30 Mayıs 2020 Cumartesi

Bir "Kılavuzumuz" Olmalı

__ Yaşam Yolunuzda Bir Kılavuzun Olmalı __

.     Doğru bir kişi, doğru bir kılavuz tüm yaşamınızı değiştirir.

·        Bir insanın birçok şeye gereksinimi vardır.

·        İnsanın yaşamını devam ettirebilmesi için “olmazsa olmaz”ların yanı sıra “yetişmesinde”, “gelişmesinde”, “doğru yolu bulmasında”, “sıkıntıya düştüğünde” çözüm yolları sunabilecek, “birlikte düşünebileceği” insanlara da gereksinimi vardır.

·        İnsanın bir ailesi vardır.

·        Annesi, babası ve kardeşleri vardır.

·        Onlar birbirlerine yardım etmeğe, dayanışmaya hazırdırlar.

·        Birçok alanda ise başka kişiler, uzmanlar vardır.

·        Bir konuda danışmak istediğimizde gider onlara danışırız.

·        Sorunların çözümüne yardımcı olurlar. Ö

·        Örneğin hekimler, bankacılar, avukatlar, mühendisler vb. ...

·        Çağdaş, gelişmiş toplumlarda bu tür gereksinimi karşılayan profesyonel uzmanlık eğitimi almış ücretli kişiler vardır (yaşam koçu).

·        Onlara gidip akıl danışanlar, devamlı onlarla birlikte çalışanlar da vardır.

·        Günümüzde toplumsal yaşam ve kişinin bu kargaşada kendini mutlu ve huzurlu hissetmesi eski dönemlere göre oldukça zorlaşmıştır.

·        İnsanın kendisi her zaman “kendisine” yetmeyebilir.

·        O zaman "birisine" gereksinim duyar.

·        Bize ilk adımda gerekli olan ise bir “dost”un varlığıdır.

·        Dürüstlüğüne güvenebileceğimiz birisi var olmalıdır.

·        Tarafsız ve “doğru” yönlendirebilecek olan, laf olsun diye konuşup boş öğütler vermeyen, “bilgi” ve “deneyimlerine güvenebileceğimiz” birisi var ise, çok şanslıyız demektir.

·        “O” dost kişi aslında bir “yaşam koçu” gibi işlev görebilmelidir.

·        Çok iyi dinleyip, analitik düşünüp, sorunu şematize edip, en uygun çözüm yollarını sunabilecek bir kişi olmalıdır.

·        Bir “bilge” bir “usta” bir “rehber” olabilmelidir.

·        Çok, çok eski topluluklarda şamanlar, dedeler, babalar... sanki bu işleri yaparlardı, değil mi?

·        Çoğu zaman böyle bir kişiye sahip olabilmek zordur.

·        Bulunmayabilir de...

·        Bazen de insan onun değerini bile "bilemez", onu "önemsemez".

·        Ya da kendi egosu, hırs ve ihtirasları ile onun önüne geçmek gibi çok anlamsız davranışlarda bulunabilir.

·        Ona sırrınızı, düşüncelerinizi, planladıklarınızı, sorunlarınızı hiç çekinmeden anlatabilecek durumda olabilmelisiniz.

·        Bu konuda o size “güven” veriyor olmalıdır.

·        Sırrınızı, ona açtıklarınızı sadece “kendinde saklayacak” birisi olmalıdır.

·        Siz anlattıkça o anlayacak, soracak, açıklayacak ve ufkunuzu genişletecektir.

·        Sizin aklınıza bile gelemeyecek ayrıntılarla size yeni çözümler sunabilecektir.

·        Sizin yaşamınızda daha rahat yol almanıza yardımcı olacaktır.

·        Konuşmaları, önerileri, sabrı ve bilgisi, deneyimleri, verdiği akıl karşısında ise sizden hiç bir “menfaat” da beklemeyecektir.

·        Çünkü o kişi artık kendi varlığı ile “kendi yaşamında” böyle bir “misyon “üstlenmiş bir kişiliktir.

·        Eğer yanınızda, yakınınızda, çevrenizde böylesine özellikleri kendisinde barındıran bir “dost”, bir “usta” var ise, siz de ona “dürüst” davranacaksınız, “adil” olup ona kendinizce “sahip” çıkacaksınız.

·        İnsan genelde nankör olur doğası gereği, ama siz bu “bilge”, “güvenilir” kişiye çok dürüst davranacaksınız.

·        Değer bilmeliyiz!

·        Belki bugün, böylesine bir “yaşam yolunuzda bir kılavuz” varsa, onu çok iyi anlamağa ve değerlendirmeğe çalışın.

·        O zaten size yardımcı olmaktan başka şeyler beklememektedir.

·        Onu harcayıp, geçmeyin, çiğnemeyin.

·        Onu yitirebilirsiniz!

·        Ama yaşamınızda, yaşamınızın bu döneminde çok arkadaşınız, dostunuz, akrabanız vb. varsa bile böylesine bir “yaşam yolunuzda bir kılavuz”unuz yoksa, çok daha da sıkıntı çekeceksiniz demektir.

·        Çünkü o koca kalabalıklar sadece “boş laf” üretip sizi daha da “huzursuz” edecektir.

·        Belki, bir gün olur da “anlatmağa çalıştığım tür”de bir “yaşam yolunuzda bir kılavuz” ile karşılaşırsanız, onu kendiniz için “ciddiye” alın.

·        O zaman çok “şanslı” olacak ve daha da “huzurlu” bir yaşama doğru ilerleyeceksiniz.

·        Sizlere yaşamınızın her döneminde iyi ve dürüst insanlarla karşılaşmanız dileğinde bulunmak istiyorum.            

   Sevgi ve saygılarımla...

   Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 

21.11.2018, M.

Japon Atasözü: 

"Kendine usta diyebilmen için; önce ustanı geçeceksin sonra seni geçecek bir çırak yetiştireceksin.”

2018.11.21-

22 Mayıs 2020 Cuma

NASIL BİR İNSAN OLMALIYIZ?

NASIL BİR İNSAN OLMALIYIZ?
·        Tüm yaşamımız boyunca birçok inişler, çıkışlar olabilir.
·        Başarılar, kazanımlar, kazançlar elde edilmiş olabilir.
·        Çok ünlü ve çok sevilen bir kişi olunabilir.
·        Herkesce çok tanınan bir kişi olunabilir.
·        Çok sayıda başarı belgeleri, diplomalar, evler vb. kazanımlar elde edilmiş de olabilir.
·        Temel soru ve ölçek ise "NASIL" bir insan olunduğudur.
·        Nasıl bir insan olmak için verilmiştir tüm emekler, tüm çabalar?
·        YAŞAMIMIZIN ANA AMACI NEDİR?
___ İYİ BİR İNSAN OLMAK İSTİYOR MUYUZ?
___ YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERİMİZ OLSUN İSTER MİYİZ?
  İSTİYOR İSEK, BU ÖZELLİKLERİMİZ MUTLAKA OLACAK:
 -Acıma duygunu yitirmeyeceksin.
 -Adalet için, doğru yol için mücadele edeceksin.
 -Af edebileceksin. 
 -Af ettiğin kişiye ayni zamanda doğru yolu göstereceksin.
 -Ahlak sınırlarını aşmayacaksın.
 -Ailene önem vereceksin.
 -Ailenin sorunlarını ve yükümlülükleri paylaşacaksın.
 -Akrabalarına iyilik yapabilecek ve saygılı davranacaksın.
 -Alçak gönüllü olacaksın.
 -Allah’a eş koşmayacaksın.
 -Allah’ın adını gereksiz yerlerde ve kötü amaçlar için ağzına almayacaksın.
 -Annene, babana saygılı davranacaksın ve onları üzmeyeceksin.
 -Aşırıya kaçmayacaksın.
 -Babana ve anana hürmet edeceksin.
 -Barışçı olacaksın.
 -Barışdan ve özgürlüklerden yana olacaksın.
 -Bedenen ve ruhen temiz olacaksın.
 -Bilimden, adaletten ve doğru yoldan, güzel ahlaktan yana olacaksın.
 -Bir iyilikte bulunana teşekkür etmelisin.
 -Bir toplulukda bir kişiyi hedef alıp, ona saldırmayacaksın.
 -Cömert olacaksın.
 -Çalışkan olacaksın.
 -Çalmayacaksın.
 -Çocuklarına adil davranıp, onları ahlaki değerlerle yetiştireceksin.
 -Çocuklarını sevgiyle, adaletle ve doğru yolu göstererek, onları şımartmadan yetiştireceksin.
 -Dargınları barıştırmak için doğru ve adil davranacaksın.
 -Davranışlarında olumlu ve örnek olacaksın.
 -Dedikodu yapmayacaksın.
 -Diğer insanlara, çevrene iyi bir örnek olacaksın.
 -Dinlemesini çok iyi bileceksin.
 -Doğru bilgi sahibi olacaksın.
 -Doğru kişilerle görüşeceksin.
 -Emanete kötülük etmeyeceksin.
 -Emeği sömürmeyeceksin.
 -Eşine adil, saygılı ve sevgi dolu davranacaksın.
 -Evinize gelen konukları iyi ağırlayacaksın. Saygıda eksiklik yapmayacaksın.
 -Eziyet etmeyeceksin.
 -Fikir alış verişinde bağırıp çağırmadan konuşacaksın.
 -Görevlerini ve sorumluluklarını tam olarak yerine getireceksin.
 -Güzel ve yumuşak, anlamlı konuşacaksın.
 -Hakikati bulmak için araştıracaksın, emek harcayacaksın.
 -Her durumda adâletli davranacaksın.
 -Heveslerinde kendine hakim olacaksın.
 -Hiç kimseyi azarlamağa çalışmayacaksın.
 -İçinden gelen duyguları iyi ölçüp, biçeceksin.
 -İnsani ve ahlaki değerlerini hep yükselteceksin.
 -İnsanlara saygılı davranacaksın.
 -İnsanlara sevgi ile davranacaksın.
 -İşini en iyi ve en güzel biçimde yapacaksın.
 -İyi ve yararlı değerleri diğer insanlarla paylaşacaksın.
 -İyi yürekli olacaksın.
 -İyilikte yarışacaksın.
 -Kanaatkar olacaksın.
 -Kardeşlerine adil, sevgi ve saygı dolu davranacaksın.
 -Kardeşlik duygusuna sahip olacaksın.
 -Kendi kişiliğini ve bilgi düzeyini, ahlakını hep yükselteceksin.
 -Kendi kontrolünü yitirmeyeceksin.
 -Kendin için oyma put yapmayacaksın, onlara eğilmeyeceksin ve onlara ibadet etmeyeceksin.
 -Kibirli ve burnu büyük olmayacaksın.
 -Kimseye rüşvet vermeyeceksin.
 -Kimseyi küçük düşürmeyeceksin.
 -Kimseyi küçük görmeyeceksin.
 -Komşuna karşı yalancı şahitlik yapmayacaksın.
 -Komşunun evine tamah etmeyeceksin, komşunun karısına, komşunun hiçbir şeyine tamah etmeyeceksin.
 -Kötü alışkanlıklardan kaçınacaksın.
 -Kötü yerlerden, kötü kişilerden uzak duracaksın.
 -Mal, para, güç ve şöhret için kimseyi satmayacaksın.
 -Nefsine hakim olacaksın.
 -Öldürmeyeceksin.
 -Sana iyilikte bulunana, seni yetiştirene hürmet edeceksin.
 -Sana teslim edilmiş bir güçsüze, bir yetime, bir öğrenciye, eziyet etmeyecek, ona lakap takmayacaksın.
 -Sana yapılmasını istemediğini başkası için de istemeyeceksin.
 -Sorunları çözerken akıllıca davranacaksın.
 -Şiddet uygulamayacaksın.
 -Tanıdıklarına selam vereceksin.
 -Temiz ve bakımlı, iyi görünüşlü olacaksın.
 -Tutumlu olacaksın.
 -Vatanına, yurduna, bağımsızlığına sahip çıkacaksın.
 -Verdiğin sözde duracaksın.
 -Vereceğin kararlarda adil ve gerçekci olacaksın.
 -Vicdanlı, acıma duygusu taşıyan bir insan olacaksın.
 -Vücuduna eziyet etmeyeceksin.
 -Yalan söylemeyeceksin.
 -Yaptığın anlaşmalara uyacaksın.
 -Yaşlılara, düşkünlere, yoksullara yardım edeceksin.
 -Yumuşak bir kişilik sahibi olacaksın.  
 -Zina etmeyeceksin. 
Yaşamak insan olabilmektir bizim için.

İnsan olmak da "kendini" bilmektir, kendini eğitmek, yetiştirmektir.
Kendini denetleyebilmektir.
Nefsine, "ben" merkezine söz geçirebilmektir...

Saygılarımla...
Öğretmen Gönen Çıbıkcı, 31.03.2017, Mainaschaff
   Yüksek Ahlaki Değerlerimiz Olacak ki...
   İNSAN OLDUM diyebilelim!




17 Mayıs 2020 Pazar

Başkan ve Fotoğraflar

Başkan ve Fotoğraflar
_ Her etkinlik haberinde Belediye Başkanlarının fotoğrafını "ilk görüntüde" yayın yapmak nasıl bir "değer" kazandırmaktadır?
- Basın ve onun hakları, özgürlük tanımları bir daha düşünülmelidir.
- Bir siyasi partiye yaranmak, bir başkana yakın gözükmek için yapılan haberler PR olarak değerlendirilir ve sadece kendi taraftarlarınca poh pohlanır. (hangi parti olursa olsun!!)
- Diğer yurttaşlar ise hiç bakmazlar ve yorum bile yapmazlar.
- Evet, basından yana olan yurttaşlar ayni zamanda da basının tarafsız olmasını da bekler.
- Bu yazımda anlatmak istediğim "hassas" konu daha çok basın yoluyla, gazetelerdeki haberler kullanılarak yapılan "başkanı" ve "partiyi" sevdirme haberleridir.
- Bunu hangi siyasi partinin yaptırdığına bakmadan "partiler üstü" bir bakış açısı ile açıklamağa çalışıyorum.
- "Belediye adına" yapılan işlerde, hizmetlerde her şeyin "tam önüne" başkanın adını yazmak ve fotoğrafını koymak hiç de hoş değil ve yanlıştır.
-Her gün bu tür "reklam" içerikli "haberleri görmek gerçekten adına gazete eklenmiş şirketlerin toplumdaki değerini ne denli yükseltiyor, diye merak etmeden olmuyor.
-"Başkan, şunu yaptı, başkan bunu yaptı"... yazarak verilen bu tür gazetecilik, inanın, o partinin taraftarları için de çok cazip olmayabilir!
--Hele bir de başkanın "özel" yaşamına dönük bir haber yapmağa kalkmak ve bunu fotoğraflarla cazip bir hale getirmek, pek de sanıldığının tam tersine hem o kişiye, hem de onun partisine bir değer kazandırmaz, izleyiciler güler geçer...
-İleriye dönük bakabilindiğinde hem o partiye, hem de başkanın bizzat kendisine olumsuz etkisi olacaktır.
-Fotoğraflarla yapılan bu tür "popülist ve kişiye yönelik" haber üretme alışkanlığı ancak aracı şirketler ve kişiler bir kazanım sağlayacaktır.
-Gazetenin "kurumsal değeri"ne de bir artı değer sağlamayacaktır ve ucuz magazinci bir sayfa durumuna düşürecektir ki bu durum "normal bir basın" kuruluşu için hiç de iyi değildir.
-İnternet sayfalarında bu haberlerin altına yazılan yorumlara da bakınca çok da eleştirel ve olumlu katkı sağlayacak olanlarına rastlamak oldukca zor.
-Artık İngilizce Show sözcüğünü kullanmak gerekecek sanırım...
-"Show'"lar her gün, her yerde ve her konuda devam ediyor.
-Olayın "kendisinden çok" BŞK fotoğrafları ön planda yayınlanıyor.
-İnanın az daha devam ettiğinde "şüphe" duymağa başlayacağım...
= Bu da bir "ters algı operasyonu" olabilir mi, kişilerin toplumsal düzeyini aşağıya çekmeğe yarayacak bir (gizli) yöntem olabilir mi? ==
-Artık o denli sık ve her yerde görülüyor ki yurttaşlar beğenmekten çok, boş verip geçiyorlar, haberi okumuyorlar bile...
-Bu partilerin kendi danışmanları, yönlendiricileri "bu etki"nin farkında değiller mi?
- Ancak seçim propagandası döneminde kendisi parasını ödeyerek bir tanıtım işi yapıyorsa ancak o zaman etik değeri vardır!
- Belediye ile ilgi haberlerde, yapılan hizmetler haberlerinde bu tür yapılan çalışmalar rahatsızlık yaratıyor.
- Bir de belediye parası ile verilen reklamlar, tanıtımlar var ki o ise ayrı bir konu... O reklamlarda harcanan paralar konusu zaten "sayıştay" ile ilgili. Hesabını sorarlar.
- KAMU malı ve kamu insanı kavramları pek gelişmemiş ve kabul ettirilememiş bir anlamda...
- Ne yazık ki saygı değer halkımız sadece lay loy lom bir bakış açısına sahip.
- İlkesel düşünebilmek ve eleştirebilmek çok eksik kalıyor.
- Bir de en önemli "yanlış "ise şu:
- """Olsun, ne olursa olsun, benim partimden ya, oh ne güzel helal olsun. Benim partime her yol helal!"" diye davranan ve düşünen (??) kesim var ki kendileri her zaman küçük çıkarlar peşinde koşan kesimdir ve bir anlamda da "partizan"dırlar....
- Gazete haberinin altına yorum olarak da şöyle yazanları da unutmamak gerekir:
..... - Başkanım, seni çok seviyoruz!
..... - Başkanım senin yanındayız!
..... - Başkanım, bizim mahalleye de mutlaka geliniz, sizi bekjliyoruz!
- En uzaktaki diğer çok küçük kesim ise "aydın - entelektüel" olmasını beklediğimiz kesimdir ki onlar ortada gözükmekten hep çekinir olurlar, bu dönemlerde ve sadece kendi aralarında "görüşürler"....
- Ortadaki en kocaman "halk" mensupları ise zaten "hiç bir şeyi ciddiye almadan" yaşar giderler....
- Onları en çok etkileyen ise "beğenilmek" ve "sevilmek" gibi duygulardır.
- Bu da zaten sosyal medyanın istediği, hedeflediğidir....:
- Düşünmeyen, eleştirmeyen, aklını pek kullanamayan ucuz toplumlar yaratabilmek ve onları her zaman etkileyebilmek!
*** Düşüncelerimi ve görüşlerimi, duygularımı hiç bir siyasi partiye üye olmayan ve taraftar da olmayan bir birey olarak yazdım.
  Saygılarımla...
  Öğretmen Gönen ÇIBIKCI,
  2020.05.14, MŞ.



12 Mayıs 2020 Salı

"EVDE KAL" Nasıl Olacak?

"EVDE KAL" Nasıl Olacak?
·        20 yaş altı ve 65 yaş üstü sokağa çıkma yasağı ne zaman kalkacak?
·        21 mart 2020 tarihinde başladı.
·        21 Mart 2020 Cumartesi ile 12 Mayıs 2020 Salı arası tam 52 gün. 1 ay 21 gün doldu.
·        İçişleri Bakanlığı, "65 yaş ve üstü ayrıca kronik rahatsızlığı olan vatandaşların ikametlerinden dışarı çıkmaları, park ve bahçe gibi açık alanlarda dolaşmaları sınırlandırıldı" açıklamasını yaptı.
·        İçişleri Bakanlığı 81 il valiliğine 65 yaş ve üzeri ile kronik rahatsızlığı bulunanlar için "İkametten ayrılma kısıtlaması/yasaklanması" konulu genelge gönderdi.
·        Genelgede: .. "65 yaş ve üzeri ile bağışıklık sistemi düşük, ve kronik akciğer hastalığı, astım, KOAH, kalp/damar hastalığı, böbrek, hipertansiyon ve karaciğer hastalığı olanlar ile bağışıklık sistemini bozan ilaçları kullanan vatandaşların saat 24.00 itibarıyla ikametlerinden dışarı çıkmaları, açık alanlarda, parklarda dolaşmaları ve toplu ulaşım araçları ile seyahat etmeleri sınırlandırılarak sokağa çıkmaları yasaklandı" bilgisi yer aldı.
·        Evet!
·        Salgın hastalıklarla savaş ve korunma gereğine hemen, hemen herkes inanıyor.
·        Birçok yurttaş da inanarak bu kararlar uydu.
·        EV denildiği zaman ise aklımıza bazı gerçekler gelmeli.
·        Evlerin, konutların durumu nedir?
·        Evlerimizin genişliği, konumu nedir ve kaç kişi rahatca yaşayabilir?
·        -20 ve +65 ve kronik hastaları düşündüğümüzde çok geniş bir nüfus ortaya çıkmaktadır.
·        Bu çok yönlü ve çok büyük kitle 52 gündür evden dışarıya çıkamıyor.
·        Kesin yasak ve de cezai yaptırımları var.
·        Ayni evde sadece karı-koca yaşamıyor ki...
·        Bir evde yaşayan insanların kısıtlanması ve yasaklar çok doğal olarak birçok ruhsal sıkıntılar getiriyor, tartışmasız!
·        Normal bir düzende evden işe okula, çalışmağa, gezmeye vb. amaçlar için çıkılır.
·        Ev halkının bir kısmı belli zamanlarda eve döner ve birlikte olunur, ertesi gün herkes yine kendi düzenine döner.
·        Ev denilen daire herkesin her zaman orada yaşaması ve zaman geçirmesi için düzenlenmemiştir.
·        Yaşı +65 üzeri olup da yalnız yaşayanlar da var, bakıma gereksinim duyanlar da var.
·        Tek bir kararla ve de çok iyi niyetle alınmış olan kararlar uygulamaya konulduğunda ilk günlerin ardından ne gibi
·        bir durum ortaya çıkacaktır, diye düşünülmelidir.
·        Rahatlatıcı, sorunları önleyici, ferahlatıcı bir model geliştirilmesi kesinlikle gereklidir.
·        10 mayıs pazar günü tüm halkın sokağa çıkmasının yasak olduğu kentlerde +65 ve -20 yaş grubu için 4 saatlik bir serbest dolaşım izni çok yararlı olmuştur ve insanları ferahlatmıştır.
·        Bu modelin üzerinde daha da düşünülmeli ve yararlı esneklikler, izinler geliştirilmelidir.
·        Önümüzdeki pazar da yine bir dışarıya çıkış izni verilecek.
·        Çok güzel!
·        Bu geç gelen model aslında daha geliştirilmelidir.
·        Kesinlikle daha sık bir periyot üzerinden sağlanmalıdır.
·        Örneğin, her gün ya da en azından iki günde bir yakın çevre içerisinde belli korunmalı bölgelerde (park, sahil v. b.) akşamları 2 SAAT dolaşma ve hava alma izni çıkmalıdır.
·        Bunun yanı sıra olanağı olan kişilerin başka kentlerdeki evlerine giderek orada yaşayabilmelerine izin verilmelidir.
·        Örneğin İzmir'de dar bir dairede yaşayan kişinin Kuşadası'nda, Bodrum'da, Antalya'da daha geniş evleri, bahçeleri varsa oraya gidebilmeliler.
·        Buna kesinlikle izin verilmelidir.
·        Bunun yaşama geçirilmesi en azından bir bölüm insan için bir ferahlık getirecektir.
·        Bu konularda istekte bulunmak ya da yorumlar yapabilmek de pek kolay olmamaktadır.
·        Emniyeti arayan yaşlıların önemli bir kısmının ihtiyaçlarının karşılanmasını talep ettiği, bir bölümünün ise bilgi almak için polisi aradığı belirtiliyor.
·        Yeniden "evde kal"a dönecek olur isek bazı yeni bakış açılarını da geliştireceğiz.
·        Kendimize ev planlaması yapacağız ve de uygulamağa çalışacağız.
·        Neler yapılabilir ya da yapılmaktadır derseniz, şunları sıralayabiliriz: ........
-Yeni yemekler deneyeceğiz.
-Yün, şiş ile örgü çalışmaları birer sanat alanına dönülecek. (Bizim evde olduğu gibi...)
-Var olan dosyalar, evraklar elden geçirilecek, düzenlenecek.
-Çok istenilen kitap okuma işi, pek de gerçekleşemese bile, denenecek.
-Cep telefonu ile yapılan işlerin az geldiği görülecek ve evdeki bilgisayarlar ortaya çıkarılacak.
-Sadece FACEBOOK yeterli olmayacak ve de internetten aklımıza takılan konular incelenmeğe başlanılacak.
-Azıcık da olsa resim yapma merakı olanlar çizimler ve boyamalar yapacak.
-Müzik dinlemek için daha önce fırsat bulamayanlar "müzik" dinleyecekler.
-Bir çalgı aleti çalabilenler de müzik çalışmaları yapacak.
-Yaşlılar ve gençler bu fırsatı değerlendirerek daha çok sohbet ederek, birbirlerini daha iyi tanıyacaklar.
-En değerli alet TV her zaman yine evdeki yerini alacak ve her gün merakla iyi programlar aranılacak.
-Daha önce hiç bakılmayan bazı TV kanalları keşfedilecek.
-Çok az da olsa bazı kişiler yazılar yazacak, makaleler hazırlayacak, öyküler hazırlayacak...
-Gazeteler, yazarlar okunulacak..
-Eşi, dostu olanlar birbirlerine telefonlar açacak, kısa sohbetler yapacaklar.
-
·        Krizin çok daha yönetilmesi, daha sağlıklı kararlar alınması gerekmektedir.
·        Evet, Türkiye sağlık sistemi için çok iyi ve başarılı işler çıkarmıştır.
·        Ama hem halk, hem de üretim, esnaf, endüstri.. hazırlıksız yakalanmıştır.
·        Ekonomik sıkıntı gittikce de artacaktır.
·        Salgın krizinin devamı olan ekonomik küresel kriz tüm dünyayı etkisi altına alacaktır.
·        Ailelerin yardıma muhtaç olanlarının oranı gittikce artmaktadır.
·        Ekonomik zorluk çeken işletmelere, dükkan sahiplerine hemen ve de çok büyük sorular sormadan finansal yardım ve destekler sağlanmalı, onların üretime geçmeleri sağlanmalıdır.
·        Yabancı şirketlerin Türkiye'de var olan yatırımları geri çekilecektir. Oralardan iş bulan birçok insan ek olarak işsiz olacaktır.
·        Hayvancılık ve de tarım kesinlikle devlet desteği ve yardımı ile yeniden üretime geçebilecektir.
·        Gerek halk olarak, gerekse de kamu olarak çok daha tutumlu bir dönem gelecektir.
·        Önümüzdeki dönemde lüks tüketim geriye çekilecektir.
·        Tüm bu düşüncelerin paralelinde daha birçok konu ve bilgi gündemde yerini almaktadır.
·        Bu güncel, bilimsel konular ve tartışmalar bu yazımın dışındadır.
·        Asıl ana sorun olarak ilk adımda ve acil olarak evde kalma kısıtlaması olanlara yeni ve ferahlatıcı, akıllı çözümlerin getirilmesidir.
·        Ben bir uzman değilim ama bir insan, bir yurttaş olarak kendi bulunduğumuz noktadan düşünerek yorumlar yapabilmeliyim.
·        Yüz yüze gelemesek de yazılarım ile diğer insanlar ile sohbet etmiş, fikir alış verişinde bulunabiliyorum.
·        Okumayı seven arkadaşlara böylesine sunumda bulunmak istedim.
·        Akla ve mantığa sığan, sağ duyulu düşüncelere, önlemlere inanarak, uymalıyız.
·        Sağlıklı ve huzurlu günlere hızla kavuşabilmemizi diliyorum.

   Saygılarımla...
   Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2020.05.12, MŞ.