24 Ağustos 2024 Cumartesi
ULUSAL GÜCÜMÜZ TOPLANMALIDIR
- Ulusal Gücümüz ToplaNMALIDIR! .
6 Ağustos 2024 Salı
ESAS GÖREVİMİZ
.
- ESAS GÖREVİMİZ
. Bir insan olarak üzerimize düşen, bizden
beklenilen, olması gereken davranışlar, birçok yükümlülükler ve de
sorumluluklar vardır.
. Ayrıca da bir "devletin yurttaşı"
olarak da üzerimize düşenler yükümlülükler ve sorumluluklar vardır.vardır.
. Özellikle çağdaş hukuk devletinin
geçerli olduğu ülkelerin yurttaşları çok daha "bilinçli" olmalıdır,
diye düşündüğümüzde onlardan birçok sorumluluk ve görev de bekleyebiliriz.
.
Her devlet kendi tarihsel geçmişine ve içinde bulunduğu sosyal, ekonomik
ve politik yapıya göre, yöneticilerinden ve yurttaşlarından bazı temel görevleri
de bekler.
.
Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan bu yana geçen zaman dilimleri
içerisinde çağdaşlaşma yolunda çok önemli atılımlarda ve başarılarda
bulunmuştur.
. Artık herkes çok iyi anlamalıdır
ki Türkiye Cumhuriyeti tüm yapısallığı ile batı tipi bir demokrasiyi ve çağdaş
yöntemleri seçmiştir.
.
Zaman, zaman sıkıntılı dönemler ve inişler yaşanmış olsa bile asıl hedef
olan "çağdaş uygarlık" yolundan, bilimden yana, özgürlükçü ve
demokratik ilkeleri ve kurumları da kabul etmesi ile büyük bir övünç kaynağı
olmuştur.
.
Bu sözlerin ardından şunu da kabul edebiliriz ki Türkiye konumu ve var
olan tüm değerleri ile birlikte dünyanın gözündedir, egemen güçler yine her
zamanki gibi kendi hedeflerine yönelik çalışmaktadır.
.
Bu tür egemen güçleri görmek, incelemek, araştırmak ve dünya üzerindeki
etkilerini kavrayabilmek çok geniş ve de derinlemesine çalışmalar gerektirir.
.
Son yıllarda ne yazık ki Türkiye hem ekonomik hem de siyasi ve üretimsel
anlamda büyük sıkıntılar ve adaletsizlikler çekmektedir.
.
Enflasyonun aylık ve yıllık yükselişi, hızı dünya geneline bakıldığında
son derece ürkütücüdür.
.
Neden bu tür bir tablo ile karşılaşılıyor?
.
Neden kalkınmada ve teknikte, üretimde, eğitimde, ekonomide… bir türlü
istenilen hedeflere ulaşılamıyor?
.
En temel sorunlar ve en temelde yatan yanlışlar, hatalar nelerdir, diye
insanlar sormakta, sorgulamakta iseler bile "çöküş" daha da hızla
devam etmektedir.
.
Zaten günlük haberlerde bu konuda birçok haber ve bilgi akışı
izlenmektedir.
. Türkiye çok uzun bir
zamandır "öz kaynaklarını" kullanmada, değerlendirmede ve
üretkenlikte çok sıkıntılı bir dönemin içerisindedir.
. Ayrıca kendi içinde
bulunması gereken "aydın, münevver, entelektüel" düzeyi açısından çok
sancılı bir görünüş gözlemleniyor.
. Fikir üretecek, yol
gösterebilecek, yüksek deneyimli, bilgili ve bilinçli önder olabilecek kitleler
kendilerini iyice geriye çekmiş durumda gözüküyor.
. Yurt dışına göç ise oldukça ileri sayılara
ulaşmış durumdadır.
. Bunun nedeni ve ortadaki
tüm gerçekler tartışılabilir, araştırılabilir, üzerinde ciddiyetle
düşünülebilir.
. Türkiye'nin "zeka
düzeyi yüksek, yetenekleri üstün, deneyimli ve birikimli, bilinçli" olan
insanlarının önünü erken yaşlarda açıp gelişimlerini sağlayıp, ülkesi ve
dolayısıyla da insanlık için çok üretken kişiler olmalarına olanak sağlanmalıdır.
. “Ulus devlet”in geliştirilmesi ve demokratik
parlamenter yapıya hızla dönülmesi, gerçekleştirilmesi sağlandığında "düşünce
ve bilim dalında özgür çalışmalar" yapabilecek insanlar da çoğalacaktır.
. Bu tür bir gelişim
kazanılabildiğinde bir beyin göçü ülkesi olmaktan kurtulup, kalkınan, çağdaş
yüksek teknolojiye sahip bir devlet, ülke olabilecektir.
. Tüm bunlar için de
“özelliği bulunan” kişilerin özgür ve çağdaş koşullar içinde kendilerini
geliştirme olanakları sağlanmalıdır.
. Sayısal çoğunluktan değil
niteliklilikten söz edilir olmayı hedeflemeliyiz.
. Yurttaşlarımızın ulusal
benlik bilincine sahip olması, sorgulayıcı, eleştirel ve analitik düşünmesi,
aydınlanması için gereklidir.
. "Temel örgün eğitim"in
çağdaş ve ulusal niteliklerle donatılması çok gerekli ve ivedilikli olmalıdır.
. Asıl olan “evrensel”
anlamda dünya ülkeleri arasında hak edilmesi gereken bir yere ve düzeye
erişebilmektir.
. Bunun nasıl ve hangi
ilkeler çerçevesinde olabileceğinin de yol göstericisi Gazi Mustafa Kemal
Atatürk ve onun düşünceleri, başardıkları ve ilkeleri olacaktır.
. Türkiye artık kendi "gerçek
yolunu" ve kimliğini yeniden bulmalıdır, temel sorunlarını çözebilmelidir.
. Bu anlamda "çağdaş, demokratik bir
anayasal, sosyal hukuk devleti olması" ilk hedef olmalıdır.
. Bu görev ve sorumluluk
ayni zamanda hem ülkemiz halkına olduğu kadar, diğer mazlum halklar için de,
Türk kökenli devletler için de üzerimize düşendir.
. Bu bilinç ve bakış
açısını her bir "yurttaşımıza" ulaştırıp, onlara bunları "kavrattığımızda"
bize gereken “doğru yol”a gireceğiz.
. Ülkesinin kalkınmasına,
bağımsızlığına ve egemenliğine önem veren bilinçli yurttaşlar ancak iktidarda
bulunanların yanlışlarını ve hatalarını görebilir, eleştirebilir ve onlarla
mücadele edebilir.
. Gerek kurumsal anlamda
gerekse de tek, tek bireyler olarak şunu çok iyi kavramalıyız:
- Boş ve içeriksiz konuşmalarla, sahte
ve yanlış gündemlerle, gereksiz kişilerle uğraşacak ne bir gücümüz ne de
zamanımız yoktur.
. Çünkü birinci görevimiz, Türk bağımsızlığını, Türk
Cumhuriyetini sonsuza dek korumak ve savunmak olmalıdır.
. Varlığımızın ve
geleceğimizin biricik temeli budur.
.
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 04.08.2024, MŞ.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)