-
RAMAZAN "DÜŞÜNMEYE" YÖNELTMELİDİR:
. 2023 yılı
6 şubatı TÜRKİYE için çok büyük bir felaketin, tarihin en büyük depreminin
tarihidir.
. İki büyük deprem, en
az 14 milyon insan ve yaklaşık
350.000 km2lik alanı etkilemiştir.
. 11 ilde yarattığı
yıkım ile kentler, köyler, yollar, köprüler… yıkıldı, hasar uğradı.
. En az 50 bin 96 kişi
yaşamını yitirdi ve toplam 122 binden fazla kişi ise yaralandı.
. Yaşamını
yitirenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı, yaralı olarak
kurtarılanlara da acil sağlık dilerim.
. Bulunamayanlar,
aranılanlar ise halen daha devam etmektedir.
. Bu depremde yardım
için halk, hem ulusal güçler, hem de uluslar arası yardım kuruluşları yardıma,
arama ve kurtarma çalışmalarına koştular.
. Acıların,
ölümlerin, yoklukların ve her şeylerin yitip gittiğini gördüğümüz en acılı
bugünlerde "insanlığımızı" en üst düzeye çıkarıp, yaşamı, insan
olmayı ve ahlakı, toplumu, devleti… ele alıp, en içten duygularımızla ve
"aklımızı" kullanarak düşünmeliyiz.
. Yardımlaşmanın,
dayanışmanın ve insana değer vermenin, vicdanlı ve güzel ahlaklı olabilmenin en
açık ve somut örneklerini yaşadığımız bu felaket günlerinde gelen RAMAZAN için
de kendimize dersler çıkarmalıyız.
. Ramazan Arap aylarındandır ve kendine
özel bir içeriğe sahiptir.
. İslam Dini Ramazan ayında ORUÇ
tutmayı "inananlar" için zorunlu kılmıştır.
. Kur'an-ı Kerim birçok yerinde oruç
ile ilgili açıklamalar verir.
. Esas olarak da 2. sure olan Bakara
suresinde yer alır. (183-187)
. Bir "farz" olarak görülen
oruç kendine özgü özelliklere ve koşullara bağlıdır ve tümüyle de "dinsel"
bir iman konusudur.
. Özellikle Türkiye gibi İslam dinine
inananların çoğunlukta olduğu ülkelerde Ramazan ayı toplumun ve yaşamın her
yönünde etki yaratır.
. Oruç "inanan müslümanlara"
yönelik olduğuna göre "toplumun genel yapısını" da etkileyen bir
olgudur.
. Sadece tek başına insan, tek başına
mümin olarak baktığımızda ise dar bir bakış açısı olur.
İnsanların 1
ay boyunca veya 3 gün, 12 gün, bazı dinlerde 3 ay boyunca aç kalması, yemeden
içmeden kesilmesinin amacı nedir?
- ORUCUN
GERÇEK AMACI NEDİR, diye düşünmek gerekir.
Oruç sadece
İslamiyet'te değil, diğer dinlerde de var.
İslamiyet'te
oruç, Kur’an’da yer alan dini bir ritüel olarak otuz gün süren Ramazan
orucudur.
Kur’an-ı
Kerim’de başka yerlerde de oruç ile ilgili açıklamalar var…
- Oruç
tutmak kişinin "kendini tutması, haddini bilmesi" demektir.
- İnsanlar
haddini bilmelidir.
Kur’an’ın
buna verdiği isim TAKVAdır.
Takvalı
olmak yani "muttaki" olmak "haddini bilmek"
demektir.
Açıkçası,
"başkasına zarar vermekten sakınmak" demektir.
Sakınmak "kendine
bir sınır çizmek, had çizmek ve ilerisine geçmemektir".
- Bu nedenle
insanlar "dilini tutmalı, ileri geri konuşmamalı, yalan söylememeli,
iftira atmamalı, dedikodu yapmamalı, insanları çekiştirmemelidir".
- Diliyle
de, eliyle de kimseye zarar vermemeli; dövmemeli, vurmamalıdır.
- Kalp
kırmamalı, gönül incitmemeli, başkasının onuruna, şerefine, ırzına, namusuna
tecavüzde bulunmamalı, dürüst yaşamalıdır.
Bütün bunlar
kişinin "haddini bilmesi" ve "çevresine saygılı olması" ile
ilgilidir.
Haddi bilmek
kişinin "kendisini tutması" ile ilgilidir.
- Kendini
tutmak da kişinin "aklıyla dürtülerine hakim" olması, "nefsine
gem vurması", onları "doğru yönetmesi" ile
ilgilidir.
Ramazan ayı
geldiğinde alışılmış birçok gelenekler, uygulamalar toplumda görülecektir:
Ø "Oruç" tutmak isteyen milyonlarca
insan günlük yaşamını buna göre düzenleyecektir.
Ø TV'lerde çok bilen saygı değer alimler en ince
ayrıntılarıyla ORUÇ ve FAİDELERİNİ anlatacaklar..
Ø Bir yerlerde çocuklara KUR'AN KURSLARI organize edilecek.
Ø Pide kapma savaşları verilecek.
Ø ORUÇ tutmanın insan sağlığına olabilecek yararları
anlatılacak
Ø Yine toplu "iftar açma"
sofraları düzenlenilecektir.
Ø Kurumlar ve çok önemli kişiler
kendi adlarını da kullanarak halka açık ya da belli bir gruba açık iftar
sofraları düzenleyecektir.
Ø Yoksul ve dar gelirli insanlar çok daha bir "üzüntü"
yaşayacak, geçim sıkıntısına düşmenin "acısını" yaşayacak.
Ø Toplumdaki eşitsizlik, adaletsizlik bir kez daha ortaya
çıkacak.
Ø Büyükler ziyaret edilecek.
Ø El öpmeler, kucaklaşmalar her yıl olduğu gibi uygulanacak.
Ø Teravih namazları kılınmak istenilecek.
Ø Ayın sonunda Ramazan bayram gelecek.
Ø Birlikte bayram namazı kılınacak.
Bu olabilecekler SADECE birer öngörü
tabii ki...
.
Her zaman "güzel ahlaklı bir insan" olmayı
isteyebilmeli ve bugün de özellikle şunları tek, tek ele alıp,
düşünebilmeliyiz:
- "Sabırlı olmayı, sükuneti, saygıyı,
sınırları tanımayı, insanların varlığını ve özelliklerini, ölçülü davranmayı,
aç gözlü olmamayı, garibanı, evsizi, barksızı koruyup-kollamayı, adil bir
paylaşımı düşünmeyi, insanların onurlarının kırılmaması gerektiğini, insanın
değerini, bize verilen bu canı en iyi nasıl korumamız gerektiğini, başkasının
hakkına, malına, işine ve gücüne göz koymamayı, yöneticilerin adil ve
hakkaniyetli olması gerektiğini, neden açlık ve tokluk vardır, derdi veren "ALLAH
ise" çözümünü de veren Allah'tır, doğrusunun yanı sıra, biz insanların
bu dertleri olmasın diye, gelen dertlere çözümler olsun diye
üzerimize nelerin düşeceğini düşünebilmeliyiz."
ü Yüce Allah bize nasıl davranmamız gerektiği konusunda neler
söylemiştir?
- Kendi iç dünyamızda sakince, kızmadan
ve öfkelenmeden ele alıp, tek, tek düşünmeliyiz.
- Daha birçok şeyi düşünmemizi ve
kavramamızı bu önemli günlerde diler iken şunları da beraberinde ele alabilmeyi
ve kavrayabilmeyi dilerim:
Ø Umarım ve dilerim ki RAMAZAN her şeyi ile insanları "eleştirel
düşünmeye" yöneltebilsin.
Ø Allah'ın en önem verdiği varlığın onun kulu olan
"İNSAN" olduğunu düşünebilmeyi dilerim.
Ø Allah'ın sözü kabul ettiğimiz kutsal kitapların da yine
İNSAN için gönderildiğini düşünebilmeyi dilerim.
Ø Allah'ın istediklerinin ve buyruklarının tümünün bu dünyada
İNSANIN İYİLİĞİ ve onların hakça, insanca yaşamaları üzerine olduğunu
düşünebilmeyi dilerim.
Ø Sessizlik ve huzur arayışlarının iç dünyalarımızın
sorgulanıp, değerlendirilmesi gereken ORUÇ günlerinde kötülükleri tanıyıp,
sakınmayı dilememizi, kendimize sahip çıkabilmenin ne olduğu üzerinde
düşünebilmeyi dilerim.
Ø İSLAMİYET neden ve nasıl ortaya çıkmıştı, diye bir
düşünebilmeyi dilerim.
Ø İslam dininin önderi ve peygamberi Hz. MUHAMMED nelere
karşı, kimlere karşı mücadele vermişti, neleri yok etmek üzere
görevlendirilmişti? Bunları düşünebilmeyi dilerim.
Ø Onun en büyük KARŞITI olanlar kimlerdi, diyerek bir düşünüp,
araştırıp, okuyup, incelemeyi; düşünüp, bugün ile karşılaştırmayı dilerim.
- RAMAZAN ayına erişti isek o zaman
üzerimize ilk düşen görev "bu ayın getirdiği temel" ilkeler
üzerinde düşünmek ve onları kavramak olmalıdır.
- Bu aya verilen önem ve değer
"birlikte büyük sofralarda, bol bol yiyip, böbürlenmek" olmamalıdır.
- Sofralardaki baklavaların ve etli
yemeklerin ille de olmazsa olmazlardan olduğunu düşünenlerden yana olmasak
nasıl olurdu, diye bir düşünelim.
- Eğer bugünün dünyasında, ÇAĞDAŞ bir
devlette halen daha bazı insanlar "açlık ve sefaletle" yaşamak
zorunda kalıyor ise, çok sayıda insanların "barınacakları bir çatı bile
yoksa", en basit "sağlık ihtiyaçları" sağlanamamışsa,
geleceğinden çok "büyük endişeler" duyan insanların çoğunlukta olduğu
toplumlar var ise, "eğitim hakkı ve şans eşitliği" diye bir temel
uygulamaya kavuşulamamışsa, çok sayıda insan yine "bazı kişileri" ve
"şey"leri yüce ALLAH'a eş koşarcasına önemsiyor ise... biz çok daha
"eleştirel düşünebilmeli" ve de sağ duyulu olmalıyız, toplumsal
çözüm yollarını aramalıyız.
- Her şey "insanın mutluluğu"
ve "huzuru" için olmalıdır, diye düşünebilen toplumlarımız
olmalıdır.
- Üzerimize aldığımız "temel
dinsel inançlarımız" da bu yöndedir.
- Yoksa, birilerinin çıkarına,
birilerinin şirin gözükmesine yarayacak hizmetler ve çalışmaların diğer
insanlığa yararı olur mu?
.
Kelime-i Şehadet, İslam dininin en temel şartıdır diye kabul ediliyor.
.
Kelime-i Şehadet getirmeyen bir kimse Müslüman olamaz!
.
İslam dini bunu böyle buyurmuştur: Kelime-i Şehadet:
.
"Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü"
demektir.
.
"Şahitlik ederim ki Allah'tan başka
ilâh yoktur ve yine şahitlik ederim ki Muhammed O'nun kulu ve resûlüdür'' anlamına gelir.
.
Tam da bu anlamda Ramazan ayında mümin, inanan ve dinsel görevlerini
yerine getirmek isteyen yurttaşlarımızın bu verilen söz üzerine "yeterince"
düşünmesini ve anlamını "içselleştirmesini" beklemeliyiz.
.
(Şahitlik) "Tanıklık ederim ki" diye verilen söz ile İSLAM
dinine giren insan "verdiği sözde" durur ve toplumsal, kişisel
sömürülere, Allah'a şirk koşanlara karşı durur.
.
Ramazan ayı içerisinde "oruç ibadetini" yerine getiren imanlı
insanlara huzurlu olmayı, toplumsal dayanışmayı, yoksullara ve muhtaç olanlara
yardım edebilmeyi dilerim.
.
"Takdir" yüce Allah'tandır.
.
Sağlıklı ve huzurlu, sağ duyulu, hem mutlu hem de "insanca
düşünebileceğimiz" güzel günler diliyorum.
.
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 23.03.2023, MŞ.
*
Arapçada "savm" kelimesi "tutmak" demektir. *
Oruç/rûz Farsça bir gün anlamına gelir. Bir günlük tutuş demektir