyade daha
bilimsel ve özgürce davranabilen değişik dallardan "uzman" kişilerin
Allah adına ve de insanların "aydınlanması" isteği ile yazmaları,
anlatmaları, açıklamaları gerekir.
§
Din
ve de İslam dini, Kur'an-ı Kerim toplum üzerinde, insanların düşünce ve
davranışları üzerinde çok etkilidir ve bu da çok önemlidir.
§
Toplum
olarak, toplumdaki etkisi ve gücü olarak yüzlerce yıldan gelen bir
kalıplaşmalar ve kabul görmeler , süre gelenler vardır.
§
Bunlara
karşı çıkabilmek, yanlış olanları düzeltmeye kalkmak çok zordur.
Karşılıksız olarak verilen her bir ŞEY (emek, zaman, mal, sevgi, saygı..) o
kalbi güzel kişiye tekrar (yeniden) geri döner, diye düşünebiliriz.
§
Sevap
da günah da o şahsa ait olur.
§
Bizim
kısaca bildiklerimiz ya da çeşitli kaynaklardan okuyup öğrenebileceğimiz çok
konu var:
§
Çok
kısa bir alıntı yapalım:
- Hz.
Muhammed (sav)’in Hira’da bulunduğu 610 yılı Ramazan ayının son
on günü içinde muhtemelen yirmi yedinci gece, bazı rivayetlere göre pazartesi
günü sabaha karşı Cebrail gelerek ona Allah tarafından peygamber olarak
görevlendirildiğini haber verdi.
- Bu
ilk vahyi Hz. Peygamber şöyle anlatmaktadır.:
- O
gece Cebrâil bana gelerek “Oku!” (İkra’) dedi. Ben okuma bilmediğimi söyledim.
Bunun üzerine melek beni aldı; dayanabileceğim son noktaya kadar sıktı.
Ardından beni bırakıp tekrar - “Oku!” dedi.
- Cevaben yine: “Ben okuma bilmem” deyince tekrar son noktaya kadar sıktı ve
-
“Oku!” dedi.
- Ben
“Ne okuyayım?” diye cevap verince melek beni üçüncü defa takatim kesilinceye
kadar sıktı ve bıraktıktan sonra şu ayetleri okudu:
-
“Yaratan Rabbının adıyla oku. O insanı bir embriyodan yarattı.
- Oku! Senin Rabbin en büyük kerem sahibidir. Kalemle yazmayı öğreten,
insana bilmediklerini belleten odur.” (el-Alak 96/1-5)
§
Demek
ki yıllar önce gelen o ilk sesleniş ile İslam dini insanlara yepyeni bir bakış,
yepyeni bir duruş getiriyor.
§
23
yıl içerisinde ayet ayet (kelime kelime) gelen mesajlarla KURAN
tamamlanıyor.
Çevrede bulunan görevliler bu ayetleri ezberliyorlar
§
Hicretin
11. Senesi, Rebiülevvel ayının 12’si, pazartesi günü. Miladi: 8 Haziran
632 tarihinde İslam dininin peygamberi Hz. Muhammed ruhunu
teslim etti.
§
ALLAH'tan
rahmet diliyoruz ve yaptığı her bir eylem ve yenilik için şükranlarımızı
sunuyoruz.
§
Resûlullah’ın
vefatının müslümanlar üzerinde bıraktığı büyük üzüntü ve şaşkınlık sürerken
onun yerine devletin başına "kimin" geçeceği tartışması hemen başladı
ve sonunda Hz. Ebûbekir (632-634) seçildi.
§
Ardından
sırasıyla Hz. Ömer (634-644), Hz. Osman (644-656)
ve Hz. Ali (656-661) halifelik yaptılar.
§
Hz.
Ebubekir dört halife içerisinde eceliyle ölen tek halifedir.
§
Sıffın
Savaşı sonunda Hz. Ali şehit edilmiştir. (657)
§
Hz.
Ali’nin şehit edilmesinden sonra Muaviye’nin Halifeliğine karşı Kufeliler Hz.
Ali’nin büyük oğlu Hz. Hasan’ı Halife seçmişlerdi.
§
Ancak
Hz. Hasan, Müslümanlar arasında kan dökülmesin gerekçesi ile Muaviye ile
anlaşarak Halifelikten vazgeçmişti.
§
Muaviye
Hz. Hasan’ın ölümü üzerine yerine kimseyi seçmeyeceği konusunda söz vermesine
rağmen sözünde durmayarak oğlu Yezid’i Halife tayin etmiş, böylece Halifelerin
seçimle iş başına gelmeleri son bulmuş, Halifelik babadan oğla geçen
“Saltanat’a” dönüşmüş ve Emeviler dönemi başlamıştır.
§
EMEVİLER
(661-750) ve Abbasiler Dönemi (750-1258) ile de İslam Dini dünya
tarihinde yerini almıştır.
§
661
yılından bu yana ise artık saltanat ve gelenekler, görenekler ile yoğrulmuş bir
din anlayışı oluşmuştur.
§
Birçok
tefsirci, birçok imam, birçok mezhep ve tarikatlar, cemaatler, topluluklar ile
genişleyen İslam dünyaya yayıldıkça da çok büyük farklılıklar getirmiştir.
§
Bazı
ülkelerde dönem dönem KUR'AN merkezli uygulama istekleri, siyasi talepler hep
olmuştur.
§
TÜRKİYE
Cumhuriyeti İslam dinini en çağdaş biçimiyle uygulamak isteyen ve dünyada bu
konuda en önde olup, demokratik bir duruşu seçen bir eğilim göstermiştir.
§
Türk
toplumunda inanç, iman ve ritüeller her zaman rahatça yer bulmuştur, İslam dini
ibadet ve gelenekleri ile yaşatılmıştır.
§
Toplumda
var olan dinlerin kendilerine özgü bayramlar her zaman sevinçle karşılanmıştır
ve kutlanmıştır.
§
Aileler,
akrabalar, hısımlar, komşular, arkadaşlar, her zaman iyi niyetle ve
istekle bayram günlerini yaşamışlardır.
§
Bayramlaşmak
karşıdaki insanlara kendin gibi olmalarını dilemek ve istemektir, sevinmek ve
sevindirmektir.
§
İyiliklere
erişmek için iyilik dilemek ve bunların olması için de tavır göstermek ne
güzel….
§
İnsan
olarak madem ki sevinmek, sevilmek, kabul görmek istiyoruz, o zaman sevinç ola,
"bayram mübarek ola"...
§
Hukukun,
adaletin üstün olduğu ve herkes için eşit olduğu bir düzen içinde, açlık,
yoksulluk ve evsizlik, işsizlik olmayan sağlıklı bir toplum içinde yaşamak
üzere var olalım ve birlikte olalım.
§
Adil
bir dünyada, bu ülkede, namuslu ve güzel insanlarla birlikte bir
"BAYRAM" kutladığımızı düşleyerek sizlere sağlık ve huzur diliyorum.
§
BAYRAM
GÜNLERİMİZ güzel geçsin, ülkemiz huzur bulsun….
§
Yanınızda
sizi gerçekten seven ve takdir edenler olsun.
§
Mutlu
olun!
§
Hoşça
kalın!
. Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 09.07.2022, Cumartesi,
MŞ:
. Kurban Bayramı 1. gün
Kurban
ile İlgili Ayetler:
https://www.kuranvemeali.com/kurban-ile-ilgili-ayetler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: