TÜRKİYE ve Çevre Duyarlılığı
·
TÜRKİYE
"orman ve çevre katliamı"nı ne kendi halkına ne de dünyaya
anlatabildi.· TÜRKİYE "dünya iklim değişikliği"ni ne kadar kavrayabildi?
· TÜRKİYE "çevre sorunlarının global etkilerini" ve ortaya çıkan çok kötü sonuçlarını "ne kadar" anlayabildi?
· Türkiye global olarak bir gezegenin, bir tek Dünya'nın önemli bir parçası olduğunu ne kadar anlayabildi?
· TÜRKİYE halkı "dünyadan ve dünyanın geçeklerinden" uzak tutulsun diye ne kadar çok çabalar harcanıldı?
· Yıllardır süregelen bu durumun nedenlerini kavrayamadığımızda ise TÜRKİYE ne kendi "öz sorunları"nı tanıyabilecek, ne de "çözüm yolları"nı bulabilecek.
· Küresel iklimin bir parçası olan TÜRKİYE doğa ve iklim sorunları tüm dünya insanlarını ilgilendirmektedir.
· Türkiye siyaseti ulusal çıkarları koruyacak durumda olabildiği zaman, dünyanın global sorunlarına da olumlu katkıda bulunacaktır.
· Uzun yıllardır uygulanmakta olan "zihin yönetimi" programları sonucunda Türk halkının bilinç düzeyi, yurttaşlık ve değerlerle ilgili kavramları alt üst edilmiş ve "ulus devlet", "barışcı siyaset" politikalarının değerleri yitirilmiştir.
· Özellikle eğitim düzeyi ve de eğitim sistemindeki düzeysizlikler sonucu tam da istenilen bir "tüketim toplumu" oluşturulmuştur.
· Bu kargaşa ve "dejenerasyon" ortamı da sonuç olarak "sağlıklı" bireyler, bilinçli yurttaşlar oluşturmada büyük sorunlar ortaya çıkarmaktadır.
· Örneğin güncel durum:
- Ülkenin çeşitli yerlerinde çok önemli dağların ormanları yıllardır kesilmekte ve daha da planlı olarak bu kesimler devam edilmekte iken "sağ duyulu" bir insanın bu tür doğa katliamlarını kabul etmemesi gerekirken, siyasal tavırları nedeni ile ülkenin halkı ya hiç bir duyarlılığa sahip değildir ya da bu "durum"a çok normal imiş gibi gerekçeler aramaktadırlar.
· İşte, tam da istenilen bir "durum" yaratılmış demektir!
· Duyarsız, çaresiz, ya da partizanlaşmış, iyi değerleri yitirmiş, bilinçsiz... kitleler oluşturulmuştur.
· Çok az sayıdaki "protestolar" ve "protestocular" ise aslında koca bir ülke için çok yetersizdir.
· Çok geniş yayılım alanı olan siyasi partiler, ticari örgütler, bilim insanları, yüksek okullar, sanayii örgütleri, köklü aileler, kendilerine "sivil toplum" kuruluşu denilen birçok dernek ve de yine Türkiye'nin her bir adımda dile getirdiği çoğunluğu müslüman olan halk, özellikle de "kurani müslümanlar"... bu konuda neden çok uzakta duruyorlar?
· Ana sorun bilgisizlik midir, bilinçsizlik midir, çeşitli ön yargılar mıdır, korkular mıdır, duyarsızlık mıdır?
· Her şeyden "önce" işin ayrıntılarına girmeden bu ana sorunlar üzerinde "düşünmek" gerekir.
Saygılarımla...
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI,
08.08.2019, K.
........Allah pisliği "akıllarını
kullanmayanların" üzerine yağdırır. ..............
.............. (10- Yunus Suresi 100. ayet)
..............
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: