Doğa, Türkiye ve
Müslümanları
• Günümüz
dünyasında en büyük sorun artık çok iyi anlaşılmıştır ki dünyanın “doğa”
sorunlarıdır.
• İklimin bozulması, hava sıcaklığının artması, buzulların erimesi, ozon tabakasının zarar görmesi, nükleer atıklar,plastik ve kimyasal atıkların doğaya verdiği zarar, bitki ve hayvanların yapısında insanların oluşturduğu kimyasal, genetik müdahaleler, ağaç katliamı...
• Kısaca sıraladığım bu sorunlar birbirleriyle ilişkilidir ve dünyanın canlılar için, insanlar için gittikce de yaşanılamaz olacağının işaretleridir.
• Gerçek bilim insanları araştırmalarıyla bu konuya dikkatleri çekiyorlar. Uyarıyorlar.
• Yaşadığımız gezegendeki her bir değişim tüm canlıları etkiliyor ve ilgilendiriyor.
• “Bizim ülkemizde işler böyledir, onların işleri başkadır”, diyemeyiz.
• Balta girmemiş ormanlara artık balta giriyor ve orman yok ediliyorsa, bu durum tüm dünya canlıları için kötü sonuçlar verecektir.
• Her ülke kendi halkıyla layık olduğu kaderi paylaşır, demek yetmemektedir.
• Bir başka tarafında dünyanın hangi doğal felaketler bizi etkiliyor ise, bizdeki olumsuz uygulamalar da onları etkilemektedir.
• Uluslararası anlaşmalar ve çevre bilinci oluşturma çabaları ne yazık ki yetmemektedir.
• Bir şeyler duyulduğunda, bir olay ortaya çıktığında “hemen” duyarlı olmak ve davranmak ise genelde çok geç kalınmış bir zamanlamadır.
• Genelde bu gibi doğaya zarar verici uygulamalar çok önceden planlanmakta, pazarlanmakda ve sessizce adım adım gerçekleştirilmektedir.
• Ne halk eğitimi, ne de okullarda verilen örgün eğitim bu bilinci sağlayamamaktadır.
• Devletlerin anayasalarında, yasalarında doğayı korumaya yönelik kararlar ve yaptırımları olmalıdır.
• Bu yasalar ve yaptırımları ne kadar günün gerçeklerine uyar ve yaptırım gücü yüksek olursa o denli iyidir.
• Peki insanları doğaya karşı duyarlılığı ve doğanın korunmasına yönelik bilgileri, inançları bilinçleri sadece bu saydığım alanlarda mı kendini gösterir?
• İnanç ve iman, “din” konusunda insanlar binlerce yılldır duyarlıdırlar ve de kendilerince kabul ettikleri inanca, dine göre de bireysel ve toplumsal davranışlarını yönlendirirler.
• Bu alandaki her şey sadece “birer ritüel” olarak kabul edilmez.
• Tüm yaşamın içerisinde o inanç mensubu insanlar kendilerine göre davranırlar.
• İlahi dinler ve kişilerin ortaya koyduğu felsefik dinler ve hatta ilkel dinler bile inançlarında her zaman doğayla iç içe olmuşlardır. Doğayı korumak ilk gözettiklerinin içindedir.
• Bunun da ilk adımı ağaç ve ormandır.
• Yıllardır her fırsatda Türkiye halkının "müslüman" olduğu ve çoğunluğun İslam dinine mensup olduğu söylenilir.
• İslam dininin kaynağı ve insanlara yol göstericisi olan ise Kur’an-ı Kerim’dir.
• İslam dinine mensubum diyenlerin ilk ve tek bağlı oldukları ana kaynak da Kur’an-ı Kerim olduğuna göre müslüman olanların bu kitapdaki gösterilenlere göre kendi inançlarını düzenlemeleri beklenir.
• Kur’an-ı Kerim’de ağaç ve orman ile ilgili neler vardır?
• İnsanoğlunun, yüzyıllar boyunca, zaman zaman putlaştırdığı, bazan kesip yok ettiği ağacın Allahü Teâlâ'nın diğer nimetleri gibi bir nimet olduğunu Kur'ân-ı Kerim'den öğreniyoruz.
• Hak Teâlâ şöyle buyuruyor: (*) ________________________________________
"Yukarıdan size su indiren odur. Ondan içersiniz; koyunlarınızı otlattığınız bitkiler de onunla biter." (en-Nahl, 16/10)
"Allah onunla size ekinler, zeytin ve hurma ağaçları, üzümler ve her türlü ürünü yetiştirir. Düşünen kimseler için bunda ders vardır." (en-Nahl, 16/11)
"Hurma ağaçlarının meyvelerinden ve üzümlerden şerbet, şıra ve güzel rızık elde edersiniz. Düşünen bir kavim için bunda ibret vardır." (en-Nahl, 16/67)
"Yaş ağaçtan size ateş çıkarandır. Ondan ateş yakarsınız." (Yasin, 36/80)
"Yoksa gökleri ve yeri yaratan, gökten size su indirip onunla, bir ağacını bile bitirmeye gücünüzün yetmediği, güzel güzel bahçeler meydana getiren mi?..." (en-Neml, 27/60)
"Göklerde ve yerde olanların, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanların ve insanların bir çoğunun Allah'a secde ettiklerini görmüyor musun?... " (el-Hac, 22/18)
"Bitkiler ve ağaçlar O'nun buyruğuna boyun eğerler. " (el- Vâkıa 56/6)
"Allah'ın, hoş bir sözü; dallan göğe doğru olan -Rabbi'nin izniyle her zaman meyve veren- hoş bir ağaca benzeterek nasıl misâl verdiğini görmüyor musun? İnsanlar ibret alsın diye Allah onlara misâl gösteriyor. Çirkin bir söz de, yerden koparılmış, kökü olmayan kötü bir ağaca benzer. " (İbrahim, 14/24-26)
"İncir ve zeytine and olsun", (et-Tin,95/1)
• İklimin bozulması, hava sıcaklığının artması, buzulların erimesi, ozon tabakasının zarar görmesi, nükleer atıklar,plastik ve kimyasal atıkların doğaya verdiği zarar, bitki ve hayvanların yapısında insanların oluşturduğu kimyasal, genetik müdahaleler, ağaç katliamı...
• Kısaca sıraladığım bu sorunlar birbirleriyle ilişkilidir ve dünyanın canlılar için, insanlar için gittikce de yaşanılamaz olacağının işaretleridir.
• Gerçek bilim insanları araştırmalarıyla bu konuya dikkatleri çekiyorlar. Uyarıyorlar.
• Yaşadığımız gezegendeki her bir değişim tüm canlıları etkiliyor ve ilgilendiriyor.
• “Bizim ülkemizde işler böyledir, onların işleri başkadır”, diyemeyiz.
• Balta girmemiş ormanlara artık balta giriyor ve orman yok ediliyorsa, bu durum tüm dünya canlıları için kötü sonuçlar verecektir.
• Her ülke kendi halkıyla layık olduğu kaderi paylaşır, demek yetmemektedir.
• Bir başka tarafında dünyanın hangi doğal felaketler bizi etkiliyor ise, bizdeki olumsuz uygulamalar da onları etkilemektedir.
• Uluslararası anlaşmalar ve çevre bilinci oluşturma çabaları ne yazık ki yetmemektedir.
• Bir şeyler duyulduğunda, bir olay ortaya çıktığında “hemen” duyarlı olmak ve davranmak ise genelde çok geç kalınmış bir zamanlamadır.
• Genelde bu gibi doğaya zarar verici uygulamalar çok önceden planlanmakta, pazarlanmakda ve sessizce adım adım gerçekleştirilmektedir.
• Ne halk eğitimi, ne de okullarda verilen örgün eğitim bu bilinci sağlayamamaktadır.
• Devletlerin anayasalarında, yasalarında doğayı korumaya yönelik kararlar ve yaptırımları olmalıdır.
• Bu yasalar ve yaptırımları ne kadar günün gerçeklerine uyar ve yaptırım gücü yüksek olursa o denli iyidir.
• Peki insanları doğaya karşı duyarlılığı ve doğanın korunmasına yönelik bilgileri, inançları bilinçleri sadece bu saydığım alanlarda mı kendini gösterir?
• İnanç ve iman, “din” konusunda insanlar binlerce yılldır duyarlıdırlar ve de kendilerince kabul ettikleri inanca, dine göre de bireysel ve toplumsal davranışlarını yönlendirirler.
• Bu alandaki her şey sadece “birer ritüel” olarak kabul edilmez.
• Tüm yaşamın içerisinde o inanç mensubu insanlar kendilerine göre davranırlar.
• İlahi dinler ve kişilerin ortaya koyduğu felsefik dinler ve hatta ilkel dinler bile inançlarında her zaman doğayla iç içe olmuşlardır. Doğayı korumak ilk gözettiklerinin içindedir.
• Bunun da ilk adımı ağaç ve ormandır.
• Yıllardır her fırsatda Türkiye halkının "müslüman" olduğu ve çoğunluğun İslam dinine mensup olduğu söylenilir.
• İslam dininin kaynağı ve insanlara yol göstericisi olan ise Kur’an-ı Kerim’dir.
• İslam dinine mensubum diyenlerin ilk ve tek bağlı oldukları ana kaynak da Kur’an-ı Kerim olduğuna göre müslüman olanların bu kitapdaki gösterilenlere göre kendi inançlarını düzenlemeleri beklenir.
• Kur’an-ı Kerim’de ağaç ve orman ile ilgili neler vardır?
• İnsanoğlunun, yüzyıllar boyunca, zaman zaman putlaştırdığı, bazan kesip yok ettiği ağacın Allahü Teâlâ'nın diğer nimetleri gibi bir nimet olduğunu Kur'ân-ı Kerim'den öğreniyoruz.
• Hak Teâlâ şöyle buyuruyor: (*) ________________________________________
"Yukarıdan size su indiren odur. Ondan içersiniz; koyunlarınızı otlattığınız bitkiler de onunla biter." (en-Nahl, 16/10)
"Allah onunla size ekinler, zeytin ve hurma ağaçları, üzümler ve her türlü ürünü yetiştirir. Düşünen kimseler için bunda ders vardır." (en-Nahl, 16/11)
"Hurma ağaçlarının meyvelerinden ve üzümlerden şerbet, şıra ve güzel rızık elde edersiniz. Düşünen bir kavim için bunda ibret vardır." (en-Nahl, 16/67)
"Yaş ağaçtan size ateş çıkarandır. Ondan ateş yakarsınız." (Yasin, 36/80)
"Yoksa gökleri ve yeri yaratan, gökten size su indirip onunla, bir ağacını bile bitirmeye gücünüzün yetmediği, güzel güzel bahçeler meydana getiren mi?..." (en-Neml, 27/60)
"Göklerde ve yerde olanların, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanların ve insanların bir çoğunun Allah'a secde ettiklerini görmüyor musun?... " (el-Hac, 22/18)
"Bitkiler ve ağaçlar O'nun buyruğuna boyun eğerler. " (el- Vâkıa 56/6)
"Allah'ın, hoş bir sözü; dallan göğe doğru olan -Rabbi'nin izniyle her zaman meyve veren- hoş bir ağaca benzeterek nasıl misâl verdiğini görmüyor musun? İnsanlar ibret alsın diye Allah onlara misâl gösteriyor. Çirkin bir söz de, yerden koparılmış, kökü olmayan kötü bir ağaca benzer. " (İbrahim, 14/24-26)
"İncir ve zeytine and olsun", (et-Tin,95/1)
...............................................................................................................................................................................................................................................................................................
______ Ormanların (genel olarak ağacın), bir ülke için ne kadar önemli olduğu bu gün daha iyi anlaşılmıştır. (*)
• Bir memlekette yaşayan insanların sağlığı, iklim ve su rejiminin düzenli olması, on binlerce yılda teşekkül eden toprağın korunabilmesi hep ağaç ve bitki örtüsü ile yakından ilgilidir.
• Diğer taraftan ormanlar servet ve saadet, refah ve medeniyet kaynağı olmakta, yokluğunun ortaya çıkardığı telâfi edilemez kötü sonuçlar insanları acı acı düşündürmektedir.
• İşte bu sebepledir ki, Peygamberimiz (s.a.s.) refâhın bu ana kaynağına müslümanların dikkatini çekmiş ve ziraatla uğraşmalarını, her tarafa ağaç dikmelerini kendilerine tavsiye buyurmuştur. (*)
• Ayrıca Hz. Peygamber'in ağaç ve ağaç dikme konusuna ne kadar önem verdiğini göstermesi bakımından, söylediği kabul edilen birçok hadîs-i şerif de vardır.
• İslâm hukukunda ise zamanında toprağın ve ağacın durumlarına göre karşılaşılan problemler incelenmiş ve bu hususta çeşitli ictihâdlar (uygulamalar, değerlendirmeler) ortaya çıkmıştır.
• Bugüne bakacak olur isek Türkiye bulunduğu coğrafi konumu ile yer altı ve yer üstü zenginlikleri ile denizleri ve akarsuları ile dünyanın çok önemli bir ülkesi konumundadır.
• Ülkenin bir doğa ile sorunu oladuğunda Türk halkının ve devletinin çok duyarlı olması gerekmez mi?
• Türk halkının çok büyük çoğunluğu da kurani bilgi ve kültürden gelmekte olduğuna göre, herkesden önce bu büyük kitle ilk ve en büyük duyarlılığı göstermez mi?
• “Doğa katliamı yapılıyor” diye duyulduğunda ilk duyarlılığı ve feryadı Kur’an inancını taşıyanlardan beklemek yanlış mıdır?
• Kitaplarında yazılanlar, önerilenler ve gösterilen yollar sadece Allah’ın söyleyip geçtiği konular mıdır?
• Onları ciddiye almak ve yaşamlarında bunları birer rehber olarak kullanmak gerekmez mi?
• İslam inancına göre Allah’ın “yap” dediklerini yapmamak olur mu?
• Yüzbinlerce ağacın kesildiği ve “doğa katliamı” olan bu benzer uygulamalarda yurttaşların, insanların hangisi duyarlılık göstermelidir, seslerini çıkarmalıdır, hangisi devlete baş vurmalıdır?
• Eğer böyle bir ses ne din İslam konusundaki uzmanlardan ne de kurani duyarlılığı olanlardan gelmiyorsa, doğaya olan duyarlılıkda, ses çıkaramamakda başka etki alanlarını mı düşünmek gerekir?
______ Ormanların (genel olarak ağacın), bir ülke için ne kadar önemli olduğu bu gün daha iyi anlaşılmıştır. (*)
• Bir memlekette yaşayan insanların sağlığı, iklim ve su rejiminin düzenli olması, on binlerce yılda teşekkül eden toprağın korunabilmesi hep ağaç ve bitki örtüsü ile yakından ilgilidir.
• Diğer taraftan ormanlar servet ve saadet, refah ve medeniyet kaynağı olmakta, yokluğunun ortaya çıkardığı telâfi edilemez kötü sonuçlar insanları acı acı düşündürmektedir.
• İşte bu sebepledir ki, Peygamberimiz (s.a.s.) refâhın bu ana kaynağına müslümanların dikkatini çekmiş ve ziraatla uğraşmalarını, her tarafa ağaç dikmelerini kendilerine tavsiye buyurmuştur. (*)
• Ayrıca Hz. Peygamber'in ağaç ve ağaç dikme konusuna ne kadar önem verdiğini göstermesi bakımından, söylediği kabul edilen birçok hadîs-i şerif de vardır.
• İslâm hukukunda ise zamanında toprağın ve ağacın durumlarına göre karşılaşılan problemler incelenmiş ve bu hususta çeşitli ictihâdlar (uygulamalar, değerlendirmeler) ortaya çıkmıştır.
• Bugüne bakacak olur isek Türkiye bulunduğu coğrafi konumu ile yer altı ve yer üstü zenginlikleri ile denizleri ve akarsuları ile dünyanın çok önemli bir ülkesi konumundadır.
• Ülkenin bir doğa ile sorunu oladuğunda Türk halkının ve devletinin çok duyarlı olması gerekmez mi?
• Türk halkının çok büyük çoğunluğu da kurani bilgi ve kültürden gelmekte olduğuna göre, herkesden önce bu büyük kitle ilk ve en büyük duyarlılığı göstermez mi?
• “Doğa katliamı yapılıyor” diye duyulduğunda ilk duyarlılığı ve feryadı Kur’an inancını taşıyanlardan beklemek yanlış mıdır?
• Kitaplarında yazılanlar, önerilenler ve gösterilen yollar sadece Allah’ın söyleyip geçtiği konular mıdır?
• Onları ciddiye almak ve yaşamlarında bunları birer rehber olarak kullanmak gerekmez mi?
• İslam inancına göre Allah’ın “yap” dediklerini yapmamak olur mu?
• Yüzbinlerce ağacın kesildiği ve “doğa katliamı” olan bu benzer uygulamalarda yurttaşların, insanların hangisi duyarlılık göstermelidir, seslerini çıkarmalıdır, hangisi devlete baş vurmalıdır?
• Eğer böyle bir ses ne din İslam konusundaki uzmanlardan ne de kurani duyarlılığı olanlardan gelmiyorsa, doğaya olan duyarlılıkda, ses çıkaramamakda başka etki alanlarını mı düşünmek gerekir?
·
Türkiye
müslümanlarını din olarak İslam ve Kur'an-ı Kerim ve de buna bağlı olarak Hz.
Muhammedi'in görüşleri ve uygulamalar etkiliyorsa "ağaç, doğa, orman"
konularını iyi araştırmalılar.......
·
KUR'AN
müslümanı olanların herkesden önce tüm dünyadaki doğa katliamlarına, ağaç
kesimlerine karşı çıkması gerekir. Hele bir de kendi ülkesinde birileri çıkar
sağlamak için doğayı yok etmek istiyor ise, ilk LA diyenler kurani müslümanlar
olmalıdır.
·
Sadece
din ile ilgili söylemleri kullanarak siyaset ve ticaret yapanlar, gösterişlerde
bulunup da kendilerine mevki, şöhret ve paye kazanmak isteyenler için
söylenecek bir şey yok.
·
Asıl
"inançlı kesim", "gerçek dindarlar" ilk önde olup sömürüye
ve çıkar savaşlarına karşı durmalıdırlar.
·
Aslında,
evet, tüm yurttaşların, insanların üzülmesi ve etkilenmesi ve bu tür
uygulamaları kabul etmemesi gerekir.
Saygılarımla...
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI,
01.08.2019, M.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: