23 Şubat 2020 Pazar

Dil ile Zihnin Etkileşimindeki Devamlılık

     __ Dil ile Zihnin Etkileşimindeki Devamlılık __
§        İnsanlığın var oluşunda görülen ilk en önemli etken DİL olmuştur.
§        Kendi aralarında ne ise anlatmak istedikleri hep o DİLİ kullanarak anlatmışlardır.
§        Aslında insanlık tarihi doğrudan dil ile başlamıştır.
§        O halkın kültürünün oluşması ve de devamı da yine dilin etkisi ile olur.
§        Bir zihinden diğer bir zihne aktarımlar dil aracılığı ile olur.
§        Dil ne denli gelişmiş ise gösterdiği etki ve kalitesi (düzeyi) o denli yüksektir.
§        Bu nedenle de kültür ve bunun içinde de eğitim ve öğretim de çok önemli bir etkendir.
§        Ne denli gelişmiş bir toplum, ne denli eğitilmiş bir birey ise o denli kullandığı dilin işlevi ve de anlatım gücü yüksek olur.
§        Bu nedenle de bir insanın en küçük yaşlarından başlanılarak gerek ailesi içerisinde gerekse de okuldaki öğretimi süresinde dilinin geliştirilmesine ve de yoğun bir kullanım alanının açılmasına çalışılmalıdır.
§        Özellikle çocukların küçük yaşlarda zihinsel kullanımlarının geliştirilmesi gerekir.
§        Onların kişisel gelişimlerine çok önem vermesi gereken ailesi çocuğun "zihinsel" gelişiminin dil kullanımı ve dil gelişimi ile olduğunu da çok iyi kavrayabilmelidir.
§        Okuduğunu çok iyi anlayabilen ve de anlayıp dile getirebilen aktarabilen, yani, zihinsel işlevini çok iyi kullanabilen insan bu elde ettiği sonuca göre de diğer insanlarla çok daha iyi iletişim sağlar, mesleksel yaşamında çok daha başarılı olur.
§        Bu anlatımda özellikle anadili eğitim ve öğretimine ve de nunun yüksek kalitesine çok çok önem vermemiz gerektiğini anlatmak istedim.
§        Bilim her şeyden önce zihinsel çalışmalarla ve bilgilerle, deneyimlerle olacak ise, araştırmalarda yine o kişinin zihinsel düzeyi en önemli olacak ise, tüm bilimsel verileri ve bulguları aktaracağı bir "dil" olması gerekir.
§        Yazılı ya da sözlü olsun kesinlikle bir dil üzerinden oluşacak olan bilim ve zihinsel veri akışında en önemli hangi dil ise o veriler o dilin malı sayılabilir.
§        En güçlü ve en iyi bir düzeye erişebilmiş anadilimizin olması için çaba göstermeliyiz.
§        Anadili, zihin ve toplumsal, bilimsel kalkınma birbiri ile direk bağlantılıdır.
§        Zihinsel gelişim, zihnin akışkanlığı bilgi ve verileri alıp işleme gücü ve düzeyi kendiliğinden artırılmaz.
§        Buna en büyük etken kültürel yaşamı, anadilini kullanabilmedeki gücü ve öğretimsel alabildikleridir.
§        Dil, kültür ve zihin üçü birbirini doğrudan ve devamlı etkileyen elementlerdir.
§        Dilin zihne olan etkisi ne dönemli ise, zihnin de dile olan etkisi o denli önemli ve doğrudan bağlantılıdır.
§        Kültür denilen çok değerli bilgiler, alışkanlıklar, töreler ve halk bilimi unsurları v.b. de her şeyleri ile zihinsel ve dilsel ilişkilerden oluşmaktadır.
§        Çeşitli disiplinler ile çalışan insanlar düşünme ilişkileri ile dilin arasındaki ilişkiye her zaman dikkati çekmişlerdir.
§        Özellikle felsefeciler bunu ağırlıkla vurgulamışlardır.
§        Örneğin psikolojide, dilbilimde sosyolojide, ekinsel antropolojide ve mantıkda, dil ve düşünme ilişkileri ile ilgili sorunlara çeşitli açılardan yaklaşılmaktadır.
§        Konuyu en doyurucu biçimde incelemeyi olası kılacak yöntemler geliştirilmektedir.
§        Özellikle felsefe tartışmalarının görünümüne eş olarak psikoloji araştırmalarına yansıyan iki ana çizgisi gözlenmektedir.
§        İlk öbekde yer alanlar konuşma ile düşünme arasında bir özdeşlik belirlemişlerdir.
§        Düşünme bireyin kendi kendine yaptığı içrel, sessiz bir konuşma olarak algılanmaktadır.
§        Katı olarak ele alırsak, hayvanlarda, henüz konuşmayan çocuklarda, sağır ve dilsizlerde düşünme olmadığı sonucuna varılabilirdi.
§        Ayrıca değişik dilleri konuşan insanların da, dillerin benzeşemediği alanlarda değişik ayrımlı biçimlerde düşünecekleri var sayılmaktadır.
§        Bu görüş çocuğun gelişimine uyarlanırsa, çocuğun zihinsel gelişiminin toplum tarafından dil aracılığı ile kurulduğu, dili kullanma yeteneğini geliştiren her işlemin zihin etkinliğini de artıracağı söylenebilir.
§        Bir dilin kendi toplumsal ve ekinsel  katmanları arasında, dili kullanma biçimleri arasında ayrılıklara bağlı olarak, zihin işleyişlerinde de ayrılıklar olacağı ileri sürülmüştür.
§        İkinci öbekde toplanan, düşüncenin dilden bağımsız olarak gerçekleştiğini, ancak, dil aracı ile dışa vurulduğunu, başkalarına iletildiğini savlamaktadırlar.
§        Dil düşünceyi taşıyan bir araç, bir kaptır.
§        Düşüncenin gerçek temeli zihin işlemleri yapabilme, soyutlama ve semboller kurabilme...gibi yeteneklerdir.
§        Bir dilin öğrenilmesi ve bir iletişim aracı olarak kullanılması insan zihninin bu özellikleri dolayısıyladır.
§        Düşünmenin sözel olması gerekli değildir.
§        Zihinsel işlemleri ve mantıksal ilişkileri sözel yöntemlerle öğretmek genelde başarısız olmaktadır.
§        Bu iki öbekde toplanan  görüşler arasındaki karşıtlığın ilk bakışda sanıldığı kadar büyük olmadığı anlaşılır. Tartışmayı güçleştiren "dil" ve "düşünme" terimlerinin yeterince açık tanımlanmamış oluşundandır.
§        "Düşünme" denilince kavram oluşturma, sorun çözme, bellek, soyutlama, mantıksal çıkarımlar yapabilme, hayal kurma...gibi zihin işlevlerinin biri ya da birkaçı birden anlaşılmaktadır.
§        Yine bunun gibi "dil" terimi de çok yönlü anlaşmaya uygundur.
§        Dilin "bildirme", "isimlendirme","buyruk verme"  "duyguları dışa aktarma"," nesne ve ilişkileri temsil etme"....gibi işlevleri ise tüm tartışmalarda yeterince ayrılmamıştır.
§        Milli maarif ve halk sağlığı alanında olduğu gibi diğer bilimsel alanlarda da bu özellik her zaman "göz önünde" tutulduğunda o toplum daha yüksek bir uygarlık düzeyine erişebilir.
§        Biz de hem toplumsal hem de bireysel olarak bu bilinci geliştirmeli ve çabalarımızı göstermeliyiz.
§        Yok, bu gidişle bu ülkede... diye başlayan konuşmalar olacak ise bu ancak böyle düşünenleri bağlar.
§        Biz en azından kendi yaşam alanımızda dil ve zihinsel ilişkiye, anadilinin gelişimine çok daha fazla önem verebilelim.
§        Bizler kendimize çok bilinçlice ve dikkatlice yatırım yapmalıyız.
§        Öz benliğimizi çok iyi irdelemeli ve tanımalıyız. Algı yönetimimiz, zihinsel yönetimimiz herkesden önce bizim "kendi" elimizde olmalıdır.
§        Dış etkenlerden, dış etkilerden ve başkalarınca oluşturulmuş "zihin yönetimlerinden" gelebilecek her türlü olumsuzluklardan kendimizi koruyabilmeliyiz.
§        Nereden ve ne türlü bir gelişimin sağlanabilineceğini kavrar ve bilir bir duruma gelmeliyiz.
§        Özel yaşamımızda ve de iş yaşamımızda her zaman ve hiç durmaksızın kendimize yatırım yapabilmeli ve geliştirebilmeliyiz.
   Saygılarımla...
   Gönen ÇIBIKCI, Öğretmen,
   2000.02.25, Goldbach
   2020.02.23, MŞ.

10 Şubat 2020 Pazartesi