27 Nisan 2025 Pazar

NE ZAMAN

 .  TÜRKİYE NE ZAMAN?    .

.   Türkiye başkanlık sistemi ile yönetilmektedir.

.   Türkiye, 2017 yılında yapılan anayasa değişikliği referandumu ile parlamenter sistemden "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" olarak adlandırılan "başkanlık sistemine" geçmiştir.

.   Bu sistemde:

1-Cumhurbaşkanı: Hem devletin başı hem de hükümetin başıdır. Halk tarafından doğrudan seçilir. Yürütme yetkisi tek başına Cumhurbaşkanına aittir. Bakanları atar ve görevden alır.

2-Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM): Yasama organıdır. Kanunları çıkarır ve Cumhurbaşkanını denetleme yetkisine sahiptir. Ancak TBMM'nin hükümet kurma yetkisi bulunmamaktadır.

3-Güçler Ayrılığı: Teoride yasama ve yürütme ayrı organlarda toplanmıştır. Ancak Cumhurbaşkanının geniş yetkileri ve TBMM üzerindeki potansiyel etkisi nedeniyle güçler ayrılığı ilkesi tartışma konusudur.

.   Dolayısıyla, var olan durumda Türkiye'nin yönetim şekli "başkanlık" sistemidir.

.   Türkiye ne zaman "parlamenter, güçler ayrılığına dayalı, çağdaş, demokratik bir hukuk devletine" kavuşabilir?

.   Türkiye'nin parlamenter, güçler ayrılığına dayalı, çağdaş, demokratik bir hukuk devletine ne zaman kavuşabileceği sorusu, karmaşık ve çok boyutlu bir konu olmaktadır.

.   Açık ve doğru bir yanıt vermek, bir tarih vermek olası olmasa da, bu "ideale" ulaşmak için atılması gereken adımlar ve şu anki durum hakkında bazı değerlendirmeler yapılabilir.

.   Türkiye, tarihsel olarak demokratikleşme yolunda önemli adımlar atmış olsa da, zaman zaman gerilemeler ve yapısal sorunlarla karşılaşmıştır.

.   Özellikle son yıllarda "güçler ayrılığı ilkesinin" zayıfladığı, "yargı bağımsızlığına" yönelik endişelerin arttığı, "ifade özgürlüğü" ve "basın özgürlüğü" gibi temel hak ve özgürlüklerde kısıtlamaların yaşandığı yönünde "eleştiriler" bulunmaktadır.

.   Parlamenter sistemden "başkanlık sistemine" geçiş de "güçler ayrılığı" tartışmalarını alevlendirmiştir.

.  Türkiye'nin arzu edilen "demokratik hukuk devleti" niteliklerine kavuşması için bir dizi yapısal ve kültürel dönüşümün gerçekleşmesi gerekmektedir:

Güçler Ayrılığının Tam Tesisi:

-Yasama, yürütme ve yargı organlarının birbirlerinden bağımsız ve birbirlerini denetleyebilecek mekanizmalarla donatılması hayati önem taşımaktadır. Bu, yargının siyasi etkilerden tamamen arındırılması, yasamanın yürütmeyi etkin bir şekilde denetleyebilmesi ve yürütmenin de hukukun üstünlüğüne bağlı kalması anlamına gelir.

-Hakim ve savcıların atanma, terfi ve görevden alınma süreçlerinin şeffaf, objektif kriterlere dayanması ve her türlü siyasi baskıdan uzak olması gereklidir. Yargının hesap verebilirliğinin sağlanması,  yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı önemlidir.

-Hiç kimsenin hukuktan üstün olmadığı, yasaların eşit şekilde uygulandığı ve herkes için adil yargılanma hakkının güvence altına alındığı bir sistemin oluşturulması şarttır.

-İfade özgürlüğü, basın özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, inanç özgürlüğü gibi "temel hak ve özgürlüklerin" Anayasa ve uluslararası standartlara uygun olarak güvence altına alınması ve pratikte etkin bir şekilde kullanılması sağlanmalıdır.

Parlamenter Sistemin Güçlendirilmesi

-Türkiye yeniden parlamenter sisteme dönmeyi veya mevcut sistemi parlamenter demokrasi ilkelerine daha yakın bir hale getirmeyi hedefliyorsa, parlamentonun yetkilerinin artırılması, hükümetin parlamento karşısında hesap verebilirliğinin güçlendirilmesi ve temsilde adaletin sağlanması gereklidir.

-Eleştirel ve bağımsız bir medyanın varlığı, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ve iktidarın denetlenmesi açısından hayati önem taşır. Sivil toplum kuruluşlarının da aktif katılımı ve farklı görüşlerin temsil edilmesi demokratik sürecin sağlıklı işlemesi için gereklidir.

-Toplumun tüm kesimlerinde demokratik değerlerin benimsenmesi, farklı görüşlere saygı duyulması, hoşgörü ve diyalog kültürünün yaygınlaşması uzun vadeli bir gerekliliktir.

-Var olan Anayasa'nın "çağdaş demokratik hukuk devleti" ilkelerine daha uygun hale getirilmesi için geniş katılımlı ve uzlaşmaya dayalı bir anayasa reformu süreci olabilir.

Ne Zaman Kavuşulabilir?

Bu "ideale" ne zaman kavuşulabileceği, yukarıda sayılan adımların ne kadar kararlılıkla ve ne kadar geniş bir toplumsal mutabakatla atılacağına bağlıdır.

Bu süreç zaman alabilir ve siyasi irade, toplumsal talep ve uluslararası gelişmelerden etkilenebilir.

-Belirli yasal ve kurumsal reformlarla bazı iyileşmeler sağlanabilir. Ancak yapısal sorunların tam olarak çözülmesi ve demokratik kültürün yerleşmesi daha uzun bir zaman dilimini gerektirebilir.

-Güçlü bir siyasi irade, geniş katılımlı reform süreçleri ve sivil toplumun aktif rolüyle önemli ilerlemeler kaydedilebilir. Anayasa reformu gibi kapsamlı değişiklikler bu zaman diliminde gerçekleşebilir.

-Demokratik değerlerin toplumun tüm katmanlarında içselleştirilmesi, kurumların tam anlamıyla bağımsız ve işlevsel hale gelmesi ve hukukun üstünlüğünün tartışılmaz bir ilke olarak yerleşmesi uzun vadeli bir süreçtir.

Sonuç olarak, Türkiye'nin parlamenter, güçler ayrılığına dayalı, çağdaş, demokratik bir hukuk devletine ne zaman kavuşacağı kesin olarak tahmin edilemez.

Ancak bu yönde atılacak kararlı adımlar, geniş toplumsal destek ve siyasi irade, bu idealin gerçekleşme olasılığını artıracaktır.

Önemli olan, sürekli bir reform gündeminin olması, demokratikleşme çabalarının sürdürülmesi ve hukukun üstünlüğüne olan inancın korunmasıdır.

Halkın, kuruluşların, partilerin, muhalefetin CHP'nin gösteri ve protestoları, gençlerin katılımı, mitingler göstermektedir ki "kalkınma ve uyanış" gösteren kitleler artmaktadır.

Demokratik düzene geçiş istemi gittikçe de artacak gibi gözükmektedir.

Yakın bir tarihte gerçekleşebilecek bir seçim durumu değiştirebilir.

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2025.0

.       (Araştırma ve değerlendirme yazım)

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapanın adı ve soyadı: